- Kategori
- Gündelik Yaşam
Düşünce Dünyamız ve Yansımaları!

İnsan yaşamının her döneminde değişik boyutlarda düşünceler vardır
Herhalde siz de farkındasınız…
Ya idrak ettiğiniz bir şey aklınızdan geçer; ya da bir varsayım olarak kabul ettiklerinizi hayal edersiniz.
Kimi zaman bir sohbet ortamında birisini dinlerken; bazen uçakta, sinemada; kitap okurken, kimi zaman da yalnız kaldığınızda bir düşünce dünyasında bulursunuz kendinizi.
Asla düşünmeden yapamayız. Düşünmemeye çalışsak bile bunu gerçekleştiremeyiz. ‘Düşünmem’ diyerek sadece kendimizi aldatmış oluruz. Günlük yaşamda karşımıza çıkan ve bizi derin şekilde etkileyen, açığa çıkmaması gereken bir olayı düşünce boyutunda bırakamaz, mutlaka bir veya birkaç kişiye aksettirmeden duramayız.
Düşüncelerimizle benliğimize ışık tutmak isteriz.
Genelde yakın plandaki geçmiş olaylar beyninizde yer alırken, bazen ileriye dönük araştırmalar üzerindesinizdir.
‘Onun yerinde olsam şöyle yapardım’ fikri kimliğimizi açıkça ortaya koyarken, bu sefer kendimizi keşfetmenin yollarını ararız.
Velhasıl bir şeyi değiştirmesek de duygu ve düşüncelerimizle olayların içinde buluruz kendimizi.
Düşündüğümüz ve sıra dışı kabul ettiğimiz bir projeksiyonda, kendimize yakıştırdığımız her serüvende biz de varız. Beğenmediğimiz karakterlerle uyuşmayı, onlarla örtüşmeyi aklımızın ucundan bile geçirmeyiz ama sonuçta yine düşünürüz.
Olumlu yaklaşımlar sevgiyi, menfi düşünceler ise sevgi ve empati yoksunluğunu da beraberinde getirecektir. Ancak yine de oralı olmayız. Çünkü huy ve tabiatın yani fıtrata uygun şeylerin beynimize hâkim olduğu gerçeği var. Daima kendimizin haklılığını düşünmeye fırsatımız olur da, muhatabımızın görüşlerini dikkate bile alamayız.
Şayet birini seviyor ve onunla dargın isek, beynimizin içinde hayaliyle devamlı kavgalı bir halde buluruz kendimizi. Bu hal, strese ve unutkanlığa sebep olur. İlerki safhalarda patolojik hadiselere gebe kalacağı bellidir. Yine de bu sevdadan vazgeçemeyiz. Her halükarda kavga devam edecektir, düşünce dünyamızda.
Özellikle farklı düşünceler bizi hayalimizdeki kahramanlara yönlendirir. Onlarla düşer, onlarla kalkarız. Hayallerimizin ardı arkası kesilmez. Onlarla yüzleşir, konuşmaya çalışır, onlarla yaşamaya, değişime, yenilenmeye gayret ederiz. Kendimize kimlik oluşturmada, düşünce dünyamız ön plandadır.
Tutkularımız, umursadıklarımız veya umursamadıklarımız bir kombinasyon oluşturarak iç dünyamızı netleştirir. Ve genellikle olduğu gibi çıkar.
İnsan yaşamının her döneminde değişik boyutlarda düşünceler vardır.
Çocukluk yılları ayrı, ergenlik dönemi ayrı, yaşlılık dönemleri ayrıdır.
Sperm devresinden embriyo dönemine kadar geçen süre ve buluğ çağına geçiş aralığı farklı formatları içerir.
Ergenlik dönemi safhası geçildiğinde artık ‘Biz kimiz, nerden geldik nereye gidiyoruz’ şeklindeki düşünce tarzları başlar.
Düşünce, davranışları tetikler. Olumlu düşünce yapısı ile insanlar parlak bir geleceğe yol alırken, zaaflarımız ve korkularımızla dolu olanlar sınırlayıcı, zorlayıcı bir yaşama geçişimizi belirler.
Genelde insan fiillerinden, kimi zaman da düşüncelerinden sorumludur. Çünkü fark edilemeyecek şekilde bir iletişim halinde olan beyinler, olumsuz düşüncelerinizden etkilenir ve sizi sorumlu hale getirir.
Unutulmaması gereken mistik uyarı şöyle; zerre kadar yaptığınız şeyin karşılığı size dönecektir anlayışına istinaden, buna sorumsuz düşünceleri de ilave etsek herhalde yerinde bir düşünce olacaktır kanaatindeyim.
Ahmed F. Yüksel
facebook.com/ahmedfevzi.yuksel
instagram.com/sufafy
twitter.com/sufafy