Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '07

 
Kategori
Haber
 

Eski bir şiir

Eski bir şiir
 

Belediye başkanlığı seçim sonuçlarını evinden izleyen Deniz Baykal'ın davranışını eleştirmek için yazmıştım.

Kızmıştım ona yenilgiyi erken kabul ettiği için. Değişen bir şey var mı diye bakıyorum. Pek görünmüyor.

Yeni bir reklamcı arıyormuş kendini kenar semtlerdeki seçmenlere tanıtabilmek için.

Bana çok ilginç geldi;bunca yıl siyaset yapıp yine de tanınmadığını bilmek.

Cumartesi Ertuğrul Özkök yazıyor; "ÖNCEKİ sabah CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la kahvaltı ettik.

Baykal, partisinin seçim stratejisi hakkında bazı ipuçları verdi.

Benden sonra, Türkiye’nin önde gelen reklamcılarından Alinur Velidedeoğlu ile buluşacaktı.

Velidedeoğlu, Yiğit Şardan’la birlikte Güzel Sanatlar Reklam Ajansı’nın hem kurucusu hem ortağı.(1)

Bu yazıya yorum yapamıyorum.Çünkü genel başkan seçildiği toplantıya Ricky Martin gibi girişi gözlerimin önünden gitmiyor.

Gemisini ilk terk eden kaptan

Adı Deniz Kaptandı

Çizgi filmlerle öykü anlatmaya başladı,

Seyredeni çok olmadı bu filmlerin,

Sahnede başka biri salınıp duruyordu,

Herkes onu dinliyordu, ne diyordu bir başkası...

Bunların kökü bereketsiz!

Oysa bereketin nerden geldiğini bal gibi biliyordu

On yılda demir ağlarla ördük yurdu dört baştan diyorsunuz.

Laftan başka ne ördünüz?

Bu çalkantılı denizde Deniz Kaptanın sesi kısılmış duyan yok...

Biz seçimden önce de zam yaparız.

Diyordu

Kalabalık hep bir ağızdan “zam yap, zam yap!”

diye bağırıyordu...

Meğer alkışlamanın, bağırmanın fiyatı varmış

Nerden bilecek Deniz Kaptan?

Anlatıp duruyordu Deniz Kaptan, dinleyen yoktu ki...

Kalabalık olmak 20, alkışlamak 15 bir oy ise 100 milyon!

Vatandaş koş koş var mı artıracak

Geleceğini bir pula satan insanlar olarak tarihe geçecekler...

Deniz Kaptan gerçekleri anlatıyormuş

Gülerler be sana sevgili kaptanım...

Hem gerçek ne ki,

Demiyor mu Zeno hiçbir ok hedefe ulaşmaz,

Hep asılıymış gibi durur havada

Senin anlattıklarının da havada asılı duruyor ulaşmıyor ki kitlelere...

Nasıl ulaşsın, sen ne verdin, ne istiyorsun?

Dürüstlük, geç bir kalem, insanın insanı sömürmediği bir düzen,

Onu da geç, çalışmak geç onu da artık herkes çalışıyor

Amerikan kotu giyiyorlar ya...

Ama bir şeyi sen de mi istemiyorsun ne,

Kadınlara yönetimde pay, siyasette demokrasi,

Hani bende öyle bir izlenim yarattı da,

Son seçimlerde adayları salt senin belirlemen diyorum...

Kendi kaleni bile yıktın,

Evinden izlemeyi yeğledin sonuçları, neden?

Gelseydin aramıza beraber izleseydik sonuçları...

Yanlışları, neredeyse doğruları beraber konuşsaydık...

Yooooo bitmedi bu iş Deniz Kaptan.

Atla takana dolaş her yeri anlat bıkmadan, usanmadan,

Ya da seçim gecesi olduğu gibi terk et gemini,

Ama asla sakın başına ülkelerin patentlerini taşıyanlara teslim etme yerini...

Kaderin midir nedir, muhalefette bile iktidarların yaptıklarından sorumlu olman,

İyi muhalefet yapamıyorsun diyoruz, duymuyorsun.

En büyük değerlerimize dil uzatıyorlar, savunamıyorsun.

Memleket perişan,

"84 yıllık zulme son vereceğiz" diyorlar,

Anlatamıyorsun...

Gel Deniz Kaptan birlikte düşünelim ama Dervişlerin beyin fırtınasını engelleyelim...

Geleceğimize ipotek koyanları, memleketi babalar gibi satanları,

Atamıza dil uzatanları birlikte yok edelim.

Sen bize, biz sana güvenelim.

Ne dersin?

1.http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6142096.asp?yazarid=10&gid=61

 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..