Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '14

 
Kategori
Spor
 

Ersun Yanal'ın şimdi B planı merak ediliyor

Çok koşabilirsiniz, rakibe baskı uygulayabilirsiniz, üst düzey mücadele de edebilirsiniz ancak futbol oynamadığınız zaman bütün bunlardan geriye hiçbir şey kalmaz; çünkü eğer karşınızda topla oynamasını, pas yapmasını bilen bir takım varsa, fazladan koştuğunuzla yetinirsiniz.

Dün akşam Fenerbahçe’nin ikinci yarıdaki görüntüsü buydu.

Her Eskişehirsporlu’ya iki oyuncu gidiyordu ama o sakin kalıp boştaki arkadaşına topu aktarınca bu sefer Fenerbahçe bir adam eksik kalıyordu.

Fenerbahçe’nin orta sahasız oyununun bir yerde arıza çıkaracağı belliydi; hele Eskişehirspor gibi takıma karşı zaten geri dönmek mümkün olamazdı.

Bu yenilginin adresi direkt olarak Ersun Yanal’dır, çünkü mazereti yok, Eskişehirspor daha önce çalıştırdığı, yakından tanıdığı takım, herhangi bir sürprizle karşılaşmayı beklemiyordu herhalde.

Geçen hafta yazmıştım, çabuk oynamakla panik atak arasındaki farkı bilmek, görmek gerekiyor.

Çok koşmaktan top oynamaya zaman ve fırsat kalmıyor gibi bir görüntü var ortada.

Fenerbahçe takım halinde gol yiyene kadar sanki bekliyor, zaten bir şekilde o beklenti yerine geliyor, sonra da başlıyor acele acele oynamaya…

Alves kariyerindeki bir oyuncunun Bienvenu yapısındaki bir forvetten böyle bir gol yeme lüksü var mı?

Tek bir Eskişehirsporlu oyuncu onun yaptığı sektirmeyi sahanın herhangi bir yerinde yaptı mı?

Fenerbahçe gibi bir takımın bu şekilde gol yemesi zaten başlı başına bir skandal; ancak dikkatsizlik, acemice, basit pozisyonlar kaleye sayı olarak giriyor.

Burada garip bir durum yok; futbol sonuçta basit ve hatalara dayalı bir oyun. Bu hatalar üzerinden eğer kendine bir kazanç sağlayabiliyorsan doğru işler yapıyorsun, zorlaştırıp, bir de altından kalkamıyorsan, olmuyor.

Fenerbahçe ne zaman yediği gibi goller atmaya başlar o zaman oyunu basitleştirdiğinden söz edebiliriz.

Erkan Zengin’in attığı gol gibi…

Erkan Zengin bütün bir ikinci yarı boyunca Gökhan Gönül’e karşı net bir üstünlük sağladı.

Hazır laf buraya gelmişken şunu konuşmakta fayda var, sezonun ilk bölümünde Gökhan ve Caner’in etkinliği ile Fenerbahçe’nin sağ ve sol kanadında birer oyuncu ile rakiplere karşı üstünlük sağlandı.

Caner kaldığı yerden devam etse de Gökhan Gönül artık tek başına burayı dolduramıyor ya gidemiyor ya gittiğinde geri gelemiyor. Buraya Alves’i de eklediğinizde Fenerbahçe savunmasının sağ kanadı rakipler için iştah açan bir şifahaneye dönüşüyor.

Orta alanda anlaşılmaz bir dağınıklık vardı. Holmen’e sanki sadece faul yapma görevi verilmişti. Mehmet Topal ile Meireles de Holmen’den geçen rakip oyuncuları karşılıyorlardı.

Mehmet Topal o kadar çok top kaptırdı ki bunlardan bir tanesinin golle sonuçlanması kaçınılmaz hale gelecekti ki öyle de oldu.

Meireles’ten önce çıkması gereken oyuncuydu Topal ama o içeride kaldı ve sonucu belirleyen oyuncu oldu.

Oyun kurma adına hiçbir şey yapılamadı. Zaten bunu yapacak oyuncu yoktu sahada.

Sezon başında Alper’in ne kadar fazla forma giymesi gerektiğini konuşurken bu oyuncunun orta alandaki etkinliğinin altını çiziyorduk, o olmayınca bu sefer bu görevi başka bir oyuncu yapmalıydı.

Bütün yük yine Caner’in üzerine bindi. Sonra da Kuyt. Sow yine öylesine takıldı.

Webo’nun sakatlanmasıyla birlikte Fenerbahçe forvet hattı tamamen yalnızlaşmış oldu. Bütün hafta Fenerbahçe’nin kadro mühendisliği konuşulacakmış gibi görünüyor.

Ancak Fenerbahçe’nin orta saha zenginliği ve geçtiğimiz senelerdeki yapısal kurgusu belki de bu sezona dair eksik ve hatalı giden bir şeyin dengelenmesini sağlayabilir.

Orta alanda bir fazla oynamak böylesine sorunlarla dolu bir oyun anlayışıyla Sivasspor karşısına daha dengeli bir takım çıkmasına neden olabilir.

Eskişehirspor tam zamanında Tarık Çamdalı ile sözleşme yenilemiş. Ayrıca bu oyuncu için üç kuruş bonservis parası veremeyenler de otursun ağlasın; oldukça etkiliydi.

Ayrıca Ertuğrul Sağlam tam zamanında iki değişiklik yaparak Necati ve Kamara’yı sahaya sürerek dengeleri değiştirmiş oldu. Böylece bütün Eskişehirsporlu oyuncular yüzlerini Fenerbahçe kalesine dönerek oynamaya başladılar, bu şekilde Alves ve Gökhan Gönül kanadı tamamen çöktü.

Eskişehirsporlu oyuncular çok iyi topla oynadılar. Bu yazıyı yazarken isabetli pas sayısına dair istatistiği henüz öğrenememiştim ancak sanki Fenerbahçeli oyunculardan iki kat daha fazla gibiydi. Zaten ligin en fazla pasla oynayan takımıydı ve hakkını da verdi bunun.

Bu karşılaşmada Fenerbahçeli oyuncular eskiye oranla çok daha az koştular.

Bakalım bundan sonra Ersun Yanal neler yapacak? Bir B planı olup olmadığı merak ediliyor. Sorunu eskiden yaptık yine tekrar ederek buradan çıkarız diyerek çözemezsiniz, çünkü rakipler sizi çözmüş olabilir. 

Aragones’e saygıyla…

Geldiğinde çok eleştirdim. Kuşkusuz teknik adamlığından çok yaşının etkisi vardı bunda. Bir dünya kulübü amacı taşıyan bir futbol takımının çok daha uzun vadeli planları olmalıydı.

Aragones uygun değildi, yaşıyla…

Ama elbette bu demek değildi. Duyunca çok üzüldüm.

Hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..