Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

ELİNİN HAMURUYLA ERKEK İŞİNE KARIŞMAK

ELİNİN HAMURUYLA ERKEK İŞİNE KARIŞMAK
 

Kadınlar, elini hamura da sokar, yönetime de... Yeter ki hakkları olan değer onlara verilsin.


Aman efendim ne haddimize. Yapar mıyız öyle hatalar? Sonra başımıza bilmediğimiz işler açılıverir. Biz ne anlarız erkek işinden. Aklımız ermez. Kadın kısmının aklı kıttır. Anlamazlar öyle güç işlerden. Kadın dediğin, haddini bilmelidir. Yoksa haddini bildirecek bir erkek karşısına dikiliverir. Hele de kadın biraz dik başlıysa vay haline. Ne yazık ki bu inanç, toplumun büyük bir bölümünde geçerliliğini sürdürmekte. Büyük şehirlerimizde bile bu kadar katı olmasa da kadını sınırlar içinde tutmak isteyen erkek sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Ben de bu konunun altını biraz çizeyim istedim.

Şimdi biliyorsunuz kadınlar çalışma hayatının içinde yoğun bir şekilde yer alıyor. Evlerin, ofislerin temizlenmesinden tutun, çocuk bakımına ya da devlet dairelerinden tutun bir şirketin üst düzey yönetimine ve milletvekili olmaya kadar geniş bir yelpazede çalışıyorlar. Ha birde tarlada, bağda, bahçede çalışan kadınlarımız var. Yani eğitimlisi, eğitimsizi hepsi bir işin ucunda uğraş veriyor. Bunun yanında evinde de çalışıyor. Çocuk bakıyor, ev işi yapıyor yani çalışıyor da çalışıyor. Kadının yapmadığı iş yok gibi nerdeyse. Astronot olarak da çalışıyor, mühendis olarak da çalışıyor hata bir ülkeyi de yönetebiliyor. Yani erkeğin yaptığı her işi yapabiliyor. Yeri geliyor erkekten çok daha fazla çalışıp kendini yıpratıyor. O narin, ince yapısına rağmen yüklenebildiği kadar iş yükleniyor. Peki neden hala kısıtlanmaya, önü kesilmeye çalışılıyor? Neden, mecliste yeterince kadın milletvekili olmuyor da göstermelik bir sayı ile göz boyanıyor? Neden boyalı magazin basınına bolca malzeme yapılan kadın, önemli mevkiler ya da görevler söz konusu olduğunda haksızlığa uğruyor? Hiç işin bu yanını düşünüp kafa yoruyor musunuz? Bence düşünmelisiniz. Yani tabi ki düşünenler var da ben hiç oralı olmayanlar için söylüyorum.

Boyalı basında sıkça yer alan kadınlar sanki kullanıldıklarının farkında değiller. Olsalar bile kazançları artığı için umursamıyorlar. Oysa zaman geliyor, her şeyleri deşifre oluyor ve ağır bedeller ödemek zorunda kalıyorlar. Yani kadın, kadın olma özelliği ile bir takım güçler tarafından sürekli kullanılıyor. Ne acı değil mi? Ama ne yazık ki alan memnun satan memnun. Bunun yanında emek veren, didinen, kendine sosyal hayatta ve iş yaşamında bir yer edinmeye çalışan, yönetime katkı vermek için çırpınan kadının da önü kesiliyor. Bazen göz göre göre, bazen de hiç belli etmeden. Ama bu iş çok akıllıca, stratejik olarak yapılıyor. Her zaman kadınların ağzına bir parmak bal çalmayı bilen insanlar, göstermelik haklar vererek, bildiklerini okumaya devam ediyorlar. Anadolu ise başka bir boyut. Kadın eziliyor, horlanıyor, töre cinayetlerine kurban ediliyor. Kız çocukları okula gönderilmiyor, küçük yaşta parayla satılıp evlendiriliyor. Bir kısır döngüdür sürüp gidiyor.

Yetiştirme yurtlarındaki kız çocuklarına türlü pislikler yapılıyor. Oradan kaçan kızlar bu kez farklı bataklıkların içine düşüyor. Ve yine erkekler bu çocukların üzerinden para kazanıyorlar. Yalnız onların mı? Bu bataklığa düşen onca kadının üzerinden de para kazanıyorlar. Peki bu kızları, kadınları buralara düşüren kimlerdir? Onlara her tür pisliği yapan erkekler. Acıması olmayan, kolay para kazanma derdinde olan, elinin hamuruyla erkek işine kalkışırsa başına bu gelir diyen erkekler tabii ki! Görüldüğü gibi kadın, pek çok yönden sınırlanmış durumda. Neyse ki, kadına gerçekten değer veren, kadının da bir adı olduğunu söyleyen erkekler var da durum iyice çıkmaza girmiyor.

Benim dileğim kadınlara hakkını teslim edecek erkeklerin sayısının hızla artması. Çıkarların değil, hakların ön planda olması. Bütün yüreğimle, hem kadınların hem de erkeklerin haklarının yenmediği bir topluma kavuşmayı diliyorum. Ne zaman, nasıl olur, görebilir miyim bilmiyorum ama yine de diliyorum.

Şadan Hergüner

 
Toplam blog
: 80
: 4101
Kayıt tarihi
: 31.01.10
 
 

Merhaba. Ben işletme eğitimi almış ama kendini yayıncılığa adamış bir insanım. Yaklaşık 17 yıldır iç..