- Kategori
- Gündelik Yaşam
Erzincan'a Kar yağdı:)

Selamlar Blog Dostlarım;
Biliyorum sizleri çok beklettim. Ne zamandır buluşamadık, kelimelerle sarılamadık birbirimizle. Özlenmediğinizi zannetmeyin. Bu blog sayfasının hayatıma kattığı dostların o beyinde ve kalpte ahenkli dans ritimlerinin tadı ve kokusu işlerin yoğunluğuna rağmen bir kaç satır yazmam konusunda güdüleyici oldu. Noldu bir kaç haftadır? çok şey...:). Bayram, yılbaşı ve yoğun iş temposu arasına ayrılmış zaman dilimlerinden eski ve yeni dostlarla görüşmeler tekrar iş yoğunluğuna bir direnç kazanmam için müthiş bir enerji fırsatı ve deposu sağladı bana ve dostlarıma.
Ve bütün bunlar olurken bir şey eksikti hayatımda ve eksikliği özellikle yılbaşında kendini hissettirdi. Kar evet kar yoktu Erzincan'da. Alışılmıştı her güzel, yeni yıla girerken yağan karı özellikle sokak lambasının taneleri daha bir güzel yaptığı, inişlerini daha bir seramoni haline getirişi ve çok kısa zamanda da olsa birbirleri ile buluşturarak kardan bir duvar örmesine. Ancak yoktu yağmamıştı kar. Belki yeni yetişen nesil için bunun bir anlamı olmayabilir gibi görünse de hayatımızın olmazsa olmazı, aşkı gibi sevdası gibi ihtiyaç duyduğumuz suyun ana kaynaklarından biriydi kar. Orhan Pamuk'un romanına isim veren ve benim hayatımda da çok ama çok önemli olan yeri karlı anılar eksik kalmıştı. Tamam kabul ediyorum yılbaşında ve öncesinde gidip kayak yapılmıştı ama şehir merkezinde istiyordum ben karı. Şöyle tane tane, sessiz ve derinden gökyüzünün bağrından kopup özellikle gece karanlığında yerle buluşan, karanlık ortamları bile beyazlığı ile aydınlatan, elinize aldığınızda kartopu halini alan, çocukluğumuzun en güzel zamanlarını onu oluşturmak için geçirdiğimiz kardan adamın nüvesi, bildiğiniz kar ya evet kar yağdı işte. Evet evet dünden beri yağıyor il merkezimize. Acele ile kalkılıp çoluk çocuk döküldüğümüz sokakta oynadık bu kışın ilk kartopunu. En sevdiğim insanları o karın soğuk gibi görünen ama birlikteliğin verdiği zevkle ısıtan ortamına soktum sevdiklerimi ve çocuklar gibi şen oldum bu sabah. Tüm karı seven dostlarımın adına da hemen küçük bir kardanadam yaptım oracıkta. Ve şimdi bunları sizlerle paylaşırken arada bir kafamı çevirip yazdıran karı seyrediyorum penceremden ve sıcak çayımı yudumluyorum. Yeni yılın bu temiz kar gibi kalplerimizi de sağlıktan, huzurdan, başarıdan ve mutluluktan ayırmamasını diliyorum. Sefa ile kalın. Fiko'ca
Biliyorum sizleri çok beklettim. Ne zamandır buluşamadık, kelimelerle sarılamadık birbirimizle. Özlenmediğinizi zannetmeyin. Bu blog sayfasının hayatıma kattığı dostların o beyinde ve kalpte ahenkli dans ritimlerinin tadı ve kokusu işlerin yoğunluğuna rağmen bir kaç satır yazmam konusunda güdüleyici oldu. Noldu bir kaç haftadır? çok şey...:). Bayram, yılbaşı ve yoğun iş temposu arasına ayrılmış zaman dilimlerinden eski ve yeni dostlarla görüşmeler tekrar iş yoğunluğuna bir direnç kazanmam için müthiş bir enerji fırsatı ve deposu sağladı bana ve dostlarıma.
Ve bütün bunlar olurken bir şey eksikti hayatımda ve eksikliği özellikle yılbaşında kendini hissettirdi. Kar evet kar yoktu Erzincan'da. Alışılmıştı her güzel, yeni yıla girerken yağan karı özellikle sokak lambasının taneleri daha bir güzel yaptığı, inişlerini daha bir seramoni haline getirişi ve çok kısa zamanda da olsa birbirleri ile buluşturarak kardan bir duvar örmesine. Ancak yoktu yağmamıştı kar. Belki yeni yetişen nesil için bunun bir anlamı olmayabilir gibi görünse de hayatımızın olmazsa olmazı, aşkı gibi sevdası gibi ihtiyaç duyduğumuz suyun ana kaynaklarından biriydi kar. Orhan Pamuk'un romanına isim veren ve benim hayatımda da çok ama çok önemli olan yeri karlı anılar eksik kalmıştı. Tamam kabul ediyorum yılbaşında ve öncesinde gidip kayak yapılmıştı ama şehir merkezinde istiyordum ben karı. Şöyle tane tane, sessiz ve derinden gökyüzünün bağrından kopup özellikle gece karanlığında yerle buluşan, karanlık ortamları bile beyazlığı ile aydınlatan, elinize aldığınızda kartopu halini alan, çocukluğumuzun en güzel zamanlarını onu oluşturmak için geçirdiğimiz kardan adamın nüvesi, bildiğiniz kar ya evet kar yağdı işte. Evet evet dünden beri yağıyor il merkezimize. Acele ile kalkılıp çoluk çocuk döküldüğümüz sokakta oynadık bu kışın ilk kartopunu. En sevdiğim insanları o karın soğuk gibi görünen ama birlikteliğin verdiği zevkle ısıtan ortamına soktum sevdiklerimi ve çocuklar gibi şen oldum bu sabah. Tüm karı seven dostlarımın adına da hemen küçük bir kardanadam yaptım oracıkta. Ve şimdi bunları sizlerle paylaşırken arada bir kafamı çevirip yazdıran karı seyrediyorum penceremden ve sıcak çayımı yudumluyorum. Yeni yılın bu temiz kar gibi kalplerimizi de sağlıktan, huzurdan, başarıdan ve mutluluktan ayırmamasını diliyorum. Sefa ile kalın. Fiko'ca