Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '16

 
Kategori
e-Ticaret
 

En Ucuz Ben Olmalıyım

En Ucuz Ben Olmalıyım
 

e-ticaret


E-Ticarete yeni başlayan firmaların en büyük mottosu: “En Ucuz Ben Olmalıyım”
Firmaların neden en ucuz olmak için yarıştıklarını hiçbir zaman anlayamadım. Kaliteli hizmet veren, güvenilir, müşteri ilişkilerine önem veren, çözüm odaklı çalışan bir firma olmaya çalışmak yerine ucuz firma olmak istemek sanırım biraz anlamsız.
Piyasa, uygun fiyatlı ürün satacağım diye illegal yollara başvuran veya batan firmalarla dolu.
Bir de hâlâ popülerliğini koruyan e-ticaret firmalarının yatırım firmaları tarafından satın alma süreçlerinden dolayı, firmalar fazla ciro yapıp yatırımcı almak veya satabilmek için düşük fiyatlı ürün satmaktadır.
Şimdi fazlaca internet alışverişi yapan biri olarak ürün veya hizmet alırken yaşadığım süreçten sizlere biraz bahsedeyim.
Öncelikle, alacağım ürünün ortalama fiyatına bakarım. Ürün bütçeme uygun ise resmi sitesinde inceleyip teslimat kapsamı, garanti süresi, servis ağı gibi özelliklerini inceler, sonrasında da ürünle alakalı şikâyet olup olmadığına bakarım. Ürünün özellikleri ve fiyatı bana uygun geldiyse ürünü e-ticaret sitelerinde araştırmaya başlarım. İnternette en ucuz fiyatlı ürün nerede ise hemen siparişimi veririm, diyeceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Ürünü tanımadığım bir sitede piyasa değerinin altında görürsem, anında o siteyi kapatırım. Sonrasında bildiğim internet sitelerindeki fiyatları incelerim. Ücretsiz kargo, hızlı gönderi, peşin fiyatına taksit yapabilen site hangisi ise ondan alışveriş yapmayı tercih ederim.
Hiç kimse, ufak bir fiyat farkı dolayısıyla adını hiç duymadığı bir siteyi bildiği ve güvendiği bir internet sitesine tercih etmez, diye düşünüyorum. Bu tarz sitelerde fiyat uygun olsa da sonradan kargo ücreti, taksit seçeneklerinde vade farkı gibi eklentiler ile fiyat diğer bilinen sitelerden daha pahalıya gelebilmektedir.
Hizmet anlamında da sözü edilen bu sitelerle arada ciddi farklar görülmektedir.
Bu paketlemelere bir de işçilik ücretlerini eklersek bu oran %2’ye kadar çıkmaktadır.
Biz bu ürünleri kendi kutularıyla göndersek %2 daha fazla kazanabilir veya %2 daha ucuza ürün satabiliriz. Buna gerek var mı, bence yok çünkü ben tüketici olarak orijinal ürünümün üzerine kargo etiketi yapıştırılmasını, kirlenmesini kabul edemem. Ürün elime tertemiz gelmelidir.
2010 yılında yaptırmış olduğumuz bir araştırmada fiyat odaklı müşteri oranının %24 olduğunu tespit ettik. 2015 yılında ise bu oranın %17’ye gerilediğini gördük.
Bunun nedeni internetten yapılan alışverişlerde dolandırıcılık vb. olayların televizyon ve gazete gibi mecralarda duyulması olmuştur. İnsanlar mağdur hikâyelerini duydukça alışveriş yaptıkları sitelere daha çok dikkat etmeye başladılar.
Sonuç olarak;
Fiyat odaklı ortalama %20 oranında internet müşterisi olduğunu düşünürsek bütün ürünlerde en iyi fiyat olsa pazardan en fazla %20’lik bir satış yapmayı hedeflemek ne kadar anlamlı olur bilemiyorum.
Zaten adı sanı belli olmayan bir e-ticaret sitesine şüphe ile bakan tüketicinin her yerde benzer fiyatlarla satılan bir ürünü daha ucuza satan bir siteye daha da şüpheli yaklaşıp bu siteden alışveriş yapmayacağını düşünmekteyim.
Bu yüzden e-ticaret firmaları fiyat ile değil hizmet kalitesi ile müşterilerine ulaşmayı hedeflemelidir.
Unutulmamalı ki sadece iyi fiyattan dolayı size gelen müşteri yarın başka biri iyi fiyat verdiğinde oraya gidecektir, ama kaliteli hizmet dolayısıyla sizi tercih eden müşteri siz bu hizmet kalitenizi sürdürdüğünüz sürece sizden vazgeçmeyecektir.
 
Toplam blog
: 37
: 259
Kayıt tarihi
: 23.05.16
 
 

2006 yılından beri E-Ticaret ile uğraşırım. Pazarlama, E-Ticaret, Ekonomi, Markalaşma vb. konular..