Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '17

 
Kategori
Sektörler
 

DÜNYA VE İNSAN

Dünya genel olarak iyiye gitmiyor. Teknoloji ve iletişim alanında baş döndürücü gelişmeler kaydedilirken fikri ve ruhi hayatımız tefessüh etmektedir. Bütün mecralardan üzerimize yıllardır boca edilen servet, şehvet ve şöhretin çıldırtıcı propagandası sonucunda çok para kazanıp gününü gün eden hedonist bir insan profili ortaya çıkmıştır.  Bu gidişi değiştirecek bir fikir hareketi veya düşünürün ufukta gözükmemesi de bir dönem özelliğidir. Tarihin her safhasında kötüye gidişlere karşı fikri planda “dur” diyebilen müstesna şahsiyetler olmuşsa da, son yüz yıla baktığımızda batıda ve doğuda fikir meşalesini tutuşturacak bir kıvılcım dahi ortaya çıkmamıştır. 17. Ve 18. Yüzyıllarda sosyal bilimler sahasında dâhiler yetiştiren Batı dünyasının kaynağı adeta kurumuştur.

Son Amerikan seçimlerinde yaşananlar bu gidişatın teyidi gibidir. Demokratik seçim sistemi ile idealize edilen ortak akıl çaresiz kalmış ve bütün dünyaya örnek olma namına fena bir netice doğurmuştur. Paraya hakim olanın her şeye hakim olacağı şeklindeki dünya görüşü zaferini ilan etmiştir. Her şeyi maddeye irca eden sosyalizm fikrinin babalarının hayalini, medya ve finans sektörünün propagandacıları adım adım gerçekleştirmiştir. Bütün dünyada tektipleşmeye doğru yol alan günümüz insanının ruhu tecrit edilmiş, ortada bedenden ibaret bir zavallı kalmıştır. Sanal alemde kendisine gösterilen imkanlara kavuşabilmek adına bir işte çalışan, mutfakla tuvalet arasında gidip gelen, hayvani hislerini tatminde saadet bulduğunu zanneden bir zavallı.. Bu dünya düzeninde, irade kuvvetini idealleri için seferber eden fikir insanları gökyüzündeki yıldızlar kadar yalnızdır.

Bu genel gidişat içinde bizim durumumuz daha da vahimdir. Batının kuruyan kaynaklarının insanlığın içinde bulunduğu meseleleri çözmesi mümkün değildir ve Batılı en azından bunun farkındadır. Bizim kaynağımız ise arı ve duru bir şekilde gürül gürül çağlamakta olduğu halde gözlerimiz bağlı, kulaklarımız tıkalıdır. Paranın ve maddeciliğin saltanatı karşısında maneviyatın fikri plandaki gür sesi yükselmeden bu gidişatı durdurmak mümkün değildir. İnsanın ruhen tekamül edişinin kömürün elmasa dönüşmesi olduğu, Allah’a vuslat ile sonuçlanan bu yolculukta manevi değerlerin ne büyük güzelliklere açıldığını tüm insanlığa sunacak gür bir sada..

İşte bizim durumumuzun vahameti yanımızda çağlayan kaynaktan bihaber vaziyette yaşayıp gitmemizden mütevellittir. Bu kaynağı insanlığa ab-ı hayat şeklinde sunma imkanının tek sahibi olan bir milletin vaziyeti içler acısıdır. Lakin, tarihte çok büyük işler başarmış bir millet için ümitsiz olunmaz. Yeter ki bu milletin çocuklarına “ideal” aşısı yapılsın. Yeni dünya düzeninin sırf bedenden ibaret farz ederek tektipleştirdiği Homo Ekonomikusun panzehiri, bizim insanımıza ideal vermektir. Bazı milletler ancak bir ideal etrafında varlık bulurlar. Türk Milleti bunların birincisidir. Diğer milletlere nazaran, imparatorluk hafızası genlerine işlemiş ve kızıl elması uğrunda serden geçmiş olan Türk Milletinin gençlerini bir mefkure etrafında birleştirmek çok daha kolaydır. Tarihiyle kopan bağları yeniden tesis edecek gerçek manada MİLLİ bir eğitim sistemi teşkil edilerek; medyasıyla, aydınlarıyla, dizi ve filmleriyle milli bir kültür devrimi için verilecek teşviklerle bir nesil sonrasında insanlığa ışık tutacak dünya çapında fikir adamları yetişecektir. Yanı başımızda gürüldeyerek akan TEVHİD çağlayanının sesini dünyaya duyuracak büyük mütefekkirler.. Bu büyük adamları yetiştirecek  ideal sahibi yeni bir öğretmen nesli için devletimiz kolları derhal sıvamalıdır. Tarih bize seslenmekte, insanlık kollarını hasretle açmış beklemektedir.

 

Murat Kütüklü,10.07.2017 

 
Toplam blog
: 4
: 95
Kayıt tarihi
: 11.07.17
 
 

1975 yılında İstanbul'un Hasköy semtinde doğdu. 1993 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Hukuk ..