- Kategori
- Futbol
Ecel terleri ile gelen tur

Kolay maçı zora soktu Galatasaray.
Zayıf Bordaeux karşısında farklı bir galibiyet elde etmesi gerekirken, yediği üç hatalı golle bir anda turu rakibine ucuz yoldan verecekti, ama şansı yaver gitti ve Sabri’nin golü ile turu avucunun içerisinde aldı.
Oyundan düşmemiş olsa ve pozisyonları daha akıllıca kullansaydı Galatasaray, son dakikalara sıkıntılı girmezdi.
Genel anlamda iyi bir oyun ortaya koydu.
Sahanın her yerinde rakibinden önce topa bastı.
Teknik olarak rakibinden üstündü.
Ama ikinci yarının son yirmi dakikasında oyundan düştü.
İlk yarıda şansız yediği gol bir anda paniklemeye neden olsa da çabuk toparlandı Galatasaray.
Oyuna ağırlığını koydu ve iki güzel golle ilk yarıyı önde kapattı.
Lincoln, Keevel, Baroş ve Arda Galatasaray’da ayrıcalıklı oyunları ile dikkatleri üzerlerine çektiler.
Gerek teknik açıdan olsun ve gerekse de oyunu okuma anlamında olsun takıma son derece iyi katkıları oluyor.
Bordeaux ise zayıf bir takım görünümü çiziyordu.
Teknik açıdan son derece kötü olan Bordeaux’nun maçı alması zaten imkansızdı.
Ama akıllı bir oyun ile Galatasaray’ın ikinci yarıdaki bir anlık duraksamasını çok iyi değerlendirdiler ve beraberliği yakaladılar.
Hatta ve hatta biraz daha dirençli olsalardı Galatasaray’a hüzünlü bir gece yaşatabilirlerdi.
Anlayamadığım ise Keevel’ın neden oyuna ilk on birde başlamadığıydı.
Oysa birinci sınıf bir futbolcu Keevel.
Her anlamda faydalı bir oyuncu.
Nitekim attığı nefis gol ile kalitesini bir kez daha ispat etti.
Jeneriklik bir goldü.
Ve Galatasaray’a turu aralayan goldü.
Bülent Korkmaz Galatasaray’ın başında çıktığı ilk maçtan yüzünün akı ile sahadan ayrıldı.
Hele hele son hafta beş gollü mağlubiyet almış bir takımdan sahada dirençli bir mücadele ortaya koyması için gösterdiği çaba takdire değerdi.
Ama insan düşünmeden edemiyor.
“Ne oldu da üç gün içerisinde takımın oyun karakterinde bu denli derin bir dönüşüm oldu?”
Maalesef futbolumuzun cilvelerinden.
İstikrarsızlığın göstergesi bu gibi durumlar.
Takımlarımızın ne zaman ne yapacakları belli olmuyor.
Bir bakıyorsunuz beş gol yiyor veya haftayı bir şekilde mağlubiyetle kapatıyor, hemen ardından gelen bir başka müsabaka da inanılmaz bir performans ortaya koyuyor.
Sanırım profesyonel olamamanın doğal sonuçları ve uzantıları bu gibi durumlar.
Futbolcular maç seçimi yapıyor gibi görüntü çıkıyor ortaya.
Hatırlayın geçen seneyi.
Her Avrupa Kupası maçı sonrasında Fenerbahçe ligde yenilgi alıyordu.
Ve bu mağlubiyetler Fenerbahçe’yi geçen sene şampiyonluktan etmişti.
Geçen sene Avrupa Kupalarında rakiplerine kök söktüren aynı Fenerbahçe bu sezon grup sonuncusu olarak Şampiyonlar Ligini tamamladı.
Sonuçta takımlarımızın istikrarsızlıklarına aşina olduk.
Umarım Galatasaray finale doğru gider.
Bir Fenerbahçeli olarak Galatasaray’ın Şükrü Saracoğlu’nda final oynaması beni kıskandıracak olsa da final oynamasını içtenlikle isterim.
Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 488 kez görüntülenmiştir