- Kategori
- Dünya
Eşsiz Işıklandırma - Kutup Kızıllığı

Yılbaşı veya bayram gecelerinde büyük kentlerdeki caddeler, meydanlar ışıl ışıldır! Anıtların çevresine, ağaçların dallarına, dar sokaklarda karşılıklı binaların arasına, havuzların kenarlarına yerleştirilmiş binlerce elektrik ampulü, birbirinden güzel vitrinleri süsleyen neon lâmbaları, şehrin görünümüne başka bir güzellik kazandırır. Bu manzara karşısında kendimizi bir masal diyarında zannederiz. Bu renk ve ışık cümbüşüyle olsa olsa havai fişek şenlikleri boy ölçüşebilir.
Lâkin, yeryüzünde herkesin göremediği, daha doğal, daha gösterişli başka bir ışık şenliği de vardır ki, buna kutup kızıllığı ya da eski deyimiyle, kutup fecri denir.
Evet, kutup bölgesinde, gün ağarırken gökyüzünün büründüğü renklerin, doğaya kazandırdığı güzellikle hiçbir şey boy ölçüşemez. Ne var ki biz ve bizim gibi pekçok ülke coğrafi konumu itibarıyle kutup kızıllığını göremez. Onu seyredebilmek için İskandinav ülkelerine veya kutup bölgesinin karlı ve buzlu ıssız topraklarına gitmek gereklidir. Kutup kızıllığı eskiden beri bilinirdi, fakat Kuzey Kutbu'na yakın bölgelerde görüldüğünden eski adı kuzey kızıllığıydı; Güney Kutbu'nda da diğerinden farklı olmayan "güney kızıllığı" olduğu anlaşılınca, bu olaya "kutup kızıllığı" denilmeye başlandı.
Kutup bölgelerinde, yılın belli zamanlarında, aylarca süren gecenin ortasında bütün gök birdenbire aydınlanır. Bir de bakarsınız, altın sarılar, nar çiçeği kırmızılar, en yeşil çayırlardan daha gözalıcı yeşiller, morlar, maviler, turuncular el ele vermişler, gökküreyi boydan boya şenlendirmiş, hora tepiyorlar! Bu coşkular öyle, bir yanıp bir sönen ışıklar gibi çabuk değişmeyip, bazen saatlerce seyredebileceğiniz bir tablo gibi sergilenir. Bu ışık oyunu ara sıra, ufku bir uçtan diğer uca çevreleyen ve sonra tılsımlı bir yelpaze gibi yavaş yavaş açılan bir şekil alır.
Lâkin bu inanılmaz renk ve ışık gösterisinin en üst aşaması, eşine yeryüzünün başka bir yerinde rastlanmayan en çarpıcı görüntüsü, bu renklerin ve ışıkların gökyüzünde saydam bir perde meydana getirdiği andır. Bunlar, nereden estiği belli olmayan bir rüzgârla dalgalanan, kıvrılan, birbirinin üzerine katlanan tüllere benzerler. Gökkubbeden aşağıya sarkarlar, arada bir renk değiştirirler, birbirlerine karışırlar ve o çok uzun kıvrımlar, bıkıp usanmadan bu renk cümbüşünü sergilemeye devam ederler.
Düzenli bir ışık ve ısıdan yoksun soğuk ülkelerde bu güzelliği sunan, dolaylı da olsa, yine güneştir. Bilindiği gibi, yerkürenin manyetik alanları kutup bölgelerinde toplanmıştır. Yerküremizin kocaman bir mıknatıs olduğu ve iki uç noktası sayılan kutupların pusula iğnesini çektiği de bilinen bir gerçektir. Halbuki güneş yalnız enerji, ısı ve ışık dalgaları göndermekle kalmaz, ayrıca elektromanyetik dalgalar da yollar. Bunlardan bazıları radyo ya da televizyon dalgaları gibidir, bazılarıysa daha esrarengizdir.
Bu dalgaların, atmosferin üst tabakalarında meydana getirdikleri elektromanyetik olaylar bazen kutup bölgeleri çevresinde elektrik boşanmaları biçimine dönüşür. Bu durumda, mağazalarda, vitrinleri aydınlatan neon lâmbalarının yanışını sağlayan olgunun aynısı görülür. Çok düşük bir basınç altında bulunan gazlar, elektrik boşanması sebebiyle ışık saçar; bu şekilde değişik gazlarla değişik renkler elde edilir.
Böylece, kutup gökküresinin en üst tabakalarında, hemen hemen tam bir boşluk içerisinde bulunan, yoğunluğu çok azalmış, güneş ışınlarının sebep olduğu bazı koşullar etkisiyle birer kocaman neon lâmbası haline gelirler ve kutup bölgelerinde yaşayanları bile şaşırtan bir güzellikte, rengârenk ışıklar saçmaya başlarlar.