Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '17

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Dünya Güzellerim Buram Buram Kurgu Kokuyor!

Dünya Güzellerim Buram Buram Kurgu Kokuyor!
 

Sözde gezi programı Dünya Güzellerim ilk bölümüyle hayal kırıklığı yarattı. Kötü yazılmış bir senaryo, üçüncü sınıf oyunculuklar, garip insan ilişkileri...


Show TV'nin yeni programı Dünya Güzellerim ilk bölümüyle dün akşam ekrana geldi.
 
Başrollerde Bülent Ersoy, Safiye Soyman, Banu Alkan ve Burcu Esmersoy'un yer aldığı "gezi ve şov" programından eksik kalmam söz konusu bile olamazdı.
 
Zira ne yaptıklarını gerçekten merak ediyordum.
 
Dayandım ve 100 dakikalık programı sonuna kadar izledim.
 
Sonra acaba bir cevher var da ben mi göremiyorum diye kendimle ilgili şüpheye düştüm.
 
Ve emin olmak için bugün bir kez daha Dünya Güzellerim programını internetten izledim.
 
Kafamda deli sorular...
 
Bir yapımcının aklına böyle bir program yapmak niye gelir?
 
Hadi yapımcının aklına geldi, derlediler topladılar proje haline getirdiler,
 
Peki, Show TV neden böyle bir programı yayınlamak istedi?
 
Hadi inatla yapımcı yapmak ve kanalda yayınlamak istedi,
 
O zaman neden program içindeki her şeyin bu kadar sahte ve "mış" gibi olmasına müsaade edildi?
 
Birde tabi Burcu Esmersoy durumu var ki, inanamadım.
 
Ne işi var o programda gerçekten anlamak mümkün değil.
 
Mantıklı bir neden bulmak için hayal dünyamı baya bir zorladım ve tek açıklama buldum ki, Burcu Esmersoy'un yapımdan birine aşık olması.
 
Tamamen sallıyorum şu an.
 
Zamanında Aşk Sana Benzer filmi için, "Fahriye Burak'ı çok seviyor" demiş, "aşktan gözü dönmemiş olsa bu projeyi asla kabul etmez" diye yazmıştım.
 
Zira hayatımda izlediğim en kötü filmdi.
 
Para verip bilet aldığım için kendimi kazıklanmış hissetmiştim.
 
Bakınız Fahriye Evcen, Burak Özçivit çiftine, şimdi evleniyorlar.
 
Bence Burcu Esmersoy içinde aynı şey geçerli olabilir.
 
Zira başka türlü böyle bir projeyi kabul etmesi bence mümkün değil.
 
show tv
 
Biraz programla ilgili ayrıntı vereyim...
 
Öncelikle, yayınlanan tüm tanıtımlarda yazdığı gibi, bu bir "gezi ve şov" programı değil.
 
Bir çeşit reality programı yapılmaya çalışılmış.
 
Hani "Kısmetse Olur" gibi, "Ünlüler Çiftliği" gibi...
 
Lakin genelde katılan oyuncuların kurmasına müsaade edilen oyun ve rolleri, Dünya Güzellerim'de yapım ekibi kurunca, ortaya iyice yapmacık bir durum çıkmış.
 
O yüzden de buram buram kurgu kokuyor.
 
Reality programlarında seyirci "rol mü gerçek mi" arasında gelir gider ve programda bu kuşkudan beslenir.
 
Oysa Dünya Güzellerim programında, o kuşkudan bile eser yok.
 
Bildiğiniz kötü yazılmış bir senaryo ve üçüncü sınıf oyunculuklar söz konusu.
 
show tv program
 
Program başladı ve tam 8 dakika 32 saniye boyunca, tanıtım izledik.
 
Sanırsınız bir önceki bölümün özeti.
 
Bitmek bilmedi.
 
Oysa tanıtımın kısası makbuldür.
 
Bir şey satmak istiyorsanız, az zamanda çok şey anlatmalısınız.
 
Bakınız reklamlara.
 
Neyse...
 
Banu Alkan uçağa binmeden önce hastalandı.
 
Klima zehirlenmesiymiş.
 
Bülent Ersoy, Safiye Soyman ve Burcu Esmersoy hastalığına inanmadılar.
 
Dedikodu yapıp yapıp durdular.
 
Bu arada Banu Alkan'ın şuh bir sesle "ben dünya starıyım" diye inlemeleri,
 
Onun olmayan dünya starlığının Bülent Ersoy tarafından sorgulanması,
 
O sırada Burcu Esmersoy'un orada olup, yokmuş gibi davranma çabaları,
 
Safiye Soyman'ın kaçak dövüşüp, araya cümleler sıkıştırıp nabza göre şerbet vermeleri...
 
İnanamadım...
 
Sanki Banu Alkan'ı yermek ve aşağılamak için program yapılmış gibiydi.
 
O öyle bir hayal dünyasında yaşıyor olabilir.
 
