Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Eric Van Buyten'i niye katlettim?

Eric Van Buyten'i niye katlettim?
 

Günaydınlar,

Kabus dolu bir yılın ardından yani 2 bebek ve lohusa depresyonlu bir eşle mücadele ederek yaşamda varolmasını bildim. Ama itiraf etmelim ki öldüm, öldüm ve dirildim. Bazen öyle zamanlar oldu ki "hayır" dedim kendi kendime, devam edemeyeceğim. Sıyrılıp okyanusa açılmak istedim yalnız olarak. Yazmadım, yazamadım çünkü yazacaklarımı kendi kulağım da sevmeycekti. Neyse; sabrın sonu selamet..

Eric Van Buyten öyle bir karakterdi ki yabancı olmasına karşın Türkçe düşünebilen, yaratabilen ve herşeyden önemlisi yazabilen bir karakterdi. Aslında ben gibi, ben de Türkçeyi çok iyi kullanabilen ancak düşünceleri itibariyle hiç de Türk olmayan bir karakterim. Eric Van Buyten'i var edereken temel felsefem buydu. Muhtemelen bilinç altımda da eski kız arkadaşlara yakalanmaktan kurtulma gibi sizin için pek ehemmiyetsiz, benim için gayet problemli olabilecek durumlardan kurtulma amacı da taşıyor. Bir başka sebep de -ki bence en önemlisi- gizlenmek:

Bunu biraz açayım: Sanıldığının aksine ben hiç bir zaman düşüncelerini gizleyen bir tip değildim. Yıllardır bu yazdıklarıma benzer bir şekilde kilometrelerce konuşuyordum çünkü söyleyecek çok sözüm vardı. Türkiye'nin %60'ını dünyanın %20'sini gezmiş, daha öğrencilğinden itibaren uluslarası arkadaşlıklar yapmış birisi olarak ve bunun ötesinde okuyup çizen bir hayat öğrencisi olarak biriktirdiğim fikirleri, yaşadığım duyguları, yaptıklarımı ve yapamadıklarımı hep yazdım, hep konuştum. Sanmayın ki 20'li yaşlarda bugünden farklı bir tiptim. Aksine daha atak, daha direkt, daha yakışıklı, üstüne üstelik çok yönlü, kendinden emin olduğu ölçüde çapkın, çok iyi dans eden, herşeyin çokunu iyi yapan ancak felaket yalnız bir tiptim. Bugün sizlere her yazdığım şey ile ilgili hayatımda bir denenmişlik, bir deneyim var. Bu kadar rahat yazabilmemenin esası da bu.

Ancak bir gün gelip geride yığdığım insan kitlelerinden kurtulmanın zamanı geldiğinde ben kaybolmayı tercih ettim. Benim tekrardan fosil olarak bulunmam Bursa'da gerçekleşti.. Yani hanımköylü olarak geldiğim Bursa'da kendimi yeniden var ettim. Bu yeni kişilik eskisinden farklı olarak kendini net bir şekilde kontrol eden, gizleyen, gerektiğinde kilometrelerce susabilen, bazen insanlar içinde görünmemeyi bile başarabilen, eski Anıl'dan %100 olmasa da, en az %50 zıt bir tipti. Bu bağlamda Eric Van Buyten'i yaratmak işime geldi doğrusu.

Eric Van Buyten'in diğer bir özelliği de onun %90 olarak Edebiyat ile ilgili yazıyor oluşuydu. Oysa ben son derece siyasi, didaktik, mesleki ve güncel yazılar da yazabilen, pek farklı bir insanım. Size bu farkı hissettirmedim ama bundan sonra göreceksiniz ki bu köşeden çıkacak yazılarda belirgin farklılıklar olacak. Dolayısıyla Eric Van Buyten'i öldürme fikri bana çok sıcak geldi.

Bir başka sorunsal da kendimi kabullenmenin nihayetinde gerçekleşmiş olması. Ben artık ne Muhammed Anıl Şakir Yiğit'im, ne AY'ım, ne Şems'im, ne Eric'im, ne Indie'yim, ne Profesör'üm, ne Panik'im, ne Tazzik Man'im, ne Andy'im, ne Bir Sevgi'yim bla, bla, bla... Ben kendimi artık Anıl Yiğit olarak tanımlıyorum. Evet içinde birçok beni barındırıyorum: Evet resim de yaparım, heykel de yaptım; tiyatro oyunu da yazdım, roman da; oyunculuk da yaptım, profesyonel dans da; yıllarca halk dansları oynadım, sayısız yazı yazdım, Türkiye'yi o kadar çok defa yurt dışında temsil ettim ki net olarak sayısını ben de bilmiyorum, 5 yıl yurt dışında yaşadım, evet İngilizcem Türkçemden daha iyidir- şu yazdıklarımı İngilizce daha iyi ifade edebilirm-, çok lisan, çok insan biliyorum, araba da kullanıyorum, motor da; sporun her türlüsünü üst düzeyde yaptım. Yani ne demek istiyorum? Kesinlikle kolay bir insan değilim, çok sinir bozucuyumdur. En büyük özelliğim insanların sinirine dokunuyor olmam. Neden? Herşey bu paragrafta anlattıklarımda gizli...

Bundan böyle artık gizlenmeden, tıpkı ben gibi yani Anıl Yiğit gibi yazmaya başlayacağım. Dolasıyla edebi yanımın yanı sıra çok farklı konularda sizlere ulaşacağım. Umarım bu hallerimi de beğenir ve kabullenirsiniz...

Sizlere minnettarım....

Saygılarımla,

ANIL YİĞİT

 

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..