Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '13

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Ekonomide "temlik" dönemi -3-

ALACAĞIN TEMLİKİ(DEVRİ) VE BORCUN NAKLİ

1-Alacağın temliki

I-Kavram
BK 162 “alacaklı borçlunun rızasını aramaksızın , alacağını bir 3. kişiye temlik edebilir (devredebilir). Bu işlem sonucunda alacaklı taraf (kişi) değişmiş olur.
Alacağın temliki tediye amacıyla, inançlı temlikte olduğu gibi tahsil amacıyla, teminat amacıyla, ya da bağışlama amacıyla yapılabilir.

II-Türleri

IIa-rızai temlik

Alacağın temlik eden ile temellük eden arasında yapılan bir anlaşmayla devredilmesidir. BK 162-172 de bu tür temlik düzenlenmiştir.

IIb-Kanuni temlik

Belli olayların gerçekleşmesi üzerine kanundan ötürü oluşan temliktir. Örnek. Ölüm olayının gerçekleşmesi halinde ölene ait alacakların kanun gereği mirasçılara geçmesidir.

IIc-Kazai (yargısal) temlik
Alacağın bir mahkeme hükmüyle (karar) temlik (devir) edilmesidir. Örnek: Mirasçılar mirasın taksiminde (paylaşımında) anlaşamadıkları için mahkemeye başvurarak taksimin hâkim tarafından yapılmasını talep ettikleri takdirde hâkim, bu talep üzerine payları oluşturup mirasçılara tahsis eder (özgüler). Bu paylara ait alacaklar mirasçılara mahkeme hükmüyle devredilmiş olur.

III- Alacağın temlikinin şartları

a-Temliki mümkün bir alacağın bulunması
Her şeyden önce temlik edilecek bir alacağın varlığı şarttır. Kural olarak bütün alacaklar temlik edilebilir ancak bunun istisnaları bizzat kanunda belirtilmiştir.
-Kanunun emredici hükümleri gereği bazı alacaklar temlik edilemez. Örneğin kiracının sahip olduğu kullanma hakkını (evin) devredememesi.
-Bazı alacaklar hakkın mahiyeti gereği temlik edilemez. Örnek: Nafaka gibi bizzat alacaklının kendisine ödenmesi gereken alacaklar temlik edilemez.
-Alacaklı ve borçlu yapacakları bir anlaşmayla, temlik edilebilen bir alacağı temliki imkânsız alacak kılabilirler.

b-Temlik anlaşması
Alacağın temliki mahiyeti itibariyle iki taraflı bir hukuki işlem, yani bir sözleşmedir. Bu nedenle, karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının açıklanmasıyla meydana gelir. BK alacağın temliki sözleşmesinin geçerliliğini, yazılı şekilde yapılmasına bağlamıştır.

c- Temlik edenin tasarruf yetkisinin bulunması
Alacağın temlikinin geçerli olabilmesi için, temlik edenin alacağı üzerinde tasarruf yetkisinin bulunması şarttır. Kural olarak bütün alacaklıların alacakları üzerinde tasarruf yetkisi vardır. Ancak bazı hallerde örneğin iflasta iflas masasına dâhil olan malların üzerinde iflas eden alacaklının tasarruf yetkisi yoktur. Geçersiz olarak yapılan bir temlik işlemine sonradan icazet verilerek geçerli hale de getirilebilir.

III- Alacağın temlikinin hükümleri
-Alacak temlik edilince alacaklının malvarlığından çıkıp , alacağı devralan kişinin malvarlığına geçer. Alacakla birlikte ona bağlı olan fer’i haklar da alacağı devralana (temellük eden) geçer.
Yapılan temlik (devir) ivazlı ise yani bir bedel karşılığında yapılmışsa temlik eden “ temlik zamanında alacağın mevcut olduğunu garanti eder” BK 169
Temlik (devir) zamanında temlik edenin bir alacağı mevcut değilse, temlik eden bundan sorumlu olur.
Yapılan temlik ivazsız ise yani alacak herhangi bir karşılık olmadan devredilmişse, temlik eden temlik zamanında alacağın mevcudiyetinden sorumlu olmaz.
Alacağın temliki le borçlu edimini alacağı devralan yeni alacaklıya ifa edecektir. Alacağın temlikinde borçlunun muvafakatine (oluruna) ihtiyaç yoktur. Ancak alacağın devredildiği borçluya bildirilmelidir.
Temlikten haberi olmayan borçlu borcunu eski alacaklıya ifa etmişse borcundan kurtulur. Bu durumda yeni alacaklı alacağı için borçluya değil eski alacaklıya başvurur.
Temlikten haberi olan borçlu borcunu eski alacaklıya ifa etmişse borcundan kurtulmuş olmaz. Bu durumda yeni alacaklıya ikinci efa ifada bulunmak zorunda kalır.
Alacağın kime ait olduğu hususunda bir ihtilaf (anlaşmazlık) var ise borçlu her iki alacaklıya karşı ifadan kaçınarak, borcunu mahkemeye ya da hâkimin tayin edeceği bir yere tevdi ederek (bırakarak) borcundan kurtulur. BK166