Kilosu, yaşı, mesleği, havuz kenarında parmak ucunda yürümesi ile ilgili sorgulamalara ne gerek var?
 
Onun öyle olmadığının altının çizilmesinin, size getirisi ne?
 
show tv
 
Sonra yalandan Bülent Ersoy'un çantasını, bir maymuna çaldırdılar ki akıllara zarar.
 
Çantada 40.000 euro varmış...
 
Hoş o parayı Bülent Ersoy nasıl ülkeye soktu, orası muamma.
 
Dönelim hırsızlık olayına...
 
Her şeyin döküldüğü fakir semtte, Bülent Ersoy, pırıl pırıl kromajlı bir sandalyede sokak ortasında oturarak bekledi.
 
Bir süre sonra, iki tane sözde polis geldi.
 
Dalga geçer gibi, maymunun boyunu falan sordular.
 
Gittiler.
 
Ve sonra boynundan zincirli üç maymunla geri geldiler.
 
Maymunların halleri içler acısı.
 
Hadi Bülent Ersoy'u biliyoruz, hayvanlarla ve kürkle ilgili düşüncelerini zaten bangır bangır her yerde paylaştı.
 
Peki ya Burcu Esmersoy?
 
Hiç mi üzülmedi o hayvanların haline?
 
İddia ediyorum; koyun oraya Özge Özpirinçci'yi, koyun oraya Ezgi Mola'yı, koyun oraya Gonca Vuslateri'yi, bakalım o sahneleri çekebiliyor mu yapım şirketi?
 
Korkunçtu...
 
Yazık, çok yazık...
 
show tv
 
Sonra Safiye Soyman ile Bülent Ersoy'un otel odasında, ananas suyu isteme muhabbetleri var ki, bir türlü bitmek bilmedi.
 
"İngilizce" yerine "İngilazca" denmesine,
 
Aslında beşe kadar İngilizce saymayı bilen birinin, bilmiyormuş gibi yaparak seviyeyi iyice yerlere çeken diyaloglarına,
 
Kendisine getirilen tavuk göğsünü istemediğini söylemek için, "no chicken" diyerek göğsünü  gösterip, sonra "yes chicken" deyip baldırlarını göstermesini on kere anlatmasına,
 
Sanırım hepimizin gülmesi bekleniyordu.
 
O da yetmedi, havalananında serum verilmeyi kabul etmeyen Banu Alkan, Hindistan'da kamerayla sokaklara çıkıp, bir büfeden uyduruk ilaç aldı.
 
Sonra Türkçe bilmeyen büfenin sahibi Hintli adama, Türkçe konuşarak Bülent Ersoy'u dakikalarca çekiştirdi.
 
Ha birde Bülent Ersoy'un otelin bahçesinde söylenme sahnesi var.
 
Sözde gizli kamera ile çekim yapılıyor.
 
Bülent Ersoy, Banu Alkan ile ilgili söylenirken, hop yılan sokuyor.
 
Yılan var mı ortada?
 
Yok...
 
İnandırıcı mıydı?
 
Değildi.
 
show tv
 
Dünya Güzellerim programını yapan ve yayınlayanların, hangi seyirci kitlesini hedeflediklerini gerçekten merak ediyorum?
 
Hadi Burcu Esmersoy'u bir kenara koyalım.
 
Geri kalan üç isim, hapşırsalar peşlerinden kitle getiren isimler mi?
 
Biz bu insanları niye izleyelim?
 
Ayrıca niye o kadar para harcayıp Hindistan'a gittiler ki?
 
Gezi namına toplasanız 15 dakika Hindistan'ı gördük.
 
Geri kalan her şey; uçak, otel ve lobide geçiyor.
 
Daha başka ne denir bilemedim ama bence biz bu kadar da kötüsünü hak etmiyoruz.
 
********************************************************
 
Televizyon, sinema, yaşam, patiler, ilişkiler ve sokaktaki hayat üzerine diğer yazılarımı okumak istiyorsanız, http://www.bibaksana.com.tr adresli bloguma uğramayı unutmayın. :)
 
********************************************************
 
Bana ulaşabileceğiniz linkler:
 
Bibaksana: http://www.bibaksana.com.tr/
 
Bibaksana facebook sayfası: https://www.facebook.com/bibaksanablog
 
Bibaksana instagram sayfası: https://www.instagram.com/bibaksanablog/
 
Bibaksana Twitter sayfası: https://twitter.com/bibaksanablog
 
Bibaksana Google+ sayfası: https://plus.google.com/+BibaksanaTrblog
 
Bibaksana pinterest sayfası: https://tr.pinterest.com/bibaksanablog/
 
Bibaksana linkedln sayfası: https://www.linkedin.com/in/bibaksanablog/
 
Bibaksana tumblr sayfası: https://www.tumblr.com/blog/bibaksana
 
 
Toplam blog
: 172
: 1971
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Okur, gezer, izler ve yazar...                 ..