Ekonomide neler oluyor?

Ortaya; ne olduğu tam belli olmayan ve son 13 günden beride anlaşılamayan bir belge atıldı.

Belge falan derken, ekonomik verilerle kimse ilgilenmez oldu..

Her ne kadar dünya ekonomik çevrelerinde krizin etkisinin azaldığı görülse de, daha bizim tam dibe vurduğumuz söylenemez.

Hiç olumlu gelişme yok mu?

Var elbette!

İşsizlik, sanayi üretimi daha yavaş düşüyor. İhracatın düşüşü de yavaşladı.

Bu krizin Türk ekonomisine tek katkısı, cari açığın iyice azalmasıdır!

Sayın Başbakan her ne kadar milletin cebinde parası var dese de, böyle anlarda parası olanlar bile harcamıyorlar. Refleks olarak, bir kriz tedbiri gibi görünüyor.

Türkiye her alanda olduğu gibi, ekonomi alanında da ikiye bölünmüş durumda.

Bir tarafta TÜSİAT’cılar, öbür tarafta MÜSİAT’çılar!

TÜSİAT, IMF’le hemen bir anlaşma yapılmasından yana. Ancak ne için istediklerine dair açık bir belirti yok.

MÜSİAT ise IMF’le yapılacak anlaşmaya karşı. Onlarda niye karşı olduklarını açıklamıyorlar.

Kamuoyuna herhangi bir açıklama yapılmadığı için, IMF ile nelerin pazarlığı yapıldığı konusunda kimsenin bir bilgisi yok.

En belirgin olanı, Vergi Dairesi Başkanlıklarının güçlendirilmesi!

IMF yetkilileri, Hükümet yetkilileri ve bürokratlarla, hatta TÜSİAT’çılarla görüşüp isteklerini sıralıyorlar. Onlar da çok ketum olduklarından, halka kimse bir açıklama yapmıyor. Oysa IMF ile yapılacak anlaşmanın yükünü, bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da halk çekecek!

Ülkemizin içinde bulunduğu ve bilinçli olarak yaratıldığını düşündüğüm belge krizinden çıkıp, global olarak düşünürsek, Dünya ekonomik çevrelerinden birbiri ardına ekonomik veriler açıklanıyor.

Bu verilerin birbirini hiç tutmadığı açıkça görülüyor.

Bazı bilgiler ikide bir revize ediliyor.

IMF krizin etkisinin azaldığını iyice dibe yaklaşıldığını açıklasa da, Dünya Bankası bunun tam tersini söylüyor.

Bugünkü yazımızda; Dünya Bankasının yeni yayınladığı ekonomik verilere bir bakalım.

Dünya Bankası, Kalkınma Finansmanı Raporu’na göre; tahminler şöyle:

Dünya ekonomisi bu yıl % 2.9 küçülecek (oysa üç ay önceki tahmine göre % 1.7 küçülecekti), 2010’daki büyüme ise daha önce öngörüldüğü gibi % 2.3 değil, % 2.0 olacakmış. Gelişme yolundaki Ülkelerin 2009’daki büyüme hızı da önceki tahminde öngörülen % 2.1 yerine ancak % 1.2’ye varabilecekmiş.

Dünya Bankası dünya ticaret hacmindeki daralmaya ilişkin tahminini de % 6.1’den % 9.7’ye yükseltmiş.

Dünya ekonomisinde ve ticaretinde kötüleşme beklentisini sürdüren Dünya Bankası’na göre 2009’da, Türkiye gibi ülkelere özel dış kaynak akışında da % 50’lere varan düşüşler yaşanacakmış. (Herşeyi babalar gibi sattık. Şimdi bu açığı nereden karşılayacağız?)

Bu tablo, Dünya Bankası’nın üç ay önce açıkladığı tahmine göre çok daha karamsar!

Bizimle ilgili bölüm zaten içler acısı!

Küçülmenin bizde diğer ülkelere nazaran tahminlerden daha yüksek olacağı açıkça belirtiliyor.

2009 yılında reel olarak bir önceki yıla göre yüzde 5.5 azalacağı, 2010 yılında yüzde 1, 5, 2011 yılında ise yüzde 3 artacağı tahmin ediliyor. İlk raporda küçülme rakamımızın 5.1 olduğunu biliyorsunuzdur umarım.

Son üç ayda ekonomi iyiye gidiyor derken, bu rakamların anlamını bilen var mı?

Rakamlar 5.1 den hangi krizin etkisi ile 5.5 e yükseldi?

Yoksa Dünya Bankası yazanakçıları da yandaş basının (!) elamanlarıdan mı?