Alacağı devralan (temellük eden) borcun ifasını borçludan talep edebilir. Ancak bunun için alacağı devraldığını ispat etmesi gerekir Bunu da temlik senedini (temlikname) borçluya ibraz ederek yapar.
Borçlu temliği öğrendiği andan itibaren eski alacaklıya karşı sahip olduğu itiraz ve defileri yeni alacaklıya karşı da ileri sürebilir. Ancak bu itiraz ve defiler alacağa ilişkin olmalıdır kişinin şahsına ilişkin itiraz ve def’iler yeni alacaklıya karşı ileri sürülemez.
2-Borcun nakli
2a-kavram
Borcun nakli bir borç ilişkisinde borçlunun yerini yeni bir borçlunun alması demektir.
Yani alacağın temlikinin tersidir. Alacaklının şahsında meydana gelen değişme borçlu açısından önemli değildir. Ancak borçlunun şahsında meydana gelen değişme (borcun nakli) alacaklı açısından son derece önemlidir. Çünkü alacaklının her bakımdan güvendiği eski borçlunun yerini hiç tanımadığı ve ödeme gücünden şüphe ettiği yeni bir borçlu almaktadır. Bu nedenledir ki borcun nakli “alacaklının muvafakati ile” mümkün olabilir.
2b-türleri
i-borçtan kurtarma vaadi (iç anlamda borcun nakli)
borçlu ile borçlunun borcunu ödeyerek onu borçtan kurtarmayı taahhüt eden kimse arasında bir sözleşme yapılır. BK173. Bu sözleşme ile taahhüt eden kişi borcu ödemek yükümü altına girmiş olur. Alacaklı ise işlemin dışındadır. İvazsız (karşılıksız) olarak yapılan borçtan kurtarma vaatleri bağışlama taahhüdü niteliğinde olduğundan yazılı şekilde yapılmak zorundadır.
ii-borcun nakli (dış anlamda borcun nakli)
Alacaklı ile borcu yüklenen yeni borçlu arasında yapılan bir sözleşmedir. BK174. Bu sözleşmeyle eski borçlu borçtan kurtulmakta ve yerini alacaklının oluru (izni) ile yeni borçlu (nakil müteahhidi) almaktadır. Alacaklı bundan sonra ifayı eski borçludan değil yeni borçludan talep eder. (nakil müteahhidi). Borcun nakli sözleşmesi hiçbir şekle tabi değildir. Şahsi edimleri içeren borçların nakli mümkün değildir.
iii-Bir işletmenin veya mamelekin (malvarlığı) devri
Bir işletmenin ya da mamelekin tüm aktif ve pasifi ile devri, işletmesini veya malvarlığını devreden gerçek veya tüzel kişi ile devralan arasında yapılacak bir sözleşme ile olur. Bu sözleşme hiçbir şekle tabi değildir.
2c-hükümleri.

-Borcun nakli sözleşmesinin yapılması ile eski borçlu borcundan kurtulmakta ve alacaklı ifa için borcu yüklenen yeni borçluya başvurabilmektedir. Devredilen borçla birlikte borca bağlı bulunan feri borçlar (faiz, tazminat, cezai şart) da devredilmiş olur. Eski borçlunun şahsına ait fer’i haklar ise sona erer.
-Borcu garanti eden kefalet veya rehin gibi haklar ise ancak garantiyi veren kimselerin borcun nakline muvafakat (olur) vermeleri ile devredilmiş olur. Aksi halde bu garantiler sona erer.
-Borcu devralan kimse, eski borçlunun sahip olduğu alacağa bağlı def’i leri (zamanaşımı defi, ödemezlik defi, fesih) de ileri sürebilir.
-Borcun nakli sözleşmesi herhangi bir nedenle iptal edilebilir. Bu durumda, borç tüm teferrutıyla beraber eski borçlu üzerine doğar.

