Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '06

 
Kategori
Bilim
 

Duyguların yükseldiği anlar

Kırık bir ayakla yaşamıma başladığımın, bugün tam 42 gün oldu .Öğretmenler günü bugün, oysa öğrencilerimin gözlerinde sevgi gördüğüm her gün bana öğretmenler günü… Yıllar sonra ileti kutuma düşüveren iletileri aldığım an da bana öğretmenler günü…

Siz çaresiz bakan gözlerdeki çağrıyı gördünüz mü hiç? Tam bir problemi çözerken, beni görmüyorsunuz diye bakan gözleri, problemi çözemediği zaman ki utangaçlığını… Anlayamadığında, anlamadığını söyleyemediğini… Her çözdüğü problemde yüzüne yayılan mutluluğu… Rüzgarda kıpraşan yapraklar gibi sınıfta kıpraştıklarını, “Öğretmenim” derken gönülden seslendiğini, sordukları sorularda ki masumiyetleri, yanıt alamayacakları için soru sormadıklarını, sizin onlara hep bağıracağınız nedeniyle korkuyla oturduklarını, içinizde duyumsadınız mı?

Onları anladığınız için; içinizin çok yandığını farkedemediklerini,gördükçe kahrolduğunuz anlar oldu mu? Yalnızken size taptıklarını gösterirken,arkadaşlarıyla birlikte canavarlaştıklarına tanık oldukça,onlara kızamayışlarınız oldu mu? O güzel yeşil gözlü Ayşe’nin üniversite sınavlarını kazanamadığı için, gazetelerde intihar ettiğini duyunca neler hissederdiniz?

Ben onun o güzel gözlerindeki çaresizliğin haykırışını, oniki yıldır unutamadım. Simsiyah dalgalı saçları bembeyaz teni ve iri yemyeşil gözleri, belleğimden silinmiyor bir türlü…

42 gündür yatıyorum, kapının önündeki kuşları ve onlara avlamak isteyen kedileri seyrederek. Eğer bir gün yemlerini vermesek kuşlar camlara vuruyorlar, kapının dibine kadar geliyorlar, kapıyı açık bulurlarsa içeri giriyorlar. Sabah erkenden bahçedeki ağaçlara diziliyorlar, eğer perdeler açık değilse balkona geliyorlar, kanatlarını öyle yüksek sesle çırpıyorlar ki, hemen kalkıp yemlerini veriyoruz.

Her biri sanki yıllardan beridir tanıdığım öğrencilerim, onlar da öğrenemedikçe, başarısız oldukça, kanatlarını öyle çırpıyorlardı, her sabah beni kapılarda bekliyorlardı. Bugün öğretmenler günü, telefonun sesi bir başka çaldı bugün, dolmuştur ileti kutum şimdi, ne ben onları, ne de onlar beni unutabilir… Bir gün, beni çok üzmüşlerdi, ben de onlara; “Aman ne olacak seni hiç tanımamış olurum, iz bırakmazsınız bende” dediğimde üzülmüşlerdi, yıl sonunda mezuniyet töreninde; “Bizi unutmazsınız değil mi?” diye sormuşlardı. Her biri kuşlar gibi dağıldılar, kimbilir nerdedirler?

Kırık bir ayak, kırık bir yürekten iyidir diyorum. Ben onları hep sevdim. Onlar da beni sevmiştir umarım. Sonbahar yaprakları yeşilden kırmızıya, sonra sarıya çevirirken, ben onları hep yapraklarını dökmeyen ağaçlar gibi, gökyüzüne doğru yükselmesini istiyorum, dallarında rengarenk çiçeklerle… Mide kanaması geçirirken, farkedemeyip ders devam ederken, hepsinin ayağa kalkıp “Öğretmenim siz çok hastasınız” diye haykırıp, siz sınıftan çıkarıp, arabaya bindirip doktora götürdüklerine tanık oldunuz mu?

Öylesine çok ki anıları bende hangi birini anlatayım… yüreğimin en güzel yeri onların, onlarla dolu… Anacığım sana binlerce teşekkür, bana öğretmen olmayı öğütlediğin için…

Ben ne denli zengininim yüreğim onların sevgileriyle dolu olduğu için…

 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..