Eşcinsel Evlilik mi Eşcinsel İlişki mi?

Kendi cinsimden birisine ilgi duyuyorum, acaba kötü mü?
Engel olamadığım hislerim var, yanlış mı?
Düşündüklerimden, yaşadıklarımdan utanmalı mıyım?

Ayıp mı?

İğrenç mi?

Sapıklık mı?

İnsanın içindeki dürtülerinin, yönlendirmesi ile ortaya çıkan cinse ait eğilimler, çeşitli isimler altında sınıflandırılır. Uzun uzadıya sıralamaya gerek yok, herkes kıyısından köşesinden bilir.

Toplumsal kurallar çerçevesinde olumlu veya olumsuz yargılamalar, süregelir zaman içinde.

Geçen günlerde Milliyet Gazetesi' nde: " Amerikalı bir basketbol oyuncusunun, eşcinsel olduğunun itirafını yaptığı ve bu durumun panik yarattığı yazıyordu. " Akabinde yazılan yorumlar, farklı düşünceler taşıyordu.

Yadırganacak bir olay mı?

Veya paniklemeyi, tedirgin olmayı gerektirecek bir durum mu?
Hala insanlar; bildikleri ve yıllardır yaşanan bu durumu, dile getirmeyi kabullenemiyorlar mı?

Eşcinsellik; cinsel sevi nesnesini kendi cinsinden seçen, kendi cinsinden kişilerle cinsel ilişkiye giren kimseler için kullanılan sözcüktür.

Bir tercih değildir. Zorla olan bir durumda değildir. "Canım istedi yaptım, değişiklik olsun diye" kılıfının içine sığdırılabilecek, sığ bir mantıkta değildir.

Hayatımızı sürdürürken; cinsel hayatımıza dair beyanlar verip durmayız sağa sola. Herkes heteroseksüel olarak kabul edilir.

Kadın iseniz; bir erkekle sevişirsiniz, erkek iseniz de bir kadınla. Kimse yaşantınız içindeki cinsel aktivitelerin hangi boyutta olduğunu sorgulamaz, normal olanı vardır çünkü.

Peki ya normal değilse?
Cesurca söyleyebilme özgürlüğüne sahip olabilir miyiz?
Bir seferde kaç posta attığıyla övünen erkek, farklı olan durumda gururla kasılabilecek midir?

Eşcinsel olmak ve eçcinsel gibi davranmak aynı şeyler değildir. Hayata başladığımız andan itibaren, birtakım içsel dürtüler yönlendirir bizi.

Belki bazılarını kendimizle bile yüzleşmekten kaçınırız. Fakat elimizde değildir; değiştirmek, unutmak, yok saymak.

Gizli gizli yaptığımız davranışların hazzını yaşadıktan sonra, pişmanlık denizlerinde boğuluruz. Fakat son olmadığını biliriz. Yüz bin kere tövbelerde etsek, içimizdeki "ben" yeniden yapmamıza neden olur.

Sadece erkek erkeğe veya kadın kadına seks yapmak değildir, gerçek eşcinsellik. Ortak dünyalarında, ortak duygularda buluşan insanların hayatlarıdır.

Zevkleri, beğenileri, tercihleri aynı iki cinsin, bir yaşamı paylaşmasıdır.

Tabii ki seksi de. Fakat cinsel hayata renk katmak veya fantezi dünyasında dolaşmak adına eşcinsel eğilimler göstermek ve uygulamalarında bulunmak, bedensel kandırmacadan başka bir şey değildir.

Şehvetin ardına takılıp, pervasızca "Yaparım" larda bulunmak; eşcinselliğin doğru anlaşılmasını engellediği gibi, toplumda infiale sebep olmaktadır.

İster hetero olsun ister homo, seksüellik hangi dünyasında yaşanırsa yaşansın; doğru olmanın gerçekliği içinde yaşanmalıdır.

Çocukluktan itibaren verilen doğru ve olması gereken bir cinsel eğitimin; ileride yetişkinlik dünyasında, sorun yaratmayacak zemin oluşturması sağlanmalı.

Fakat hala kızımız veya oğlumuz, yaptığımız bütün rehberlikler, uzman kontrolleri sonucunda hayatını eşcinsel olarak sürdürecekse, sıkı sıkı sarılın, bağrınıza basın.

Nice ikiyüzlü, kalantor insanlar; gündüz melek, gece şeytan rolüyle kandırmacasına devam etmektedir çünkü.

Siz; çevrenizde samimi olarak yapılan bu itirafa, insanca yaklaşın.
Telaşlanmaya gerek yok; ne demiş Mevlana ve ne güzel demiş:

"Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel..." 

Habere atıf:

Şimdilerde gündemdeki 57 lik amca ile 27 lik delikanlı haberı uzak diyarlardan!