Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '22

 
Kategori
Turizm
 

ENFLASYON

ENFLASYON

 
Genelde hepimiz büyüklerimizden duymuşuzdur; “Para eski değerinde değil artık, paranın değeri kalmadı vs.vs.” büyüklerimizin demek istedikleri Türk Lirasının içinde artık 100 kuruş yok değil... Demek istedikleri şu; “artık pek çok şey eskiye nazaran çok daha pahalıya satılıyor.” Bu durum bize paranın değerinin nasıl değiştiğini gösterir. Fiyat seviyeleri genel olarak yükseldiğinde bir enflasyon dönemine girmiş oluruz... Genelde bu dönemde babalarımız, annelerimiz, dedelerimiz, nenelerimiz başlarlar aynı şeyi söylemeye; “Paranın değeri kalmadı...” çünkü artık eskiye kıyasla aynı parayla aynı miktar eşya/hizmet alınamıyordur... Bazen bunun tam tersi de olur bu duruma da iktisatçılar “deflasyon” diyorlar... Piyasadaki mal ve hizmet fiyatlarının düştüğü, paranın eskiye nazaran daha çok satın alma gücünün olduğu dönemlerdir deflasyon dönemleri... 

PARANIN DEĞERİ NASIL ÖLÇÜLÜR? 
Genelde iktisatçılar paranın değerindeki alçalış veya yükselişi ya index rakamlarına bakarak ölçerler ya da satın alma gücüne bakarak ölçerler... En çok kullanılan indexler Toptan fiyat indexi ve Tüketici fiyat indeksidir. Tüketici fiyat indexine Geçim indeksi de diyebiliriz... Toptan fiyat indexi işyerlerinin ödedikleri fiyatlar üzerinde durur, Tüketici fiyat indexi ise adından da anlaşılacağı gibi tüketicilerin tükettikleri mal ve hizmetlerin fiyatlarını belirtir... 
İktisatçılar tek tek fiyatlar üzerinde durmazlar, indexe dahil tüm fiyatların ortalamasını bir index rakamı olarak ifade ederler ve onu 100 kabul ederek bir taban senesi belirlerler... Gelecek ay/yıllarda ise bu taban yılına göre fiyatların değişimlerini ortaya koyarlar..  ertesi yıl index rakamı 115 olmuş ise enflasyon rakamı yüzde 15 dir. Daha sonraki yıl 120 olmuş ise enflasyon taban yılına göre %20 fakat bir önceki yıla göre % 4,17 diyebiliriz... Ve Sağlıklı bir ölçüm olabilmesi için indexte çok çeşitli mal ve hizmet fiyatlarının olması gereklidir... 

Gelelim satın alma gücüne... Bazen de satın alma gücü olarak ifade edilir paranın gücü... Bu geçim masrafının bir tür parayla ifade edilmesidir. Taban yılından itibaren geçim masrafı 2 katına çıktı ise bunun anlamı 1 Lira 50 kuruş olmuş demektir. Taban yılında satın aldığımız mal ve hizmetleri, şimdi iki misli para harcayarak temin edebiliriz demektir bu aynı zamanda... 

ENFLASYON EKONOMİ VE TOPLUMLARI ALT ÜST EDER 
Enflasyon, yüksek olduğu dönemlerde ülke ekonomisini ve toplumu alt üst edebilir.. Kendi ülkemizin geçmişte yaşadığı yüksek enflasyonlu dönemlerden daha geriye gidelim ve uç bir örnek olması bakımından 1. dünya savaşı yıllarında Almanya’da yaşananlara bir bakalım; harpten önce yani 1913 yılında 1 amerikan doları 4 Mark idi.. fakat 1923 yılında  1 dolara 4.000.000.000.000 (4 trilyon) mark satın alınabilirdi... 1 kg. tereyağı yaklaşık 3,5 milyon mark’a bir ekmeğin fiyatı da 200.000 mark’a tırmanmıştı... Halkın ekmek almak için tekerlekli el arabalarıyla para taşıdıklarının resimleri alman gazetelerinde yayınlanmıştı... Bazıları hayat boyu biriktirdikleri paraları savaşın tahribatından korumak için bahçelerine, tarlalarına gömmüşlerdi.. Fakat kader bu ya ; bombaların tahrip edemediği bu tasarrufları enflasyon yıkmıştı.... paralarının hiçbir değeri, satın alma gücü kalmamıştı... 

Enflasyon herkesi aynı şekilde etkilemez... Bazı insanlar enflasyondan gerçek anlamda kazanç da sağlayabilirler. Şimdi toplumun değişik kesimlerinin muhtelif şekillerde nasıl etkilendiklerine göz atalım.. 

