Dünden pahalı yarından ucuz

Son dönem düyda genelinde yaşanan pandemi sürecinin sonuçlarından birisi olarak nitelendirebileceğimiz finansal haraketlilik toplumu farkı alışkanlıklara sürüklerken, bu durumu fırsata çevirmeye çalışan yaratıcı bir esnafımızın ürettiği bir pankartın ne kadar manidar olduğundan bahsetmek istiyorum bu yazımda.

Altın ve dolar kaşısında değer kaybeden Türk liramız gibi görünse de aslında görünenin ardında çok daha ilginç bir manzara ile karşılaşmaktayız.

Yaşanan finansal haraketliliğin ülkemize özgü olduğu ve süreklilik arz edeceği fikri ile bir çok alanda stok yapma eğilimndeki toplum, hareketliliği körüklemeye devam ediyor. 

Bu nedenle bir çok marka da zaman zaman indirim, kampanya veya aktüel ürünler adı altında sunduğu ürünlere stok koyarak, toplumun her kesiminin ihtiyacına erişmesini hedefliyor olsa da durum tamamen yanlış anlaşılarak gelecek döremde ürün yokluğu sıkıntısı çekileceği şeklinde yorumlanıyor.

Halbuki bu hareketlilik gelecek dönemler için büyük bir israfa yol açma eğilimidir. İhtiyacından fazlasını biriktirenler zamanla bu birikimin ihtiyaç olmadığını fark ettiğinde bu işten hem zarar etmiş olacaklar, hem de israf. 

Tabi bu süreci iyi yönetenler bu işten oldukça kazançlı çıkacaktır. İhtiyacınızdan fazlasını almanız talep yoğunluğuna neden olacak, bu yoğunlukta fırsatçıların ekmeğine bal sürecektir. 

Naçizane tavsiyem ihtiyacınız kadar alın. Dengeli alışveriş hem sizi, hem toplumu refaha çıkaracatır. Başta da dediğim gibi düne göre pahalı olması talebin artmasından kaynaklıdır. Yarına göre ucuz olması bir satış politikasıdır. Yarında ucuz olması sana, bana, bize bağlıdır.