Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

E-günlük avukatlığa soyundu...

İnsanlar bir birlerine hakaret ettiğinde ortalık ayağa kalkar. Bazı kelime ve cümleler hakaret kabul edilir ve pek sarfedilmez. Bu kelime ve cümleler kişiye, kuruma, geleneklere, eğitim biçimine, yani bir çok faktöre göre değişir. Değişkendir. Hep insanlar için geçerli olan bir eylem biçimidir.

Merhaba e-günlüğüm; Bu gün Hayvanlar aleminden Dana'ların, Keçilerin savunmasını, avukatlığını yapmak üzere buradayım.

14 yaşındaki B.Ç.’ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklu olarak yargılanan yazar Hüseyin Üzmez hakkında 13 yıl hapis kararı verildi. Üzmez mahkeme de ki savunmasın da Hakim'e kendini şu cümlelerle ifade etmeye çalıştı....
"Ortada dana gibi olmuşum."
"Ben zekat keçisine döndüm''

Müvekkilim, saygıdeğer Dana ve Keçi ile, yakından, uzaktan en ufak benzerliği olmayan sanık Hüseyin Üzmez bu cümleleri sarfetmekle hata yapmıştır, soyadına bakmadan, müvekillerimi üzmüştür. Müvekkilim ve hem cinslerine bir ölçü de hakaret etmiştir. Dana'lar etinden, sütünden, yağından, derisinden tarihler boyu faydalandığımız çok değerli hayvanlardır. Yaşamlarında, geçmiş tarihlerinde, öldürme, tecavüz, gasp, haraç, cinsel istismar, dayak gibi olaylar yoktur..

Zekat keçisi diye bir şey yoktur. Keçiler yine Dana'lar gibi çok değerli, insanoğlunun geçmişten bu güne yaşamında önemli yer edinmiş, etinden, sütünden, yağından, derisinden, kıllarından, boynuzlarından yararlandığımız değerli bir hayvanımızdır. Onlarında geçmiş tarihlerinde benzer suç oranlarına rastlanmaz...
Bu yüzden bu benzetmelerin sanığın üzerinden alınması kanımca doğru olacaktır... Dana ve Keçi arkadaşlar da saydığım hayati ve besleyici özelliklerin hiç birine sahip olmayan bu insanoğlunun yüz karası insan, kendi cinsini de, hayvanları küçük gördüğü gibi küçük görmüştür. Bütün bu olanlara rağmen Dana ve Keçi dünya'sında "hüseyin" veya "üzmez" kelimeleri küfür veya hakaret sözcüğü olarak kullanılmamaktadır. İddianamenin okunmasını ve bir an önce sanığın Keçi boynuzuna oturtulup, Dana derisi ile kırbaçlanmasını talep ediyorum...

Söz'ü Dana'ya veriyoruz: "Bizim içimizde sürekli tembellik eden, yerlere tüküren, etrafını pisleten arkadaşlarımız var. Biz onlara hiç bir zaman "insan oldun sen" demeyiz..."

Sözü Keçi'ye veriyoruz: "Bizim içimizde de kavgacı, şiddet yanlısı, saldırgan, başıboş, etrafı pisleten arkadaşlarımız vardır. Hiç bir zaman onlara "insan gibisin" demeyiz"

Bakınız; İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı ne demiş: (Uyuşturucudan kazanılan parayla cami yaptırılmasıyla ilgili olarak, ) “Paranın nereden geldiği cemaat için önemli değildir. Müsterih olsunlar, o ibadethanede namaz kılmak caizdir” demiş ve eklemiş: "Camilere pek çok yerden yardım gelir. Hiçkimse iddia edemez ki; bu yardımlar helal yoldan, kul hakkı karışmamış; hatta kendi kazançlarımızın dahi tertemiz, saf ve hak ve hukuktan arınmış olduğunu iddia edemeyiz" (ntvmsnbc.com) Gördünüz mü, olaya hiç bir hayvan kardeşimi karıştırmamış... Kutluyorum...

Bakınız: TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı, AKP'li Prof. Üskül "içki referandumu" isteğine tepki göstererek, "İnsan haklarını ilgilendiren konularda referandum olmaz. İsteyen içer, isteyen içmez" demiş. Sigara konusunda referandum oldu mu? Olmadı sadece yasaklandı... Demecin içinde her hangi bir hayvan rencide edilmiş mi? Hayır. Kutluyorum...