ENFLASYONUN DEĞİŞİK KESİMLER ÜZERİNDEKİ OLUMLU/OLUMSUZ ETKİSİ 
Çok değişik sebeplerden dolayı insanlar biriktirdikleri paranın bir kısmını kara günlerde kullanmak üzere harcamayıp kenara koyarlar ve aynı zamanda da biriktirdikleri paranın güvence altında olmasını ve faiz şeklinde iyi bir gelir sağladığını hissetmek, algılamak isterler... Ancak geçim masrafı birikimlerinin sağladığı faizden daha fazla oranda yükselirse bankadan çekecekleri paraları, yatırdıkları günkü kadar değerli olmaz.. Enflasyon dönemlerinde para, satın alma gücünü kaybettiğinden ellerinde atıl/artık para bulunan kesim, değeri geçim düzeyi nispetinde veya daha da fazla artacak yatırımlar ararlar.. Enflasyona karşı koyabilecek en meşhur yatırımlar, gayrimenkul mal, altın, elmas gibi mücevherattır. Zaman zaman da antika eşya ve sanat eserleri de populerdir bu konuda. Bununla beraber her zaman garantili oldukları da söylenemez... Bu yatırımlar nadiren de olsa önceki fiyatlarının çok altında gidebilmektedir satmak istendiği vakit....  Tasarruf sahipleri ve yatırmcılar için durum böyle... 

Emekliler, çocuklu dul kadınlar veya daha genel anlamda gelirleri sabit  olan insanlar daha az eşya satın almaktan başka bir şey yapamazlar enflasyon dönemlerinde... 

Firma ve İşyerlerinin üzerindeki etkisi ise, daha çok bu firma ve işletmelerin artan masraflarını nasıl karşıladıklarına bağlıdır... Herhangi bir firma, enflasyon yüzünden satış hacminde bir kaybı olmaksızın fiyatlarını % 25 arttırabilir. Şayet o anda bu firmanın iş yapma masrafı yanı maliyetindeki artış %25 in altında ise enflasyondan dolayı önceki yıllardan daha iyi bir durumda olur... 

Borçluların enflasyon dönemlerinde eğer ödemek zorunda oldukları paranın değeri, borçlarından az ise bonfile satın alıp, köfte ödemek gibidir bu durum... ve genellikle enflasyondan yararlanır borç para alanlar, taa ki borç alma masrafları, geçim masraflarından daha yüksek bir seviyeye gelinceye kadar..  o an geldiğinde ise borçlular için işler tersine dönmeye başlar... 

Borç verenler ise-borç alanları karlı çıkaran sebeplerden dolayı enflasyondan zarar görürler.. Çünkü borç olarak verdikleri paranın değeri, borç verdikleri zamanki paranın değerinden azdır...  Borç verenler çoğu zaman ödünç verme masrafını, faiz oranlarına göre ayarlayarak kendilerini enflasyonun etkisinden korumak isterler... Enflasyon oranı %10 ise ve borç para almanın masrafı da %20 ise, borç verenler enflasyona rağmen karlı çıkabilirler... 

ENFLASYON NEDEN OLUŞUR 
Ekonomistler bir çok sebebinin olduğunu söylemelerine rağmen genel olarak bu sebepler iki ana başlık halinde toplanabilir. 

Birincisi Talebin kamçılaması, İkincisi Masrafların/Maliyetlerin itelemesi nedeniyle oluşur enflasyon.. 

TALEBİN KAMÇILAMASI NEDENİYLE OLUŞAN ENFLASYON 
Mal ve hizmetlere olan toplumun talebi, ekonominin talep edilen mal ve hizmetleri üretme kabiliyetinden daha fazla olduğu zamanlarda, Talebin fiyatları kamçılamasından ötürü enflasyonu oluşur. O zaman fiyatlar kaçınılmazcasına artar.. Bol paranın  kıt mal ve hizmetin peşinden koştuğu bir durumdur bu... 

Toplumda oluşan bu aşırı talebin sebebi nedir... Tabii ki hükümet... Bazen hükümet vergiler ve diğer gelir kaynaklarından topladığından daha fazla harcama yapar. Bu aşırı harcama halkın elinde, iktidarın bu tarz hareketinden önceki zamandan, daha fazla para birikir yani daha fazla satın alma gücü toplanır. Bunun dışında iktidar/hükümet merkez bankası vasıtasıyla piyasadaki para miktarını arttırma yani para basma gücüne de sahiptir. İktidardaki hükümetin para politikası neticesinde piyasadaki para miktarı yeterli bir hızla artarsa bunun doğuracağı aşırı talep fiyatların genel olarak yükselmesine sebep olacaktır. 

Talebin kamçıladığı enflasyonun tek sebebi hükümet değildir.. Fertlerin alışkanlıklarındaki değişimde buna sebep olabilir.. Bunun klasik bir örneği 2. dünya savaşından sonra görülmüştür. Üretim o dönemde daha çok askeri mallara yoğunlaştığı için halkın satın alabileceği tüketim eşyası azdı. Bunun sonucu olarak da savaş müddeti boyunca başta ABD olmak üzere diğer gelişmiş ülkelerin halkları tüketici mallarının yeniden ortaya çıkacağı güne hazır olabilmeleri için gelirlerinin bir kısmını kenara koydu. Harp sona erince de 4 yıl boyunca hemen hemen fiyatları hiç artmamış olan yeni otomobillere, TV lere, elektrikli ev cihazlarına, radyolara, evlere  hücum başladı ve harbi izleyen 3 yıl boyunca fiyatlar genel seviyesi aşırı miktarda  arttı. 

