- Kategori
- Kültür - Sanat
Escher'in 'Resim Galerisi' isimli eseri bize neleri söylüyor, neleri imâ ediyor ve neleri gizliyor?

Escher'in en örtük eseri: Resim Galerisi
Maurits Cornelis Escher, ya da kendisinin sembolü sayılan ifadeyle, MCE (1898 – 1972) Hollandalı grafik sanatçısı, illüstratör ve ressamdır.
Escher aslında mimarlık ve dekoratif sanatlar eğitimi almış, akademik disiplin içinde matematik okumamıştır. Buna karşın, matematikle hayatı boyunca yoğun olarak ilgilenmiş; onun simetri, perspektif, topoloji ve uzay geometrisi gibi bazı spesifik alt disiplinlerinde çok ciddi araştırmalar yapmıştır.
Sanatçının matematiğe yönelmesi, 1937'de bazı çalışmalarını paylaştığı kardeşi Berend'in teşvikiyle olmuştur. Önce simetri alanında yoğunlaşan Escher, ilerleyen süreçte, retrospektifinin giderek daha çok sayıdaki eserinde, çıkış noktası olarak matematiksel soruları, sorunları, kaygıları, düşünceleri ve araştırmaları esas almıştır.
Esher, kendisi nasıl matematikten beslendiyse, matematik ve matematikçiler de dönüp ondan beslenmiştir. Örneğin, 'İmkânsız Üçgen'in de arasında olduğu birçok eseri, başta Roger Penrose olmak üzere, çok sayıda matematikçi için yoğun bir heyecan, ilgi ve ilham kaynağı olmuştur.
Sanatçıya dair ayrıntılı bilgi için başvurulabilecek en güvenilir kaynak hiç kuşkusuz resmi sitesidir (1). Söz konusu sitenin kısa ama doyurucu referanslar listesinin en başında yer alan Encyclopaedia Britannica'daki makale de konunun meraklısınca ıskalanmaması gereken bir çalışmadır (2). Daha popüler ve vulger bilgilerle yetinmek isteyenler içinse wikipedia (3) ve vikipedi'deki (4) makaleler yeterli olabilir.
Konuyla daha yakından ilgilenenlere ise, bu anlayıştakilerin uzak duramayacakları çok sıra dışı bir kaynak olan D. R. Hofsatdter'ın 'Gödel, Escher, Bach'ını hararetle tavsiye ederim (5).
Sözü çok dolandırmadan, yazımın hemen girişinde, belki de bu metnin finaline daha çok yakışabilecek bir hükmümü dillendirmekten kendimi alıkoyamıyorum: bahsettiğim sanatçı, insanlık tarihinin kaydettiği en sıradışı, en egzantirik, en yaratıcı, en ufuk açıcı beyinlerdendir.
|
MCE çalışma masasında bizleri şaşırtmak için kimbilir neler düşünmekte? |
Bu hükmü iddialı bulanlar için şunun altını çizmek durumundayım, Escher, bana kalırsa, bir sanatçıdan çok daha fazlasıdır.
Zirâ, onun eserleri ve medeniyetimize katkıları gibi referanslar üzerinden yola çıkarak; bütün ana akımlarıyla felsefenin, başta grafik sanatlar ve müzik olma üzere sanatın, insana vaat ettiği kişisel kurtuluş/selâmet yollarıyla her tandansdan teolojinin, fiziğin henüz dokularına sızamadığı o meçhul aleme dair konuşmayı deneyen metafiziğin, başta matematiksel fizik, kozmoloji ve kuramsal fizik olmak üzere bilimlerin, pespektif, uzay geometrisi, simetri ve topolojinin başını çektiği bir çok disipliniyle matematiğin ve nihayet mantığın derin dip sularında ilerlemek, oradan da sonsuzluk(lar), paradokslar, perspektifin görsel algıya kazandırdığı zenginlikler, boyutlar, imkânsız boyutlar, imkânsız nesneler, kendi kendine göndermeli çevrimler / döngüler / dolaşıklıklar, en genel anlamda imkânlar ve imkânsızlıklar hakkında kapsamlı, kuşatıcı ve verimli tartışmalar yapmak mümkündür.
Escher deyip 'tek geçmem' bundandır :-)
Bu yazımda onun, diğer pekçok çalışmasının aksine, verili sistemin henüz popüler bir kültür ikonu haline getirip tüketim nesnesine dönüştürememesi yüzünden insanlık camiasınca çokça bilinmeyen 'Resim Galerisi' isimli eserini ele alacağım.
İşte MCE'in söz konusu o resmi: ?
|
Resim Galerisi, 1956, taş baskı. |
1956'da tamamlayıp insanlıkla paylaştığı deseninin, ilki kamuoyunca çokça bilinmeyen, ikincisi ise daha çok tanınan 2 versiyonunu yapmıştır Escher.?
|
Resim Galerisi'nin daha çok bilinen 2. versiyonu |
Bunların arasındaki farka vurgu yapmadan önce, onların resmettiği ortak unsurları şöyle bir gözden geçirelim derim.
Limana nazır evinin penceresinden bakan bir kadının izlediği bir genç erkek, kadının oturduğu dairenin bulunduğu binanın alt katında yer alan resim galerisindeki sergiye gider ve orada, serginin olduğu binanın üst katında oturan ve kendisini izleyen kadınla kendisini resmetmiş bir tabloya bakar.
