Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '18

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Ergenliğin Üç Evresi

Ergenliğin Üç Evresi
 

 “Ergenlik” deyip geçiyoruz ama ergenliğin de kendi içinde ayrıldığını biliyor musunuz?

Çocukluktan çıkıp yetişkinliğe doğru ilerlerken, hızlı bir bedensel, ruhsal ve sosyal değişimden geçerken farklı farklı evrelerden geçiyor. Tüm bu dönem boyunca çocuklar genel olarak sinirli, aklı havada ve asi görünse de, aslında her evrede farklı değişimler ve dönüşümler yaşıyorlar.

Erken ergenlikya da buluğ çağı denilen dönem, orta ergenlik ve son ergenlik ya da geç ergenlik dönemi olarak adlandırılan bu dönemleri kesin çizgilerle ayırmak, kesin yaşlar belirtmek pek mümkün değil.

Ancak belli yaş aralıkları belirtmek mümkün elbette:
1- Erken ergenlik      : Kızlarda ortalama 10 - 13, erkeklerde 13 - 15
2- Orta ergenlik        : Ortalama 13 - 15 yaşlarından 17 yaşa kadar
3- Geç ergenlik         : Ortalama 18'den 20'li yaşların başlarına kadar olan dönem

Clemson Üniversitesinde Akademik İlişkiler ve Araştırmalar dekan yardımcılığı görevini yürüten David E. Barett’ın konuyla ilgili yazdığı kitabın(1) tanıtım yazısında şöyle diyor: “Öğretmenlik mesleğini seçen öğrencilerime verdiğim bir derste onlardan 11-13, 14-16 ve 17-19 yaşlarındaki hallerini, o dönemde onlar için önemli olan, bugünlerini etkileyen olayları hatırlamalarını istedim. 20 ile 40 yaş arasında öğrencilerin bulunduğu sınıfta verilen cevaplar genellikle benzerdi. Erken ergenlik döneminde genelde taşınma, okul değişimi, arkadaş değişimi gibi anılar öne çıkıyordu. Orta ergenlik döneminde kişisel başarılarını ve başarısızlıklarını hatırladılar. Geç ergenlik dönemi için ise toplumun değerlerine uygun örnekler verdiler. Bunun sebebi farklı evrelerde farklı duygusal evrelerden geçiyor olmalarıydı. Erken ergenlikte gencin asıl kaygısı ‘ait olma’dır. Orta ergenlik döneminde ‘özgün ve biricik’ olmak önem kazanır, geç ergenlikte ise ‘öz değer’.”

Barett’ın bu satırları bana şunu hatırlattı: gencin neler yaşadığını anlamak ve doğru desteği vermek istiyorsak onun fiziksel ve duygusal olarak nasıl süreçlerden geçtiğini bilmeliyiz. Koçluk yaptığım öğrencilerle koç-öğrenci ilişkimizi bile, öğrencinin hangi evrede olduğu şekillendiriyor.

Erken Ergenlikya da “arkadaşlarım olmadan asla” dönemi

Duygusal özellikler:
    Kişilik çatışmaları yaşar
    Huysuzdur
    Sesini, ses tonunu ve kelimeleri daha ustalıkla kullanır, söz dalaşlarına girer
    Ama yine de duygularını sözlü ifade yerine, davranışla göstermeyi tercih eder
    Yakın arkadaşlar önem kazanır
    Anne-babaya kaba davranır, hatta küçümser, eleştirir
    Çocukça davranışlar sergileyebilir
    Arkadaş grubu ile aynı şeylerle ilgilenir, aynı müziği dinler, aynı tarz giyinir
    Karşı cinsle ilişkisinde çekingen ve utangaçtır.
    Mahremiyet önem kazanır

Bilişsel gelişim:
    Hangi mesleği seçeceği ile ilgili bir fikir oluşturur
    Yakın gelecek için planlar yapmaya başlar
    Soyut düşünebilmeye başlamıştır

Fiziksel değişim:
    Boyu uzar, kilo alır
    Vücutta ve yüzde tüylenme başlar
    Vücut daha çok terler
    Saçlar yağlanır
    Cinsel uzuvlarda değişim yaşanır
    Ses kalınlaşır, değişir

Biz nasıl davranmalıyız?
Mümkün olduğunca çatışmalardan kaçınmalı, mahremiyetine ve kişiliğine saygı duyduğumuzu davranışlarımızla da göstermeliyiz. Arkadaşlarıyla ilişkilerini desteklemeli, öz değerini oluşturduğu bu dönemde kendisinden hoşnut bir birey olabilmesi için eleştirmekten ziyade onu olduğu haliyle sevdiğimizi ifade etmeliyiz.

Orta Ergenlikya da “ben ben ben” dönemi

Duygusal özellikler
    Kendisini çok iyi tanımaz, ya olduğundan daha iyi ya da daha kötü bir yerde konumlandırır
    Anne-babasının kendisine çok karıştığını düşünür
    Görünüşüne çok önem verir
    Anne-babası ile bağı azalmıştır
    Yeni arkadaşlar edinmeye isteklidir
    Karşı cinse çekici gelmeyi önemser, flört dönemi başlar
    Aşık olmak, tutku gibi duyguları deneyimler

Bilişsel gelişim
    İlgi alanları oluşmuştur
    Yaratıcılığını kullanabileceği ya da deşarj olabileceği aktivitelere yönelir.

Fiziksel değişim
    Boyu uzamaya ve kilosu artmaya devam eder
    Vücut daha çok terler
    Saç ve deri daha çok yağlanır

Biz nasıl davranmalıyız?
Bir birey olarak fikrini almalı, fikirlerine değer vermeliyiz. İlgi alanlarını ve seçimlerini desteklemeliyiz. Karşı cinsle ilişkisi konusunda, onun isteği doğrultusunda, bilinçlendirmeliyiz.

Geç Ergenlik ya da “bu toplumda ben de varım” dönemi

Duygusal özellikler
    Kişiliği oturmaya başlamıştır
    Fikirlerini sözel olarak ifade edebilir
    Mizah duygusu gelişmiştir
    İlgi alanları oturmaya başlar
    Duygusal iniş çıkışı düzene girmeye başlar
    Yaptığı işlerden gurur duymaya, yaptıklarının sorumluluğunu almaya başlar
    Çevresini de önemser
    Daha ciddi ilişkilere girer
    Özgüveni daha gelişmiştir

Bilişsel gelişim
    Belli bir çalışma disiplini oluşturur
    Geleceği konusunda daha net fikirlere sahiptir
    Hedefler koyup aksiyona geçebilir

Fiziksel değişim
    Çoğu kız fiziksel gelişimini tamamlamıştır
    Erkeklerde boy uzamaya, kaslar gelişmeye, vücut tüylenmeye devam edebilir.

Biz nasıl davranmalıyız?
Geleceği hakkındaki düşünceleri hakkında sohbet edebilir, destek beklediği durumlarda onu fikirlerine müdahale etmeden ama kararlarının artılarını ve eksilerini belirterek yardımcı olabiliriz.

Unutmayın, ergenler çocuğun büyüğü, yetişkinin küçüğü değildir.

Kaynaklar:

  1. https://www.jstor.org/stable/40364502?seq=1#page_scan_tab_contents
  2. https://www.healthychildren.org/English/ages-stages/teen/Pages/Stages-of-Adolescence.aspx
  3. http://www.actforyouth.net/resources/rf/rf_stages_0504.cfm
 
Toplam blog
: 168
: 336
Kayıt tarihi
: 04.05.09
 
 

Elgiz Henden 1968 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini 1989 yılında, yük..