Ekonomide beklenen daralma

Dünyada ekonomik krizin başlama tarihini hepimiz biliyoruz.

Ekonomik kriz Amerika’da kendisini finansal kriz olarak gösterdi.

Sonra dünyaya yayıldı.

Bu finansal kriz bize gelinceye kadar kabuk değiştirip Reel Kriz’e dönüştü.

İktidar, arkasında hissettiği gülcü halk desteği ile gelen krizi pek önemsemedi. Ve Başbakan “Hamdolsun ayağımız yere sağlam basıyor. Kriz bizi teğet geçecek. Dünya üzerinde bu krizden en az zararı biz göreceğiz” diyerek, halka moral aşılamaya özen (!) gösterdi.

Onca krize rağmen, yaklaşan yerel seçimlerde devlet kesesinden harcanan ve adına sosyal yardım denilen “Sadaka Ekonomisi”nin boyutu öylesine büyüdü ki. İş buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, fırın, halı kilim, çek-yat dağıtımına, ev kiralarının belli bir dönem devlet tarafından ödenmesine kadar vardırıldı.

Ekonomik verilerin taban yaptığı dönemlerde bile aynı söylemlerle ve sanal gündemlerle halk oyalandı.

Seçimlerde yaklaşık yüzde on oy kaybedilmesine rağmen, ekonomiden sorumlu bakan değiştirilmesine rağmen, hala aynı söylemler sürdürüldü.

Böylesine bozuk ekonomik veriler yayınlandığı günlerde, hep sanal gündemler yaratılıp, ekonomik veriler halının altına süpürüldü.

Artık minare kılıfa sığmaz oldu!

Bizi teğet geçen kriz yüzünden ekonomimiz 2009’un ilk çeyreğinde, beklenenden 1.8 puan daha fazla küçüldü!

İşte; Türkiye ekonomisinin rekor küçülme rakamları:

2009'un ilk çeyreğindeki küçülmemiz, krizin bizi teğet geçmesine rağmen, yüzde 13.8 oldu.

Beklenti kaçtı?

Ayağımızın yere sağlam basmasına rağmen yüzde 12'ydi.

Sanki 2. Dünya Savaşındayız!

Sahi Başbakan CHP’sini eleştirirken ne söylemişti? Ekmeğin karneyle verildiğini!

Şimdi neyin savaşı veriliyor da, ekonomi bu kadar küçülüyor?

Aslında ekonomiyi canlandırmak için devletimiz elinden geleni yapmıştı!

Devletimiz müflis tüccar misali, 2009 yılının ilk çeyreğinde elindeki imkanın yaklaşık üç katını kullanıp, bütçe açığımızın yaklaşık yüzde 300 civarında olmasını sağladı!

Bu kadar bol para harcanırken, ekonomideki bu daralma neyin nesi?

Kötü bir ekonomik yıl olarak bakılan 2008 yılının son çeyreğinde ekonomimiz yüzde 6.2 küçülmüştü.

Açıklanan ilk çeyrek rakamlarına göre cari fiyatlarla Türkiye ekonomisinin büyüklüğü 211 milyar TL'ye geriledi.

Ekonomide sert düşüşün alt kalemlerine bakıldığında özellikle imalat ve inşaattaki düşüşler dikkat çekiyor.

İmalat sanayi yüzde 18.5 küçülürken, ekonominin en önemli itici güçlerinden olan inşaat da yüzde 18.9 daraldı.

Ya tarım sektöründeki düşüş; o sektörümüzü de teğet geçti. Oradaki küçülme yüzde 3 ile sınırlı kaldı.

Hani iktidarımızın yıllardan beri övünç kaynağı olan ekonomik mucize artık yerini kabusa bırakmış görünüyor.

Bir ekonomi bu kadar, üretim yapmadan, ithalata dayalı olarak büyürse, sonuç böylesine vahim oluyor.

Oysa 2009 yılı bütçesinde ne yazıyordu? 2009 yılının tamamında ekonomi yüzde 4 büyüyecekti. Bu öngörüye göre memur, emekli ve sözleşmeli personele zam verilmişti.

Her ne kadar bu rakam bütçe kanunu kabul edilip, mart ayındaki yerel seçimler yapıldıktan sonra yüzde 3, 6 küçülme olarak revize edilmiş olsa da.

Krizi teğet geçenler açısından önemli bir gelişme yok! Oralarda aynı hava teneffüs ediliyor.

Netice itibarı ile; ölen ölsün, kalanlar bizimdir!