Genç erkek tabloya, tablodaki kendisine ve kendisini izleyen kadına bakmaktadır.
Penceredeki kadın, parçası olduğu tablonun içinden, parçası olduğu tabloya bakan genç erkeğe bakmaktadır.
Penceredeki kadın ve genç erkek birbirlerine bakmaktadır.
Her iki bakış açısı, her 2 algı düzeyi resmin tam merkezindeki bir odak noktasında birleşmekte, örtüşmekte ve düğümlenmektedir.
Bunlar 2 edisyonun ortak içerikleridir.
Resimler arasındaki farklılığa gelince; ilkinde, genç adamın ve ona bakan penceredeki kadının bakış açıları resmin merkezindeki bir odak noktasında kesişmekte ve tam orada bu iki farklı algının bir nokta etrafında sarmal oluşturduğu, düğümlendiği resmedilmektedir.
Resim Galerisi'nin daha çok tanınan ve bilinen ikinci versiyonunda ise, genç adamla ona bakan kadının bakış açılarının bir nokta etrafında sarmallaşarak düğüm oluşturduğu odak noktasında daire biçiminde beyaz bir leke ve onun tam merkezinde ressamın MCE biçimindeki alâmet-i farikası yer almaktadır.
Escher'in bu çalışması, sadece resim tarihinin değil, bilinen medeniyet tarihinin de en başarılı görsel 'kendi kendisine göndermeli', çevrimsel, kapalı paradokslarından birisidir*. Belki de birincisidir.
Şimdi lütfen yukarıdaki resimlerin önce ilkine, adından da ikincisine dikkatlice bakalım...
....resimlerin odağına olabildiğince, yapabildiğimizce dikkatli bakalım.....lütfen resimlerin merkezine odaklanalım....
....dünya gailelerini unutup resimlere yapabildiğimizce dikkatli yoğunlaşalım.....Gerçekten de resimlerın merkezine, odağına yeterince dikkatlice odaklanabildik mi?
Merak etmeyin, görsel bir efekt üzerinden uzaktan toplu hipnoz falan yapıyor değilim.
Size önerdiğim gibi resme odaklanarak baktığımda ben, doğrusu yukarıdaki resmin her iki versiyonunu da bambaşka bir gözle görüyorum. Ve ister istemez merak ediyorum, başkaları da benim gibi baktıklarında acaba tamamen aynı şeyleri mi görmekteler, yoksa algılamada bazı değişiklikler oluşuyor mu?
Sözün tam da burasında, teorik bir parantez açarak anlambilim, simgebilim ve göstergebilim'in müşterek alanlarına dair bir tespit yapacağım.
Her ifade, her iddia, her resim, her sembol, her imaj hakikatin son derecede küçük bir kısmına gönderimde bulunup, varlık dairesinin ancak sonsuz küçük bir kısmına dair konuşabilirken; bu bildirimler, aynı zamanda ve ister istemez, geri kalan sonsuz büyüklükteki varlıklar ve imkânlar dairesini şu ya da bu şekilde örtme, perdeleme, karartma, saklama ve hatta bazı spesifiik durumlarda da inkâr etme işlevini görürler.
Yazımın başlığının bu teorik çerçeveden beslendiği işaret ettikten sonra, 'Resim Galerisi' resminin / imajının / bildiriminin bizlere vaat ettiğine dair sorgulamamı toparlıyorum.
Merakıma konu olan hususu, yani, yukarıdaki resimlere odaklanarak baktığınızda sizin ne gördüğünüzü, bu yazıma yorumlarınızı gönderip benimle paylaşmadığınız müddetçe bilebilmeme imkân yok.
Benim ne gördüğüme gelince, onu da, okuduğunuz metnin sınırlarını aşacağına inandığımdan, burada değil, bu konuya dair olan gelecek yazı ya da yazılarımda dillendirebilmeyi umuyorum.
Görüldüğü üzere, Escher'in sadece yukarıdaki resmi bile, burada yapmaya çalıştığımdan çok daha fazlasını hak eden, kapsamlı tartışmaları gerektiren bir öneme sahiptir.
Bir başka deyişe, M. C. Escher 'pilâvı' çok su kaldırır!
Bu yüzden de, özel olarak onun 'Resim Galerisi' resmine, genel olarak Escher'e ve retrospektifine dair daha fazla yazı yazmak bu satırların müellifine farzdır efendim:-)
(2) http://www.britannica.com/eb/article-9032985/MC-Escher
(3) http://en.wikipedia.org/wiki/M._C._Escher
(4) http://tr.wikipedia.org/wiki/Maurits_Cornelis_Escher
(5) Bu eser, Escher'in grafik sanatlar üzerinden 'yapıp ettikleri'yle ilgili fevkalâde ufuk açıcı, provakatif, zeki ve sıradışı değerlendirme ve teorizasyonlar içermektedir. Konuyla derinlemesine ilgilenenlerin mutlak surette okumaları gereken söz konusu eserin kısa künye bilgisi: 'Gödel, Escher, Bach: bir Ebedi Gökçe Belik, Lewis Carroll'un izinde zihinlere ve makinelere dair metaforik bir füg; Douglas R. Hofstadter. Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2001.
Hofstadter'in konun meraklısı için 'Kutsal Kitap' muamalesi yaptığı eser Pulitser ödüllüdür.
?
?
|
Escher, kimbilir bize hangi güzel sürprizi hazırladıktan sonra verdiği bir dinlenme molası sırasında