Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Engin Ardıç ve “zekâ düzeyi yıllardır bir milim ilerlememiş vatan evlatları” (!?)

Engin Ardıç ve “zekâ düzeyi yıllardır bir milim ilerlememiş vatan evlatları” (!?)
 

Engin Ardıç Sabah Gazetesi’ndeki köşesinde Kurtlar Vadisi’ni yazmış.

“Çakma başbakan” başlıklı yazısında, Kurtlar Vadisi dizisine verip veriştirmiş, dizi izleyicilerinin tamamının “faşo ve lümpen” olduğunu söylemiş ve dizide başbakan rolünü oynayan Murat Atak’ın bir sözünden hareket ederek Türk halkı hakkındaki tespitine getirmiş mevzuu.

Engin Ardıç yazısının bu bölümüne şöyle başlıyor:

- İşte bu Murat Atak kardeşimiz geçen gün çok ilginç bir şey söyledi:

"Sokakta yürürken beni görünce gerçekten başbakan sananlar, 'sayın başbakanım' diye saygı gösterenler, hatta iş isteyenler bile var!"

Türkiye gündeminden başlıklar açarak "şunu şöyle yapın, bunu böyle yapın" diye akıl ve öğüt verenler bile çıkıyormuş...

Engin Ardıç yazısının son bölümüne ise şu cümle ile başlıyor:

- İmdi, "çakma başbakan" Murat Atak'tan iş isteyen vatan evlatlarına da nasıl bir yorum getirilebilir?

Ve… Engin Ardıç yazısını, sorusuna cevap olan yorumunu yaparak bitiriyor:

- Ben ben olsam: "Vatandaşın zekâ düzeyi yıllardır bir milim ilerlememiş, hâlâ filmde gördüğü kişilikle onu canlandıran oyuncuyu ayırdedemeyenler var, bu ne rezalet?"...

Budur işte. Engin Ardıç ve de onunla aynı görüşteki saz arkadaşlarının demokratlığı aynen budur.

Seçimler yapılır, sandıklar açılır… Eğer kendi görüşleri, amaçları doğrultusunda bir sonuç çıkarsa sandıktan, halkın tercihinin en doğru tercih olduğu, halkın tercihine saygı gösterilmesini, demokrasinin ve demokratlığın bunu gerektirdiğini söylerler. Halkın yanlış bir tercih yapması bir yana, böyle bir olasılıktan bile söz edenleri antidemokratik olmakla itham ederler, suçlarlar… Ancak, aynı halka, kendi beğendikleri dizileri izlemiyorlar diye “faşo ve lümpen” derler. Sanki seçimlerde oy veren halkla, bu dizileri izleyen, dizide başbakan rolünü oynayan oyuncudan iş isteyen halk aynı halk değil.

Engin Ardıç ve avenesi bilmiyor değiller, tabi ki çok iyi biliyorlar ki, o halk çağdaş, bilimsel bir eğitim alsa, o dizilerin, televizyonların sabah kuşağındaki aptal kadın programlarının müptelası olmak yerine kitap okusa, medya şaklabanlarını aydın sanıp peşlerinden gitmek yerine bilimi kendine rehber etse… Seçimlerde sandıktan çıkan sonuç çok farklı olur ve Engin Ardıç ile avenesi bu sonuçtan hiç de memnun olmaz. Gerçi, okumuş, bilgili, kültürlü bir halkın olduğu yerde, Engin Ardıç gibilerinin olup olmayacağı da tartışılır ya!...

Engin Ardıç’ın söylediği “…zekâ düzeyi yıllardır bir milim ilerlememiş, hâlâ filmde gördüğü kişilikle onu canlandıran oyuncuyu ayırt edemeyen…” bir halk varsa eğer, Engin Ardıç’lar var olduğu için var.

Bu durum, şu şekilde de söylenebilir mi acaba?

Engin Ardıç’ın söylediği “…zekâ düzeyi yıllardır bir milim ilerlememiş, hâlâ filmde gördüğü kişilikle onu canlandıran oyuncuyu ayırt edemeyen…” bir halk varsa eğer, Engin Ardıç’lar bu halk sayesinde var.

Bilim adamları oturup, araştırıp, inceleyip, şu “demokrasi” denen şeyin tanımını tekrardan yapmalı acilen. Yapmalı ki, ülkenin ve hatta insanlığın geleceğine oyları ile yön veren halk, kendine de, geleceğine de “yine oyları ile” sahip çıkabilsin.

>> Engin Ardıç'ın bu yazıya konu olan yazısı

 
Toplam blog
: 118
: 1658
Kayıt tarihi
: 20.06.06
 
 

70'li yılların sonlarına doğru (1977 veya 1978... Belki de 1979...) tüm zamanların efsane dergisi..