Bakınız: Türkiye'nin en ünlü suçlusu Garipoğlu (babası çok gariptir bilirim) Rusya'nın Bahçelievler semtinde saklandığı yerden avukatı ile teslim oldu. "Cinayeti kıskançlık yüzünden işledim" demiş. Hiç bir demecinde bir hayvan cinsi aşağılanmamıştır..."Zanlıyı avukatı Bahçelievler'de teslim etti. Nerede saklandığına dair henüz bilgi yok" demiş ve devam etmiş: "Devlet sözünü yerine getirmiştir. Bundan sonrası yargının görevi. Türk adaletinden kimse kurtulamaz. Öncelikle konuyla ilgili sıkı takip ve özel yürütülen çalışmalar nedeniyle il emniyet müdürü ve arkadaşlarını kutluyorum. Celalattin Cerrah ve çalışma arkadaşlarını da kutluyorum" demiş. (ntvmsnbc.com) Heeyyy neler oluyor? kimse yakalamadı, suçlu medyatik baskı sayesinde teslim oldu... Ne adaleti, ne çalışması? 6, 5 aylık bir hukuk eğitimi aldı. Bu arada avukatları da yasanın açıkları ve hafifletici sebepler konusunda çalışma yaptı. O teslim olan şahıs şimdi hukuk profösörlerine taş çıkartacak bilgilere sahiptir. Sınava girmeden hukuk fakültesi son sınıfa geçebilir... (yargılanmak üzere çocuk mahkemesine sevk edilmiş) Neyse söylemek istediğim; bu demeçlerde de hiç bir hayvan cinsi küçümsenmemiş, aşağılanmamıştır...

* Minibüsten 4 lira 10 kuruş para çaldığı tespit edilen çocuk, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ay pardon bu haberi yanlışlıkla yazmışım özür dilerim...

* Siirt'teki gösterilerde polise taş attığı gerekçesiyle tutuksuz yargılanan 14 yaşındaki çocuk, 3 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı... Ayyy çok özür dilerim kim yazdı bilmiyorum. Bu haber de araya girivermiş.

Değerli e-günlüğüm; Dün gece eve gider gitmez bahçe de ki diğer hayvan arkadaşlarımla bu konuyu konuştuk. Çok sinirlendiler ama, onlar bizim gibi değil. Sinirleri hemen geçiyor. Sadece fare arkadaş biraz sinirlendi ve "iyi ki benim adımı kullanmamış, yoksa yayardım virüsü, görürdü annesinin nikahını" dedi. Ben de sinirlerini yatıştırmak için biraz ekmek parçaları verdim.

Bir kirpi eksikti. Hayvan arkadaşlarla toplantımız bittikten sonra Boss karşıda ki çalıların oraya depar atıp, havlamaya başladı. Ben bir şey göremedim ama Boss'u geri çağırdım. Sonra tekra tekrar o tarafa gidince kalkıp el femerimi aldım ve ben de gittim. Feneri yakınca ne göreyim? Kocaman bir kirpi. "Ya senin ne işin var burada bir ay sonra kış uykusuna yatacaksın, şimdiye kadar neredeydin" diye söylendim. Büzülerek ve top şeklini alarak "haklısın" dedi. Sonra Boss'u kirpi'yi rahat bırakması için uyardım. Sanırım kendisine uyku için yer ayarlıyor...

Sabah Linda'nın hiperaktifliği üzerindeydi. Eh biraz da ben de var dı. Koştura koştura iş yerine geldik. Virüsler üzerimde direniyorlar. Saman nezlesi bir geliyor bir gidiyor. Neden saman nezlesi? Burnumdan, gözümden saman akmıyor ki, su akıyor. Virüslere sesleniyorum. "Kaşınmayın, büyük taş'a çarptınız, uğraşmayın benimle perişan olursunuz." Tamam blog'u mu okuduktan sonra yakamı bırakırlar...

Sabah servisleri, öğle yemeği derken bir abone daha yaptım. Bizi bırakan eski iki abonem de yine bizimle çalışmaya başladı. İnsanlar ara sokaklarda camlardan beni çağırıp ürün hakkında bilgi almaya başladılar. Haberim olmadan, fısıltı gazetesinde popüler mi oldum acaba? Aman neyse ne şapkamı takarım, işime bakarım.

Akşam oldu ve yemeğimi yedim. (elbette tatlımı da) Şimdi gitmem lazım. İşlerim var. Bu haberlere bakıp sakın sen de vahşileşme e-günlüğüm. Gittiğin yer de küçük dişi e-günlüklere cinsel istismar uygulayıp, genç e-günlük kızları keseyim deme. Adalet er geç yakalar, son pişmanlık da fayda etmez. Yanarsın valla... Hadi bakayım, uslu uslu editörlerinin yanına git otur sıranı bekle. Yarın yine yazışırız... Hoşçakal


Biliyor musun: FBI istatistiklerine göre 2008'de 834 binden fazla kişi yaralanmış ya da dövülmüş, 441 bin 885 kişi soyulmuş ve 89 bin kadın tecavüze uğra mış...
Çirkin söz: "Anlık bir olaydı", ''Babama çok üzülüyorum..." C. G. İlk sorgusunda söylediği söz... (senin babanın da senin de...................)
Güzel söz: "Kan dökenin kanı temiz kalmaz..." Baraccio

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..