- Kategori
- Üniversitelinin Sesi
DÜNYAYI YAŞANMAZ YAPANLAR
D Dünyayı bekleyen tehlike
Merhum Necip fazıl şiirinde dile getirdiği bir mısra var, ben şahsen konuşmalarımda ve arkadaş sohbetlerimde bu mısrayı dile getiriyorum kısacası:
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Merhum ne güzelde özetlemiş dünyayı bekleyen en önemli tehlikelerden biri gelir dağılımında ki eşitsizliktir, bugün dünyanın en önemli sorunlarından gösterilen düzensiz göçün başında gene bu gelir dağılımındaki eşitsizliğin yarattığı bir muhakkaktır.
Her Yerde okuyoruz dünyayı idare edenlerin kimliklerini, bu kadar ailedir, fulan kişilerdir gibi taranaları, bunlar tamam lakin bilim ve insaf denen bir olgu var her herkeste, ‘’içindeki vicdan insaf’’, devreye girmediği müddetçe kimsenin pek başarılı olacağına da inanmıyorum…
Savunma sanayi yatırımları kim ne derse desin savaşa dönüktür, buralara yatırılan paraların insanların biraz daha fakirleşmesine ve düzensiz göçün artmasına sebep olmaktadır.
Dünyanın büyük silah üreticilerden ve tacirlerinden kabul edilen Rusya'da sefalet diz boyu. BBC televizyon kanalının rusya'nın kuzeyinde süslü şehirlerin arka sokaklarındaki varoşlarda bir çekim, ve röportajlara kalımtılar hala gözümün önünde gelip gitmektedir, sefalet diz boyu,
İnsan oğlu şerefli bir mahluktur dini inancı ne olursa olsun hangi siyasi ve güç hedefi uğruna insanları bu zillete düşürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Olmamalıdırda hamaset ile istismara girişmek bir insanlık suçudur.
Sınırların anlamsızlaştığı günümüz dünyasındaki coğrafya yapısında göz önünde bulundurursak artık hiçbir devletin kendi kendine yetmeyeceği bir muhakkaktır. İstihbarat örgütlerinin kendi içlerindeki savaşı net olmasada medya ve eski çalışanlarının sayesinde kısmı olarak öğreniyoruz, insanlar arasındaki bu bitmez tükenmez ihtiras yarınlar için çocuklarımız için pek hayra alamet olacağını zannetmiyorum.
Peki günümüz dünyasındaki müslümanların durumunu sorarsak kendimize yani bizlerin durumu, gerçekten müslümanların misyonu bu olmamalıydı, zira Kuranı Kerimde:
Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Ehl-i kitap da inanmış olsalardı elbette onlar için hayırlı olurdu; içlerinden inananlar da var, fakat çoğu yoldan çıkmıştır.
Evet durum bu bugün yeryüzü coğrafyasına baktığımız zaman müslümanların durumu gerçekten içler acısı yaşamış oldukları coğrafya neredeyse geçmiş bütün medeniyetlere ev sahipliği yapmış lakin bugün ise insanların kaçtığı coğrafya konumuna gelmiştir.
Yarınların neler getirdiğini şahsen bilemem lakin bugünlere bakarak çok rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki yarınlar bugünlerin atılacağı adımlara bağlıdır,
Bir millet nefislerini (kendini) bozmadıkça, Allah onların durumunu değiştirmez.