Dün gece Şevval Sam

Gözümden kaçtı mı sanıyorsun Şevval? 

Unuttun, unuttun işte "Ben seni sevdüğumi" türküsünü söylerken sözlerini..Çaktırmadan son kıtasına geçtin türkünün..Atladın.. 

Çok anaforcusun Şevval..Çocukluğunda da öyleydin ya..Evde, küçüklüğüne sığınarak hep ablana yüklerdin işleri. Abla oraya, abla buraya..Sen bahane bulup, sıyırırdın işlerden.. 

Türkülerde de öylesin. Sözleri unuttuğunda, atlıyorsun türkünün nakaratına.. 

Hadi bunu geçelim.. 

Neydi öyle dün gece, "Beş koca, beş koca" diye üstüne basa-basa söylediğin sözlerin? Otur oturduğun yerde! Üç de yetmez, beş taneymiş! 

Anladık, şarkının sözleriydi ama olmaz ki, öyle de okunmaz ki bu şarkı..Ama annen nasıl bozum etti seni bu sözlerinden dolayı..Oh! 

Sana koca moca yok, türkülerini söyle sen..Gerçi, türkü mü söylüyorsun, şarkı mı, arabesk mi? pek de belli değil ya..Tamam anladık, çok yölüsün, yeteneklisin. Enstromansız zurna da çalıyorsun, saksafon da. Dün gece gördük..Ama bi yön çiz artık kendine. Bu kadar arayış yeter. 

Aslında bu konuda hak vermiyor değilim sana. Toplumun yapısına ve akışına göre yönlendiriyorsun albümlerini. "Toplum böyle, ben de böyle" felsefesi. 

Daha küçüksün. Büyüdükçe "Ben Şevval Sam" diyeceksin topluma. Yönlendiren sen olacaksın albümlerinle.. 

Gelelim peştamal meselesine..Ne demiştim ben sana? Ayder'den dönerken, peştamal alacaksın, sahne de takacaksın, takmazsan protesto edeceğim demiştim. 

Ne yaptın? 

Sahne boyunca "Behiye Aksoy" tarzı kostümünle dolandın durdun. Hiç olmazsa Karadeniz türküleri söylerken peştamal taksan, (Hatta boynuna bile dolayabilirdin) güzel olmaz mıydı? 

Ben sözümde durdum, fotografını çekmedim, "Arabesk" adlı albümün yanımda olduğu halde imzalatmadım.. 

Sonuş olarak, iyiydiniz dün gece Kuruçeşme Arena'da Annen-ablan ve sen Şevval Sam..