Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '15

 
Kategori
Mizah
 

ERZURUM FIKRALARINDAN BİR DEMET

ERZURUM FIKRALARINDAN BİR DEMET
 

Erzurum (GÖRSEL NETTEN)


ERZURUM FIKRALARINDAN BİR DEMET


Her Milletin sosyal ve kültürel yaşamında yer eden fıkralar, milletin duyuş ve düşüncelerini, zekâsını, esprilerini, ortak görüşlerini yansıtır. Bu fıkraların önemli ögelerinden birisi de fıkra tipleridir, bu tipler, hem anlatılan fıkranın kahramanlarıdır hem de yaşadığı toplumun ortak özelliklerini dile getirirler.

Anadolu’muzda: Halk edebiyatının önemli türlerinden biri olan fıkralar çeşitli illerde kendi şiveleri ile anlatılmış ve o yörenin sosyal ve kültürel özelliklerini yansıtmıştır. Örneğin Erzurum ve Trabzon fıkraları gibi. Güldürücü özellikleri yanında düşündürücü ve ders çıkarıcıdırlar. Aşağıda Erzurum fıkralarından bir deme sunuyorum, bu fıkralar Erzurum şivesiyle anlatılmıştır. Şu üzüntülü günlerde sizleri biraz güldürebilirsem ne mutlu bana, selam ve sevgiler, saygılar.

NAHİDE ÇELEBİ

Neriman Hanıma gelen misafir, evin kızını ortalıkta göremeyince sormuştu:
“Ayşe nerede, göremedim?”
Ev sahibi hava akımını kastederek:
“Geçen gün sizin evde ceriyana kapılmış, hesde yatir içerde. “
Bu söz üzerine misafir hanım öfkeyle: 
“Viş torpah başıma, bizim evde ceriyan ne arir? Sen de bülirsen ki biz kaz
lambasi gullanirih!


Çeşitli hastalıklar, kazalar geçirmiş, bir gözünü kaybetmiş, romatizmadan beli bükülmüş, parmakları çarpılmış olduğundan mahalleli bu yetmişlik ihtiyara Hurda Nene adını takmıştı. Hurda nine Hastalanmış, hastaneye kaldırılmış. Sabahleyin,  nabzını ve ateşini kontrol eden doktor der ki:
“Teyze maşallah çok iyisin. Nabız normal, ateş de yok. Vücut sıcaklığın 37 derece.
“Tohtor beg oğlum, bir türli ıssınamiram. Soyuhdan doniram. Sen o otuz yedi dereceyi kırka elliye çıkart. Ücreti mühüm değil. 

Doğu illerinden birinde asker okuma yazma kurslarına devam eder, kurs sonunda sınav yapılır. Komutanı bir karton üzerine çizilmiş resimler, altında da yazılar olan bir panoyu getirir ve ere sorar “oğlum bak sınav yapıyorum okuma yazmayı öğrendin mi? “ der. Er heyecanla” he komutanım ele öğrendimki su cibi ohiram” “oku”  kedi, köpek, atın yavrusu, civciv, hindi, mayolu kadın, mayolu adam resimleri altında da yazılar vardır. Er resimlere bakarak okumaya başlar “ kediye pisic, köpeğe gudic, atın yavrusuna kuric, civcive cücük, hindiye culuh, mayolu kadına orosbi gari,  mayolu adama gavat” diye okur. Komutan çok sinirlenir bir tokat atar  “terbiyesiz herif benimle dalga mı geçiyorsun” diye bağırır. Er “viş neye vurirsan komutanım anbah işte yazir gözün kor mu” diye sızlanır


Yeşil ışıkta duran kamyonu görünce Trafik Polisi hemen yanaştı: 
“Hemşerim, burada durmak yasak!”
“Aman terpetme gurban olim, frenlerim dutmir. 
“Senin farların da kırık?”
“Mehellenin pijleri...”
“Silecekler de yok?!”
“Vış, ahan ben de yeni gördüm.”
“Ehliyet ruhsat lütfen.” 
“Vallah rühset yok, ne yalan diyim. Ehliyet de emim de.”
“Peki, sana elli lira ceza yazıyorum. “
“Gurban olim polis bey, ahan vermesine verah da, suçumuz ne?”
 

 

 

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..