- Kategori
- Futbol
En kahraman Rıdvan!

Rıdvan Dilmen'i önce inanılmaz yetenekli bir furbolcu olarak izledik. Efsane olmanın yükü ağırdı, devamında hazır olmadan geldiği Fenerbahçe teknik direktörlüğünde zor günler yaşadı. Spor yorumcusu ve teknik direktörlük arasında kararsızlık yaşadı ve iki tarafta da gidip geldi. Artık karşımızda ne yapmak istediğini bilen kararlı bir adam var. Ona "futbol yorumcusu" dersek eksik söylemiş oluruz. Rıdvan Dilmen, sosyal sorumuluk sahibi bir futbol entelektüeli olarak karşımızda.
Eğer blog ilginizi çektiyse ve devam etmeyi düşünüyorsanız, lütfen önce Milliyet.com.tr deki haberi okuyun : http://www.milliyet.com.tr/2006/10/30/son/sonspo04.asp
Gazetecinin işi nedir? O köşeye niçin sahiptir? Bunlar sorulması gereken sorular. Ben şahsen Milliyet ve Radikal hariç diğer gazetelerde okuduğum yazarlardan hiç bir şey öğrenmiyorum (Yiğiter Uluğ abimiz hariç). Ben 10 yaşımdayken ne yazıyorlarsa hala aynı şeyleri yazıyorlar. Bunların bir çoğunun gerçekten yazacak yeni bir fikri yok. Bir kısmı ise yazmamayı tercih ediyor. Meraklı spor severler olarak bazı sıkıntılar olduğunu fark ediyoruz fakat bunlara bir türlü cevap alamıyoruz. Mesela, Oğuz Çetin, Fenerbahçe'de başarısız oldu. Oradan Gençlerbirliği'ne gitti fakat yine başaramadı. Oradan Diyabakırspor'a geçti ve bir kez daha hayalkırıklığı. Peki son durağı neresi oldu? Milli Takım antrenör yardımcılığı. Hani nerde adalet? Oğuz Çetin'e duyulan güvenin sebebi nedir?
İşte kimse bu konularda yazmazken veya yazmamayı tercih ederken, Rıdvan Dilmen çıkıyor ortaya. Hiç söylenmemişleri söylüyor. Rahatsızlığı teşhis ediyor. Kalabalıktan çıkan çocuk kadar saf değil elbet, bileerek ve isteyerek parmağını doğrultuyor sisteme ve haykırıyor : "Kral Çıplak"
İşte Rıdvan'ın en ilginç tespiti;
"En üstte ki yerden en dibe kadar siyasi torpil var. Türkiye'de aklına gelebilecek neresi varsa, Milli Takımlarda dahil olmak üzere"
Çok şükür, sonunda bu cümleler telaffuz edildi. Daha nicelerini bekliyoruz yeni kuşak yazarlardan. Umarım bu sözler bir tartışma yaratır, kimlerin salt yeteneklerinden ötürü değil, siyasi destek veya çeşitli kişilerin nüfuzlarıyla iş aldıkları tartışma konusu olur bir nebze. Buna ihtiyacımız var.
Son olarak, futbolcudan spor yazarı olur mu sorusu artık tarihin tozlu raflarında ki yerini almıştır sanırım. Futbolcudan spor yazarı olmaz demek yanlıştır tıpkı "her futbolcu futbol yazabilir olabilir" demenin yanlış olduğu gibi. Gerçi Rıdvan Dilmen çim kokusuna hala hasretmiş meğer. Kurumsal bir sponsoru olan bir takımı alıp UEFA'ya götürmek istiyorum diyor. Saygı duyarız. Fakat bence kendisine şu anda medya kısmında daha çok ihtiyaç var. Şu andada futbolumuza büyük katkı yapıyor.
Saygılar
Not : En kahraman Rıdvan, vaktiyle Gırgır dergisinde macerları yayınlanmış avanak bir anti-kahramandır. Rıdvan Dilmen'in ve onun meşhur olduğu yıllar aynı zamanlara rastlar o yüzden birisi Rıdvan dediğinde benim aklıma ikisi birden gelir. Tabii ki Rıdvan Dilmen, son çıkışıyla benim gözümde gerçek bir kahraman olmuştur.
Not2: Benzer içerikli yazdığım bir blog için : http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=11090.