- Kategori
- Blog
En çok okunan blogun sırrı!
"Yunan mitolojisinde tanrı ve tanrıça isimleri" Berk Yüksel
Blognedir.com sitesinde blog; <ı>“Teknik bilgi gerektirmeden, kendi istedikleri şeyleri, kendi istedikleri şekilde yazan insanların oluşturdukları, günlüğe benzeyen web siteleridir. İngilizcedeki “web” ve “log” kelimelerinin birleşmesinden oluşan weblog kavramının zamanla yaygınlaşmış adıdır” ı>şeklide tanımlanıyor. Kuşkusuz Milliyet Blog, 6000’e yakın yazarı ve milyonlarca okuruyla bu sektörün en büyüklerinden.
Rating ya da hit ya da “okunma sayısı” bloggerların en büyük ödülü ve tatmini durumunda. Bloglara alınan okuyucu yorumlarıyla beraber bu okunma sayıları bloggerların emekleri karşılığında bekledikleri tek şey belki de.
Kimi zaman kimi blog yazanları bu uğurda hedeften sapıp, sırf çokca tıklanma adına hiçbir kişisel katkı ve/veya yorum içermeyen copy/past yazılarla boy göstermeye kalkışırlar. Bu tip hareketlerin ara sıra “ortalama okunma sayısının arttırılması uğruna” yapılması birer ufak kaçamak gibi kalıyor. Biz de yaptık… “Çok okunacak blog örneği”
Uzun uğraşlar ve emeklerle yazılan bazı makale ve şiirlerin yerlerde sürünen ratingleri bu yollara sevk ediyor insanı. “Hakettiğini bulamayan blog örneği”
Ancak, bu işin dozunu kaçırıp, okunma uğruna her şeyi yapan bloggerlar da yok değil. Özellikle “porno” ve benzeri, seviyesi düşük tıklanma oranı yüksek kelime ve konular üzerine yazılan bloglar da ratingden nasibini almaktadırlar. Hatta bu konu ile alakalı bir blog uzun süre en çok okunan blog unvanını elinde tutmuştu.
Taaa ki “Berk Yüksel” imdada yetişinceye kadar.
“Yunan mitolojisinde tanrı ve tanrıça isimleri” adlı blog zirvede şimdi. Birçok “çok okunan blog” un aksine de istikrarlı bir okunma düzeyine sahip. Yani anlık/dönemsel rating unsuru konu ve kelimelerle vurgun yapan bloglardan da değil. Hergün 300-500 okunuyor… Peki bu blogu bu kadar popüler hale getiren ne? Kim okuyor bu blogu. İnsanların en çok merak ettikleri ve ilgilendikleri konu “tanrı ve tanrıça isimleri” olamaz, olmadığını tahmin ediyoruz.
Felsefi konular üzerine yazan yazarın istikrarlı bir duruşu ve samimiyeti göze çarpıyor. Nitekim "en çok okunan blog” un sahibinin hiç te böyle bir kaygısı olmadığı sayfasından ve benzer konulardan mütevellit yazılarından da anlaşılıyor.
Milliyet Blog’un “rating uğruna yapılabilecekler” konusunda bize öğrettiği akıllara zarar cinsinden örneklere şahit olduk. Bunlardan en ilginci, yine aynı amaç ve hayal uğruna bu blogun hemen hemen aynısını hemen hemen aynı başlıkla kaleme alınmasıydı. An itibariyle 330.000’den fazla okunmuş blogun çakması ancak 10.000’lik bir hit yapabildi. O da diğerleri gibi aslını yaşattı ancak.
Bir dönem Eurovision’un Hadisesini evirip çevirip rating yapan bu zihniyet, okunacağım diye video izle, video indir, topu at, ipi tut gibi bir sürü cambazlıkla da yazılarını süsledi.
Bir blogun çok okunması için “google” ve diğerlerinin sempatisini kazanıp üst sıralarda yer bulması şart tabi. Adı geçen blog ta haklı olarak google’da da başı çekerek zirvenin keyfini sürmeye devam ediyor.
En çok okunan blog listesinin başında felsefi bir yazıyı görmek uzun süre teknolojik bir hilenin varlığını hafızamdan atamamama sebep olmuştu. Bir açıklamam da yoktu tabi. Neden ve nasıl soruları beynimi kemirse de “helal olsun” demekten alamıyorum kendimi.
Netice itibariyle Berk Yüksel’i tebrik etmekten başka şansımız yok.
Gözü olanın gözü çıksın.
Sadece merak ettik!
Siz ne dersiniz?