818 sayılı Borçlar Kanununda olduğu gibi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu da1 iki kısımdan oluşmuş olup, alacağın devri (temliki) konusu 818 sayılı Borçlar Kanununun 162-172. maddeleri arasında 6098 sayılı yeni yasada beşinci bölüm başlığı altında 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununun dili, 6098 sayılı yeni yasada sadeleştirilmiş, günümüzde geçerli olan dile oranla eskimiş olan ifadeleri, kolay anlaşılabilir bir ifadeye dönüştürülmüştür. Öyle ki yeni yasada alacağın temliki başlığı alacağın devri şeklinde düzenlenmiştir. Ancak, özel hukukta da oldukça fazla uygulama alanına sahip alacağın temliki kavramı kullanılmaya devam ettiği için yazımızda alacağın devri ya da alacağın temliki kavramı birlikte kullanılacak olup, yeni Türk Borçlar Kanununun 183. maddesinden itibaren düzenleme alanı bulan alacağın devri (temlik) konusu anlatılacaktır

A-TANIM, ŞEKLİ VE HUKUKİ NİTELİĞİ

Alacağın devri (temliki), borç ilişkisinden doğan belli bir talep hakkının devrine yönelik olarak, alacaklı ile onu devralan üçüncü kişi arasında, borçlunun rızasını (onamını) aramaksızın yapılan ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir sözleşmedir. Alacağın temliki, devir eden alacaklı ile devir alan (temellük eden) kişi arasında yapılan bir sözleşme niteliğindedir. Bu nedenle, temlik edenin açık yada örtülü rızası olmadan yapılamaz. Hukuki niteliği açısından alacağın temliki, temlik eden alacaklı ile temellük eden şahıs arasında yapılan bir akde dayanılarak meydana gelen kazandırıcı bir tasarruf işlemidir. Temlik işlemi, belirli alacağı, temlik edenin malvarlığından çıkarıp, temellük edenin malvarlığına geçirir. Alacaklının tek taraflı bir hukuki muamelesi değil, temlik alanla yaptığı bir akittir.

Alacağın devri ile birlikte, alacaklı değişir, alacak hakkı devralana (3. kişiye) geçer. Devralan daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder; bunun üzerinde “tasarruf etme” yetkisi kazanır. Temlik eden alacaklının da bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından (kalmadığından) bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan 3. kişi geçer. Alacakla ilgili her türlü (dava açma, takip yapma, temlik etme gibi) hukuki işlemler bu 3. kişi tarafından yapılır. 2. Alacağı temlik eden borcun ifasını isteyemez, bu hak yeni alacaklınındır. Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez.

Alacağın temlikinde, borcu doğuran ilişkinin kendisi değil, bu ilişkiden doğmuş alacakların tümünün ya da bir bölümünün temliki söz konusudur. Bu nedenle, alacağın temlikinden sonra da, devreden alacaklı, borç ilişkisinden doğan yükümlülükleri ile bağlıdır.

104.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

2.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 01.03.2005 tarih ve E:2005/950, K:2005/4209 sayılı kararı.

Örneğin, bir satış sözleşmesinde, alacağını devreden satıcının malı teslim yükümlülüğü devam eder.

Alacağın devrinin geçerliliği, alacaklının isteği ve yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Alacağın devri, hak devreden tasarrufi bir sözleşme olduğundan yapılan akdin yazılı olması esastır. Amaç ise, temlik edenin alacaklarının korunmasıdır. Sözleşmenin yapılması ile birlikte, alacak, devredenin malvarlığından devralanın malvarlığına geçer. Yazılı temlik sözleşmesinde sadece alacağı temlik eden tarafın imzasının bulunması yeterlidir. Devralanın kabul beyanının yazılı şekilde açıklanması gerekmez. Kabul beyanı zımni (örtülü) de olabilir.4 Alacağın devri sözü verme ise, şekle bağlı değildir.

Kaynaklar:

http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/neslihan/006/

http://gulsenyerli.wordpress.com/2012/10/24/alacagin-temliki/

http://www.ongoren.av.tr/library/Library0908.aspx

http://www.mazarsdenge.com.tr/printerFriendly.php?contentId=135

http://temlik.nedir.com/#ixzz2jJTwCy9f

Vikipedi Sözlük

http://www.diyanet.gov.tr/…aroku.asp?id=1873&harf=t

https://eksisozluk.com/temlik--434983

http://www.hukuki.net/showthread.php?70052-Borclar-Hukuku-Alacagin-Temliki

 

http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2012-1/2012-1-6.pdf                                              

 
Toplam blog
: 635
: 614
Kayıt tarihi
: 07.09.13
 
 

Şiiri, yazmayı seviyorum..hepsi bu kadar.. ..