- Kategori
- Gündelik Yaşam
E-günlük zamları protesto ediyor ve rakı içiyor...
Merhaba e-günlüğüm; Herkes elektrik, su, doğalgaz faturalarını görmüştür herhalde... Ne kadar güzel basılmış değil mi? Hele o rakamların duruşu ve okunurluğuna bayıldım. Kağıtlar da çok kaliteli. Bravo valla, hiç bir masraftan kaçınmamışlar. Böyle devam etmeleri gerek. Artık kaliteye alıştık. Kalitesizliği kabul edemeyiz... Heyyy delirdiniz mi siz? Dalga mı geçiyorsunuz, bu bir şaka mı? Gelirim artmadığı halde bir senedir giderlerim, katlanarak artıyor. Asgari ücret zammını kat kat geri aldınız, daha ne istiyorsunuz? İktidardan gitmeden önce çocuklarınızın, çocuklarının geleceğinide mi garanti altına almaya çalışıyorsunuz? Çok yakında teröristleri Hakkari, Diyarbakır da aramanıza gerek kalmayacak. Ülkenin her yeri sizin deyiminizle terörist olacak. Yetiştirin bakalım, yetiştirin ülkesinden ve insanından nefret eden insanları. Bol bol yetiştirin ki ara sıra birbirlerini de öldürsünler...
Bütün bunlar bir rüya olmalı, ne zaman uyanırız bu uykudan bilmem ama, ben artık bu kabusları görmek istemiyorum. Örgütlenme geleneği olmayan başı boş bir toplum olduğumuz için yine kişisel çözümler aramak zorunda kalacağım... Gelen zamlı faturalar herkesin canını (cebini geçti) yakmışa benziyor ki, söylenen söylenene (icraat yok) Her gittiğim yerde konu: gelen faturalar. Ben mi? Senden başka kimseye söylenmedim. Bir formül bulacağım ama formülü önce devletin bulması gerekiyor. Bizim vergilerimizle beslediği ve hiç bir işe yaramayan yandaşlarını, bu firmalardan (elektrik, iski, igdaş, demir yolları, deniz yolları, kamu idareleri gibi) bir an önce çekip çıkarması gerekiyor. (hayal kuruyorum olacak şey değil, o işe yaramaz insanlar onları iktidara taşıdı) Beş yüz kişi çalışması gereken yerde beş bin kişi çalışırsa olacağı budur. Özelleştirdiği firmalara bile gebe olduğundan piyasa terörü başı çekiyor ve yine halkın büyük bir bölümü eziliyor. Dolayısı ile Türk halkının rahatlamasını, bu piyasa teröründen kurtulmasını sağlamak yine bana düşüyor. (kafayı yedim, "Bilim adamı" sıfatından sıyrılıp, kendimi "halk kahramanı" sanmaya başladım..)
Değerli e-günlüğüm; Gelen zamlı faturaları dün gece soğuk havaya aldırmadan (kendimi cezalandırıyorum) Rakı ve ardından bira içerek kutladım.
Olayı Boss ve Linda'ya anlattım. Yorumları çok mantıklı geldi. "Aldırma abi çözüm çok basit, kullanmazsın olur biter, kullanmayınca fatura da gelmez." dediler. Bu öneriyi derin derin düşüneceğim.
Bu sabah çok sinirli ve çok dinç kalktım. (sinirli olunca dinç olunuyormuş.) Mücadele etmek ve düşünüp yeni icatlar yapmak için, sağlıklı ve güçlü olmalıyım. Dün gece evde hem sıkıyönetim, hem de karartma ilan ettim. Çok sıkı ve radikal tedbirler alacağım. Artık devlete savaş ilan ettim. Faturaları yarıya indirinceye kadar savaş devam edecek. Gerekirse çamaşırları, bulaşıkları bile elde yıkayacağım... Eskiden olduğu gibi Buzdolabına gereksinim duymadan, tel dolap teknolojisi ile yaşamayı, mum ve gaz lambası ile aydınlanmayı deneyeceğim. Gerekirse cihazları, güç kaynağı veya araba aküsü ile çalıştıracağım. Rakı araştırmalarıma geçici olarak ara verip bu elektrik ve su konusunda araştırmalar yapacağım. Doğalgaz konusunda bir şey yapamıyorum, çünkü merkezi sisteme göbekten bağlıyız.
"Boşuna kafa yoruyorsun" dediğini duyar gibiyim e-günlüğüm;. Çözüm çok basit... Araştırmaya, çırpınmaya gerek yok. "Bütün problemlerin ve yaşamsal zorlukların kaynağı olan İstanbul cehennemini terket" diyorsun. Tamam bu öneriyi de dikkate alacağım.
Sayın Erdoğan abi herkese laf yetiştirmeye devam ediyor. Ne kadar yetenekli bir başbakanımız var. Her habere, her söylenene cevap yetiştiriyor. (anlamı ve mantığı önemli değil) Bütün konulara hiç aksatmadan yetişiyor valla... Yani Başbakanımız bir kenarda dursun, onun için söylemiyorum ama biz cevap vermiş olmak için cevap verenlere, her yere laf yetiştirenlere halk dilinde amiyane tabirle "sidik yarışı yapma" deriz. Hatta "lafa bakılmaz ayinesi iştir kişinin" diye de devam ettiğimiz olur. Hani eskiler derlerdi ya "lafla peynir gemisi yürümez" Peynir gemisini bilmem ama koskoca Türkiye Cumhuriyeti yürüyor... Yaşasın Başbakanımız ve onu iktidara taşıyan değerli Türk halkı... Neyse, son olarak bir ata sözü daha yazayım: "eceli gelen iktidar, cami duvarına resim yapar." (böylemiydi acaba?)
Şimdi işimize bakalım. Biraz daha yazarsam yarın da sana cevap verir e-günlüğüm...
Sabahki sinirim biraz geçti, birazı duruyor. Onu akşama saklıyorum, içmek için sebep olsun. (hiç yok sanki)
Bu sabah güne hareketli başladık ve sonra sakinleşti. Sakin sakin oturduk.
Aaaaa değerli e-günlüğüm; hiç haber vermiyorsun, akşam olmuş hava kararmış, yemeklerimizi yemişiz. (kafama sert bir şeyle vurdular hatırlamıyorum)
Dükkan için aldığım kararı açıklamayı unuttum. Bu günden itibaren tabelaları yakmayacağım. Bir daha ki ay fatura yine düşmezse, su ısıtıcıyı kullanmayı bırakacağım. Bakalım savaşı kim kazanacak?
Sevgili E-günlüğüm, ben gittim. Yarın yeni bir gün de, yeni umutlarla yazışacağız. Hoşçakal, herkese selam söyle.
Biliyor musun: Bakteriler çiftleşerek çoğalabilirler miş... (ne araştırma ama.)
Çirkin söz: "Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlat, mahmuzla gitmeyen at; Kapında varsa kaldır at... Türk Atasözü (silahı unutmuşlar)
Güzel söz: "Başkalarına yaptığını aslında kendine yapıyorsundur.. Po Chü-ı