Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '10

 
Kategori
Anılar
 

Düşünce gücü /organize işler

Düşünce gücü /organize işler
 

düşünce gücü


Metropol bir şehirde yaşamanın zorluklarını yaşıyorum zaman zaman…

Her milletten insan toplulugunda.

Tüm savaş(!)…

Ekmek davası içindir(!)…

Bu savaşı bazıları kuralına göre yaşarken bazılarıda organize işlerle halletmeye çalışır.

Büyük şehirde yaşam zordur ama küçük şehirde de yaşam kolay degil sanırım.

‘’Organize işler konusu da nereden çıktı durup dururken?” diye düşünebilirsiniz dedim ya olumlu düşünme ya da olumsuzlukların birikimiyle pat diye bir anda karşımıza çıkıveren korkumuza korku ekleyen bir enerji…

…Benim başıma gelmez dedigim karşıma çıkan gerçek bir organize olarak çalışan çetenin beni mağdur etmesi gibi…

…Düşüncelerimdeki olumsuzlukları yaşamak bu olsa gerek..

Cep telefonumdaki konuşmayla başlayan bir girdabın içine çekildigimi hissettiren tansiyonumun yükseldigi kalp atışlarımın hızlandığı suçsuz yere suçlu duruma düşürüldüğüm olay karşısında kalakalmak.

Be insafsızlar hiç mi düşünmezler, bir insan hayatı kontör parası kadar degersiz mi?

Vicdanları nasıl rahat eder de başlarını yastıga koyup huzur içinde uyurlar dogruya bunlar da vicdan olsa böyle adice bir iş yapmazlar.

Anlatacagım olay tamamen o hafta tüm olumsuz düşünceleri beynime yüklemenin sonucu olarak ortaya çıkardıgım sonuç pozitif düşünseydim hayatımın akışı olumlu olacaktı.

İş yerimde akşam saatlerinde daha bir yogun telefonlarım çalar özel hattan oglumun ne zaman çıkacagımı sorması, dâhili numara isteyenler, eczacı kızımızın son dagıtım liste isimleri, yerinde bulamadıgımız asistanların işlerini yüklendigimiz biri susunca digerlerinin susmaması çalışma arkadaşlarımla telefon seslerine bebek aglaması deriz.

Sanırım neden bu işi kadınların üstlendigi de ortaya çıkmış oluyor çünkü kadınlar annedir ve anneler bebeklerine en güzel bakan bakıcıdır. Bebeklerimizin susması için itinayla açarız her alomuzu her insanın sorununu çözüp yetkili yerlere göndermek aslında dışardan bakıldıgında sadece bir telefona bakmak vasıfsız bir iş gibi görünsede aslında öyle olmadıgı, tecrübe gerektiren çok önemli bir iş diye bakarım her iş kendince önemlidir.

Önemsiz olsa o iş… İş olmaz değil mi?

Telefonlarım diğer telefonlar derken eh bir de cep telefonum geri kalmadı ekranda numarası belli olan tanımadıgım kişi adımı söyleyerek bir diyaloga başladık.

Karşımdaki ses daha önce hiç duymadıgım, arkadan gelen telsiz konuşmaları, Bağcılar karakolundan baş komiser Necati Albayrak diye kendini tanıtan Ali Uyar adında birini tanıyıp tanımadıgımı sormasıyla hararetli bir konuşma başladı.

Ali uyar adında organize işlerden tutuklanmış Diyarbakırlı ve benim tüm kimlik bilgilerimin ellerinde oldugunu söyleyen ve konuşmasına devam eden …
“Ne? Nasıl? Anlamadım!” dediğim de ses tonu insanı korkutup sindirmeyi çok iyi başaran bana acil vodofon ya da turkcell bayısıne gidip ali uyar adına kart almamı istiyor.

“Bu nasıl bir şey” dediğimde arkadaşlarımın uyarısıyla “kimlik bilgilerimi vermemem” gerektiğini söylüyorlar o ana işte kendime geliyorum.

’’sizi araştıracağım’’ dediğimde yine kızgın ve suçsuzken suçluluk hissettiren adam telefonu kapıyor. Aklıma ilk gelen iş yerimdeki güvenlik müdürüm İsmail Bey oluyor. Dâhilimden arayıp heyecanlı ve korku dolu olayı bir solukta anlatıyorum. Tabi bende bir şey anlamadıgım için ne anlatacagımıda bilmeden…

İnsanın başına daha önce böyle bir olay gelmeyince nasıl tepki verecegimizi de bilmiyoruz…

Güvenlik müdürümüz, emekli emniyet mensubu; babacan tavırlarıyla tüm çalışanlara huzur ortamı saglayan, ses tonundaki sakinligi, sevecenligi, konuşmasındaki rahatlıgı bir an benide rahatlatıyor. Verdigim bilgileri not edip‘’benden haber bekleyin size dönecegim’’ demesi yinede beni rahat ettirmiyor yanına odasına gidiyorum kalbim yerinden çıkarcasına tedirgin organize işler kimlik bilgilerimin ellerinde olması bir çok karanlık işin içinde benim ne işim var?

Hani bazı insanlar vardır onların yanında daha bir huzur buluruz. Doktorumuz olur ögretmenimiz olur ya da annemiz olur onlar bizim için özeldir en mutsuz anımızda bize sahip çıkan. Güvende hissederiz onların yanında sevgili İsmail beyde o an benim için güvende hissettigim tek kişiydi.

Gülümseyen bir yüz ifadesiyle araştırmasının sonucunda dolandırıcıların sadece bana degil daha bir çok insanı madur ettigini anlattı içimde inanılmaz bir huzur yüzümde tebessüm belirdi.

Büyüklerimiz der ya her şerrin ardında bir hayır yatar diye.. Evet böylesi üzücü bir olayın ardından çalıştıgım iş yerinin yardımlaşmasının ne saglam oldugunu bir kez daha anladım.

Eli ayagı tutan ama kısa yoldan para kazanma istegi olan insanlara bir kez daha acıdım. Aslında onlar ne mutsuz diye düşündüm asıl mutluluk ekmegi için tüm gün azimle ve inançla çalışanlar..

Düşünmenin gücü olumsuz düşünmenin sonucunda olumsuzlugu çagırıyoruz ve bir şekilde hayatımıza sokuyoruz. Bu bir dolandırıcı olabilir ya da başka bir şey kendime bir ödev daha çıkardım olumsuz düşünmeye başladıgımda beynime yeniden güzellikler yüklemek…

Genelde kendimden söz ederim her yazımda kendi iç dünyam ya da etrafımdaki can dostlarımla paylaşımlarımı dedim ya düşünmek çagırmaktır.

 
Toplam blog
: 63
: 1955
Kayıt tarihi
: 15.01.10
 
 

Emine Zaimoğlu 21/12/1971 doğumlu. Nişantaşı Rüştü Uzel Kız Meslek Lisesi resim bölümünü okudu. R..