Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '17

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Enflasyon rakamları ve görünen köy…

Enflasyon rakamları ve görünen köy…
 

Yıllardır yazar dururuz. Enflasyon oranı belirleme sistemleri kandırmaya yöneliktir. En azından kendini yönetenlerin her dediğine araştırmadan inanan bizim gibi ülkelerde bu böyledir.

“TÜFE'de (2003=100) 2017 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre %2,46, bir önceki yılın Aralık ayına göre %2,46, bir önceki yılın aynı ayına göre %9,22 ve on iki aylık ortalamalara göre %7,76 artış gerçekleşti.”Bu doğru mudur. Hesaplama yöntemlerine bakarsanız doğrudur. Ama halkın elindeki parayı harcamadaki mecburiyet istikametine bakarsanız sadece gülünçtür. Kazancı ile mucizeler yaratarak geçinmeye çalışan halkımızın en çok tükettiği gıda türü bakliyattır. Bakliyatta yıllık ortalama zam ise %20 nin üzerindedir. Mevsime göre yaş sebze ve meyve fiyatları da açıklanan rakamların çok üzerinde artmıştır. Her durumda şükreden bir millet olmamıza rağmen artık pazar esnafına sorduğunuzda “şükür”yerine bin ah işitiyorsunuz.

Maalesef bu traji komedi durum sadece bizim içerde yaşadaklarımızın bir tespitidir. Peki, dışardan nasıl görünüyoruz?

Dünya Bankası, ‘Türkiye Düzenli Ekonomi Notu' Şubat 2017 sayısını yayımladı. Banka, turizm gelirlerinin azalması ve başarısız darbe girişiminin tüketici ve reel sektör güvenini düşürmesi nedeniyle Türkiye'nin büyüme hızının yavaşladığını belirtirken, Türkiye'nin 2016 yılı büyüme tahminini yüzde 2.5'ten yüzde 2.1'e, 2017 yılı büyüme tahminini de yüzde 3'ten yüzde 2.7'ye düşürdü. Bankanın da tespitine göre ülkeye yeterli kredi girmiyor. Her halde önceki yıllarda ülkeye akan kaynağı belirsiz para da kalmadı ki bu uyarılar yapılıyor. İşte bu korkutan uyarılar.

– Dövizdeki artış önümüzdeki günlerde fiyatlara yansıyacak
– Fiyat artışları halkın satın alma gücünü erozyona uğratabilir.
– Olumsuz havalar hasada zarar verip gıda fiyatlarını artırabilir.
– Artan kur, şirketler için doğrudan bankalar için dolaylı riskler yaratabilir.
– Bazı şirketler satışların düşmesi ve döviz borçları nedeniyle güçlükler yaşıyor.
– Dış kredilerin azalması içeride kredi artışını sınırlayabilir.
– Merkez'in faizleri önemli ölçüde artırma ihtimali var.
– Güvenlik endişeleri turist ziyaretlerini sınırlamaya devam edebilir.

Bütün bunlar keşke haksız tespitler olsa. Dikkatinize sunmak istediğim iki ayrı konu bazı şeyleri daha iyi anlamamızı sağlayabilir. Tabii anlamak istersek.

1) Cumhurbaşkanı halka döviz bozdurma çağrısı yaptı. Bir ay gibi kısa bir zamanda dövizlerini bozduranlar madur oldular. Bu aynı zamanda dövize ne kadar ihtiyacımız olduğunu gösterdi.

2) Cumhurbaşkanı şimdide yabancı ülkelerde çalışan insanlarımıza tatile gelmelerini ve yanlarında komşularını da getirmelerini, ayrıca düğün nişan gibi etkinliklerini ülkemizde yapmalarını söylüyor. Bütün bunla turizimin de içler acısı durumunu anlatmak için yeterli.

Sayın Cumhurbaşkanı bu önerileri ondört yıl avvel yapsaydı normal karşılanabilirdi. Bu yıllar içinde Cumhuriyet tarihinin görmediği borçlara girilmiş, ekonomik kalkınmada üretim ekonomisine yöneleceğimize tüketim ekonomisine yönelinmiş, ne acıdır ki bu uyarıların yapılacağı günler gelmiştir.

Herşeyi düzeltmek için vakit yine de geç değildir. Ancak yara ne kadar büyürse tamiri o kadar acı verici olacaktır. Bu acıyı da maalesef yine elinde çantası ile pazara gidenler çekecektir.

İzmir 03.02.2017

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..