En büyük kim?

HEYZEL faciası yaşandığı zaman, UEFA tarafından cezalandırılan İNGİRTERE futbolu, dönemin başbakanı tarafından cezası az bulunarak, üstüne birde kendileri katarak cezalarını 2 katına çıkarmışlardı.

Şimdi bir düşünün, derbi öncesinde yaşananları olaya taraftar gözüyle bakmayı bırakıp, önce insan olalım.

Fenerbahçe ve Galatasaray yöneticilerinin medya üzerinden yaptıkları yorumları hatırlayın: Birşeyleri kaşımak için gösterdikleri çabalara bakın, butün bunlar yaşanırken, sessziliği tercih eden TFF.

Sonra maça dönün, maç esnasında futbolcuların birbirleri ile olan diyaloglarına bakın
Herkez birbirini kaşıyor, daha doğrusu mermiyi namluya sürüyor.

Sizce tüm bunlar yaşanırken, kendi kendinimi dolduruyordu o cinayeti işleyen kişi?

Şimdi GALATASARAY şampiyonluk kutlamalarını yapmayacağını açıklamış ve yapmayacak.

AZİZ YILDIRIM ölen taraftarın ailesine başsağlığı dileyip ve birkaç yöneticiyi evine gönderecek belki de VOLKAN ve SABRİ bir süre sosyal ve görsel medya üzerinden atıştıktan sonra, ilk milli maç kampında barışıp basına dostluk mesajları verecek.

GALATASARAY yönetimi, şampiyonluk kutlamalarını yapmıyacağını açıklayarak, ölen öldükten sonra, büyük bir sorumluluk örneği gösterecek.

Taraftarlar ise; birbirlerine saldırmaya devam edip, bir tarafı katil olarak suçlarken, kendilerini bu hale getirenlere hayranlıkla bakmaya devam edip, namluya sürülünceye kadar, kullanılmaya devam edecek.

Peki sonuç ne?

Bir genç mezara, bir genç ise, hayatında hiç yaşanmasını istemiyeceği birkaç saniyelik an için cezaevine ve TÜRKİYE' de futbol bu şekil devam edecek.

AZİZ, ÜNAL, VOLKAN, EMRE, SABRİ ve diğerleri; nelere maloldukları ile ilgili hiçbir zaman anılmayacaklar.

En büyük kimine göre GALATASARAY, kimine göre FENERBAHÇE, ölen ve öldüren ise TEFERRUAT.