- Kategori
- Gündelik Yaşam
Eğlenmeyi (becere) bilmek!

Eğlenmeyi becerebilmek için biraz çocuk ruhlu olmak gerek sanırım.
Yoksa bizim geleneksel ağırbaşlılığımıza oldukça ters bir davranış biçimi eğlenmek.
Bu terslik zaten üzerimizde sırıtıyor, potluk yapıyor, birkaç beden bol geliyor.
Cumartesi geceki derbide Fenerin ikinci golü sonrasını, yengeç dansını hatırlayın.. Gol sonrası Deivid ve Carlos’un başını çektiği Brezilyalılar diziliverdi taç çizgisinin kenarına ve başladılar yengeç dansına.
Garibim kara yağız Selçuk arka sıradan bakıp gülüyor, ama katılıp katılmama konusunda kararsız. Kolay mı, karizmayı çizdirmek, komik olmak söz konusu. Genler ve kültürel alt yapı itiraz ediyor, Selçuk mümkünü yok yapmaz o “soytarılığı”.
Semih biraz daha “dejenere”, o neredeyse tamamdır, aralarında sırıtmaz.
Koca bebeklerin yüzlerine bakınca sanırsınız ki ciddi bir durum var ve oracıkta çözecekler ama ilgisi yok, o da mizansenin bir parçası. Hani “bir dakika abi, yengeç dansımız geldi” gibisinden ciddi bir tavır.
Bu üzerine yakıştırabilme olayıdır, “komik olmak, kendine güldürmek” kabul görmez bizde.
Aslında bilerek kendine güldürmek ve komik olmak bir “kendinle dalga geçme” ve özeleştiri göstergesidir. Yüksek özgüven ve kendinle barışık bir kişilik göstergesidir.
Maçoluktan uzak karşı tarafı taciz etmeyen ve hatta onu da gülümseten bir kutlama.
Ne güzel!.. ben beğendim.
Bravo çocuklar, bravo Deivid, bravo Carlos
Selçuk, boşver be koçum, gülsün millet sana, ne olur?