Talebin kamçıladığı enflasyonun bir diğer sebebi de psikolojik olarak halkın beklentisidir diyebiliriz. Toplumun fertleri, yakın bir gelecekte fiyatların yükseleceğine inanırlarsa ileride satın almayı düşündükleri malları şimdiden satın almak isteyebilirler... Toplumun büyük bir çoğunluğu bu inançta ise ve bu beklentiye göre hareket ediyor ise onların bu kehanetleri çok yakında doğrulanır. Çünkü talebin artması fiyatların da artmasına sebep olacaktır... 

MALİYETLERİN İTELEMESİ NEDENİYLE OLUŞAN ENFLASYON 
Her enflasyon Bol paranın kıt mal ve hizmetin peşinden koşması ile açıklanamaz... Keza sanayinin %70 üretim kapasitesiyle çalıştığı, işsizliğin yüksek olduğu zamanlarda da enflasyon rekor seviyelerde artabilir... Halkın elinde para olmayabilir, buna mukabil ekonomi üretimini arttırabilir fakat yine de enflasyon hükmünü sürdürebilir. Yani fiyatlar yeniden hızla artabilir... İş yapma masraflarının yani maliyetlerin artmasından dolayı satıcıların fiyatlarını yükseltmelerine sebep olan doludizgin fiyat artışına da maliyetlerin itelemesi nedeniyle oluşan enflasyon diyebiliriz. Bunun en bariz örneğini de ellerindeki monopol gücünü kullanarak 1974 de varili 4 USD olan petrolü 1980 de 21 USD ye çıkaran, Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı ile birlikte çalışan yabancı firmaların ham petrolü bu şekilde tırmandırmaları başta benzin ve diğer petrol yan ürünleri fiyat artışlarının yanında tüm ülkelerdeki diğer bütün mal ve hizmetlerin de fiyatlarının artarak enflasyona neden olmasına yol açtı... 

FIRSATÇILIK, AÇGÖZLÜLÜK NEDENİYLE OLUŞAN ENFLASYON                                                        Bu daha çok sahipsiz ekonomilerle oluşan enflasyondur diyebiliriz. Devletin ticari hayatın kural ve kaidelerini belirleyen kanunlarının, yönetmeleliklerinin olmadığı Mega/aşırı serbest piyasa ekonomilerinde "Ekonomi teröristleri" diye tabir edebileceğimiz bir takım tabiri caiz ise Sırtlan, Çakal ve Kargaların her fırsatta sattıkları ürünlerin fiyatlarını 3-4 arttırarak sebep oldukları enflasyondur. Bunlarla mücadele edilebilmesi için iktidar sahiplerinin "Ya devlet başa, ya kuzgun leşe" sözünü hiç akıldan çıkarmadan hareket etmeleri gereklidir. Fiyatların, ticari hayattai bu başıbozuk takımı tarafından tamamen suni bir şekilde, açgözlülükten, fırsatçılıktan ve de ekonomiyi sarsma yönünde kötü niyetten kaynaklanan bir enflasyon türüdür. Bunlarla mücadele için devletin kamulaştırma seçeneğini de göz önüne alarak hukuki ve fiili mücadele etmesi gereklidir. Bu ekonomi teröristlerine ağır yaptırımlar getirilmeli ve gerekirse ticari hayattan men edilmelidir. 

ENFLASYON MUHASEBESİ 
Ekonomilerde yaşanan enflasyon olgusu sebebiyle fiyatlardaki artış ve buna mukabil paranın değerindeki düşüşler sebebiyle, bilançolarda görülen varlık, ve bu varlıkların edinilme kaynaklarında oluşan yıpranma/erozyon nedeniyle firmaların finansal tabloları da gerçeği yansıtamaz olmaktadır... İşte böylesine enflasyonlu dönemlerde firmaların mali birimleri, enflasyonun neden olduğu varlık ve kaynaklardaki yıpranmaları bertaraf edici enflasyon düzeltmesi muhasebe kayıtlarını usul ve esaslar çerçevesinde defterlere geçmekten imtina etmemelidir...    

İşte bu noktada “Enflasyon Muhasebesi” yazımı okumaya devam edin... 

20.12.2006 
Adnan Şişman

 

 
Toplam blog
: 177
: 9
Kayıt tarihi
: 21.08.15
 
 

1961 yılının sıcacık Temmuz ayının 12. Günü sabah serinliğinde, Üsküdar Zeynep Kamil doğum hastan..