- Kategori
- Şiir
Durdurun dünyayı, ineceğim ben...

Zengini kotrasız olamıyorsa
Saraysız, konaksız kalamıyorsa
Fakiri başa dam bulamıyorsa
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
İGS, Versace, Vakko gibisi
Giymem başkasını diyor birisi
Örtünecek bezi yok, çıplak kimisi
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Roma'da pizzayı yiyor hırsızı
Paris'ten parfümü alır arsızı
Garip yüreğinde kalır bir sızı
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Zalimler dünyada şimdi hükümdar
Namerdin eline geçmiş iktidar
Şebek, bukelamun olmuş nüktedar
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Boynuzlu boynuzu eğeliyorsa
Boynuzsuza dişi biletiyorsa
Biçare yavruyu ağlatıyorsa
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Bir yanda inliyor yavru bebeler
Bir yanda kurbanlık kuzular meler
Bir yanda bekliyor hazır mezeler
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Çocuklara bakıyor, güya ana ya!
Koç gibi vuruyor kafa kafaya
Fırlatıp atıyor sonra havaya
Durdurun dünyayı, ineceğim ben (1)
Tazecik yüzlere yumruk nakşeder
Duvardan duvara sesler akseder
Nerde bu insanlar, yok mu haksever?
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Yürek dayanır mı bu çığlıklara?
Çığlıklar karışır karanlıklara
Bir imdat yetişsin artık onlara
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Gökten yağmur diye, zulümler yağar
Bu zulüm ne yere, ne göğe sığar
Azgın sular artık beni de boğar
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Haklıyı, haksızı artık aramam
Zalimin yüzene sille vuramam
Bu kahpe dünyada daha duramam
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Paylaşmadan Felek seninle kozu
Dağıttın etrafa, yağdırdın tozu
İşte söylüyorum size son sözü
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Böyle durulur mu ha bu dünyada?
Her derdin ilacı durur Konya'da
Dünyada adalet ya olsun, ya da
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Yeter artık Hasan! ineceksen in
Kaçırmadan o yolun kervanına bin
Seni mahfedecek içindeki kin
Durdurun dünyayı, ineceğim ben
Burak kervanına bineceğim ben...
(1) Malatya çocuk yurdunda yaşananlarla ilgili.
Sarıyer, Kasım 2005