Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Ethem'i öldüren polis niçin serbest bırakıldı?

Ethem'i öldüren polis niçin serbest bırakıldı?
 

Toplumun adalet duygusu gittikçe zayıflıyor…

Adalet dağıttığına inanılanların vicdanları sorgulanmaya başlandı…

Nasıl sorgulanmasın ki; iletişim çağında yaşanırken, toplumun her kesimine izlettirilen videoları, adalet dağıtan kurum yetkilileri izlemezse ortaya bu gibi vicdanları yaralayan kararlar çıkabiliyor.

Bir toplumda, savcılar toplumun avukatlarıdır ve Türk milleti adına savcı talep eder, mahkeme karar verir.

İddia makamı iddiasını ortaya koyar, "ben bu davanın savcısıyım" der muktedir! (Hatırladınız mı? Baykal ben bu davanın avukatıyım derken, birileri bende bu davanın savcısıyım demişti.)

Örneğin, Ethem Sarısülü’ün öldürülmesi olayında; Türk polisi kimseye kurşun sıkmamıştır! Olay meşru müdafaadır diyerek katili serbest bırakan hâkim!

Bu hâkimin vicdanı toplum tarafından sorgulanmayacak mı?

Olayı herkes televizyonda film izler gibi izledi. Kahraman(!)Türk Polisinin birisi ‘sürüden ayrılanı kurt kapar’ mantığını es geçip, kalabalığa doğru hücuma geçiyor. Yere düşen birisini tekmeliyor, sonra silahını çıkartıp, önce havaya, sonra önünde kaçışmakta olan kalabalığa doğru ateşliyor.

Yani polisin üzerine kimse saldırmıyor. Bilakis polis tek başına saldırıyor. Oysa aynı polisin 10-15 metre gerisinde arkadaşları bekliyor.

Polis silahı ateşleyip, Ethem’i vurduktan sonra koşarak olay yerinden uzaklaşıp, kendisinden geride olanları da ileride bırakacak şekilde gözlerden kayıp oluyor.

O anda polis işlediği suçtan o kadar emin ki, kaçarak kurtulabileceğini sanıyor.

Yani polis kahramanlık destanını böyle yazıyor!

İletişim çağında herkesin her şeyi gördüğü, bir ülke nüfusunun neredeyse tamamının tanıklığında katilin, nefsini müdafaa için Ethem'e kurşun sıktığına inanmamız bekleniyor.

Nefis terbiyecisi muktedirdir!

Toplumun %98'in tabi olduğu dinde, ancak nefsi müdafaa neden bu kadar meşrudur kimseler sormaz. Silivri'deki duruşma salonunda sanıkların meşru müdafaa haklarını elinden alan adaletin, Ethem'in katiline ceza vermesini beklemek biraz abesle iştigal olmuyor mu? 

Bir çocuk annesine sorsa;"Anne, bu abi neden öldü?"

Çocuklara faşizmi anlatmanın bir yolu var mıdır?

Gelelim gezi olaylarına;

Aynı yolun yolcusu olmayanların yeni bir yoldaşlık tanımında buluştuğu yerdir Gezi...

Yola çıkanların üç günde yoldaş, kardeş olduğu başka bir yoldur Gezi…

Bu halk, kimin hancı kimin yolcu olduğunu anlatmanın yolunu bulmuştur Gezi’de…

O çok sevdiğimiz şarkının karşılığı "kardeşin duymaz, yoldaşın duyar" olmuştur Gezi...

Gezi’de ytirilenlerin adları kazınmıştır hafızalara, ileride doğacak çocuklara verilsin diye…

Sevdiğimiz çiçek adları gibidir artık onların isimleri...

Faşizme inat, yeni bir kardeşlik yeşerir medeniyetlerin beşiğinden…

Meşru bir müdafaa için girilir kol kola, otuz senede öğrenilecek olan öğrenilir üç günde, gaz bulutu altındaki bizim sokaklarımızda. Atılan her slogan zekâ, mizah, kardeşlik kokar Gezi’de…

Bu artık bir izzet-i nefis meselesidir…

Bu artık bir haysiyet direnişidir… 

Ethem'i öldürdünüz, katilini serbest bıraktınız, tüm halk gibi bunu biz de gördük.

Ancak emir alan yargı görmedi…

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..