Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '15

 
Kategori
Deneme
 

Etik literatür ilerlemeye engel

Etik literatür ilerlemeye engel
 

Çoğu yazılarıma Tanrı ile başladığım için inananlardan özür diliyorum. Ama kaynak oraya çıkınca mecbur kalıyorum. Konu malum gelişme/ilerleme/değişim/yenilik... Ve görülen o ki Tanrı bize sunulan haliyle haşa gerici.

Ezelden ebede kainatın sahibi/bileniyse ve de hayatta şartlara göre ilerleyen zamanla her şeyin değişmesi/yenilenmesi O’nun kanunuysa kaynağı O'na dayandırılan etik/ahlaki yapı neden ilerlemeye karşı hatta önünde engel?

Şöyle de denebilir “yeni, Tanrı’nın düzenine uymuyor; ondan” Mevcut ahlaki yapının ilericiliğe karşı olmadığı ancak ilericilik diye sunulan şeylerin gerçekte ilericilik olmadığı iddiaları da var.

Tanrı’nın düzeni olan “dini” dünyada bir anket yaparak “ileri-geri” ayrımında hangi guruba dahil etmemiz gerektiğini sorsak “ileri gurubuna alınmasında” bizzat dinin içindekiler bile tereddüt edeceklerdir.

Etik literatür (diğer tüm ahlaki sistemler) ilerlemeye karşı olsun. Din böyle bir şey kardeşim kabul edersen et etmezsen etme. O yani din şöyle ya da böyle bir şey değil, Allah’ın öngördüğü gibi bir şey. Dinin ilerisi gerisi olmaz. Onda zaman mevhumu yoktur. Senin ileri dediğin belki dine göre geridir. Allah’ın kitabı bütün zamanlara hitap eder ve bütün zamanlarda olan/yaşanan/yapılan ne varsa dine uymak zorundadır. Din buna bakar.

Görünen o ki din bilime de karşı...Ama bilim olmasa dünyada hayat olmaz. Burada bir çıkmaz var; yaşamak için bilime/teknolojiye mecburuz ama Tanrımız pek hoş bakmıyor. Tamam, örneğin İslam’ın kutsal kitabı“oku”  diye başlıyor ama Müslümanların bilime verdiği değer ortada.

Din ya da genel anlamıyla “etik literatür”  yenilikler konusunda adeta filitre. Dine uyarsa tamam, değilse...Ama dinlerin isteği ortada, uyması mümkün mü?

Ne yapsak ne etsek din duvarına tosluyoruz...”Ay’a gidilemez” E gittiler işte... Şimdi de “Ay’a falan gidilmedi” Allah Allah... Dinle hayat olmuyor; elimiz kolumuz bağlı hiçbir şey yapamıyoruz. Ne yapsak” şeytan icadı” Gerçi sözde bilim adına hareket ettiklerinei söyleyen bazı “bilim soytarıları” dine (dolaysıyla Allah’a) karşı olsun diye inadına günah icatları yapıyorlar ama sırf bunlara bakarak etik literatürün önümüze set çekmesi doğru değil.

İnsanların çoğu bilimle din arasında seçim yapmak istemiyor. İkisini de istiyor. Din- bilim kavgasından bıktık. Ay’a gidilemez (ya da gidilmedi) diyen bir dini ben kabul etmek istemiyorum şahsen. Keza delilsiz ispatsız Allah yok diyen bilimi de...

Görünen o ki ne dine göre bilim ne de bilime göre din mümkün.

İnsanlar ahlaktan nefret ediyor; çünkü her yerde önümüze duruyor. Müslüman ya da diğer dinlerdeki tutucu ülkeleri görüyorsunuz, din kaynaklı “etik literatür” hepsini de geri bırakmış. Ben şahsen bugünkü anlamıyla başta ahlak olmak üzere tüm sözde iyilik sistemleri(yardım,şefkat,sadakat,fazilet,itibar,vefa,bağlılık,saygı, hoşgörü,af,onur,cesaret,dürüstlük ve bunlar gibi daha bir sürü abuk sabuk şey) kaldırılmadıkça dünyada huzurlu bir hayat olamayacağını düşünüyorum.

Ben her zaman iddia ediyorum “iyi adam” kavramı büyük sorun...İyilik-doğruluk ideolojileri dünyanın başına bela. Müslümanlık da bu nedenle dünyada hakimiyet kuramadı. Dinin istediği gibi biri değilseniz ya da olamazsanız camiye gidemiyorsunuz; bitti!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..