- Kategori
- Sinema
Dünden bugüne Türk sineması

Kemal Sunal
Daha önceki yazılarımda sinemanın tekniğinden anlamadığımı bir kaç defa belirtmiştim. Zaten benim yazılarımı biraz okuyan ve takip edenler bu yazının başlığını okuduğunda sinema tekniğine değilde sinemanın sosyal içeriğine değineceğimi anlamışlardır.
Beyaz Perde'nin karşı konulamaz insanları çekme kuvveti, televizyonun geçmişten geleceğe her gün daha yaygın olması, vcd-dvd oynatıcılar sinemanın verdiği mesajı etkili kılmaktadır.
Daha önce ‘Milli Sinema’ yazımda ABD Başkanı Roosvelt'in "Amerikan filmlerinin oynadığı ülkelerde her geçen gün daha fazla Amerikan otomobili, daha fazla coca cola, kısacası daha fazla Amerikan ürünü satılıyor. Sizler, Amerikan ekonomisinin en önemli destekçilerisiniz.” sözünü örnek vermiştim.
Özellikle Amerikan sinema sektörü ve Batı’nın çektiği filmler yukarıda Roosvelt’ten örnek verdiğim doğrultuda işlerler.
Zaten bu konuda Amerika’nın savaşları sahada değil; sinema sektörüyle kazandığı gerçeği unutulmamalıdır.
Peki Türk Sineması Nereye Gidiyor?
Türk sinemasının geçmişte verdiğini örnekler unutulmayacak derecede önemlidir. Çekilen fimler sürekli olarak toplumsal sorunlara değinmiş, toplumun dertlerini gündeme taşımıştır. Örnek vermek gerekirse; Banker Bilo, Devlet Kuşu, Gülen Adam, Düttürü Dünya, Korkusuz Korkak, Yoksul, Salako, Tokatçı gibi film adlarını verebiliriz.
Ama bugün durum farklı bir noktaya doğru sürüklenmektedir. Bu konudaki yozlaşmanın dönemsel mi olduğu, yoksa yükselen bir çizgiyle yozlaşma yolunda hızlı adımların mı atıldığı konusu tartışmalıdır. Bu tartışmanın doğru ve yegane cevabını önümüzde ki yıllarda öğreneceğiz.
Sinemamızda son yıllarda çekilen oldukça kıymetli filmlerinde varlığı unutulmamalıdır. Gerçi çekilen filmlerimizin çoğunluğu ‘para’ ilişkisine dayanmakta, aynı televizyonlarımızda olduğu gibi milletimizin aklını çelmekte ısrar etmektedir.
Hele hele çekilen tarih filmlerimizin bir çoğu yalan ve iftiralar ile doludur. Bu yalan ve iftiralar sinema sektörümüzü baltalamakta her şeyin ‘insanın iyiliği’ için varolduğu konusunda bizi şüphelere düşürmektedir.
Eminim ki Türk Milleti ve Türk sineması bu çöküntü dönemlerini atlatacak, başındaki kara bulutları dağıtacaktır.
Milli Sinemamızı bir an önce oluşturmamız dileğiyle…
Özgü AŞKIN
iletisim@ozguaskin.com