- Kategori
- Güncel
En çok okunan gazete

Kim daha çok okunuyor?
İstanbul vergi dairesi başkanlığının 11 bini aşan çalışanının oylarıyla “en çok okunan gazete” tespit edilmiş.
En çok seyredilen televizyon kanalı da tespit edilmiş.
Hangileriymiş onlar?
En çok okunan gazete “Sabah”, en çok seyredilen kanal da “atv” imiş!
Tabii en çok seyredilen dizi, en sevilen dizi oyuncusu falan da hep atv dizileri içinden!
Kim veriyor bu haberi?
Elbette Sabah gazetesi… 6 Mart Pazar günü üst manşetten veriyor.
Böylece biz de “İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı”nın en çok okunan gazete, en çok seyredilen kanal belirleme gibi bir görevinin de olduğunu öğrenmiş oluyoruz.
Bu daire, söz konusu önemli görevini nasıl yapıyor, en çok okunan ve seyredilen gazete-TV’yi nasıl belirliyor?
Baştan yazdığımız gibi, “çalışanlarının oylarıyla”!
Peki, bu iş böyle yapılıyorsa “kanal izleme ölçümleri”, “gazete baskı ve satış rakamları” ne işe yarıyor?
Meselâ internette, gazeteleroku.net sayfasında 3 - 9 Ocak 2011 haftası satış rakamları var. Buna göre ilk dört gazetenin tirajları şöyle:
ZAMAN 866.905
POSTA 497.859
HÜRRİYET 431.267
SABAH 326.866
Görüldüğü gibi Sabah ancak dördüncü sırada... Hem de en yakın rakibiyle arasında 100 binden fazla fark var.
x x x
Daha yakın tarihteki bir başka sitenin, Medyatava’nın 21-27 Şubat 2011 haftası tiraj raporuna bakalım:
ZAMAN 849.391
POSTA 491.813
HÜRRİYET 454.644
SABAH 363.628
Görüldüğü gibi, Sabah yine dördüncü sırada…
x x x
Buradan geçiyorum televizyon izlenme oranlarına… Son 10 günün izlenme oranlarına girdim. Bir tek televizyonda ilk defa verilen “Eyvah eyvah” filminin gösterildiği 28 Şubat akşamı atv birinci gözüküyor. Onun dışında hep başka televizyonlar en fazla seyredilen olmuş.
Yani bu ölçümlere, satış rakamlarına itibar etmeyeceğiz de “İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı”nın çalışanlarının oylarına mı itimat edeceğiz?
Türkiye’de her şey böyle mi belirleniyor?
Elde somut rakamlar varken onlar bir kenara itilecek, devletin, “durumdan vazife çıkaran” bir kurumunun raporu geçerli olacak!
Hem bu işgüzarlık niye?
Acaba, mevzubahis gazete ve televizyon “damadın gazetesi ve televizyonu” olmasaydı, bu devlet kurumu yine onu birinci ilan edecek miydi?
Başka bir deyişle; bu devlet kurumu, illa bir gazete ve TV’ye birincilik payesi verecekse, “damadın yayın organları” varken başka bir gazete ve TV’ye bu payeyi vermesine imkân var mı?