Eurovision

Öncelikle Kenan Doğulu’yu kutlamak isterim. Gerçekten sahneye çıktığında yarışmadaki sanatçılar arasında sahneyi doldurabilen nadir isimlerden biriydi. Eğer amaç ülkemizi güzel temsil etmekse sonuna kadar hakkını verdi diyebilirim. Oylamaların çoğu her zaman ki gibi ülkelerin politik görüşlerini yansıtıyordu. Birkaç ülkeden gelen şaşırtıcı puan haricinde biz zaten "Rimi Rimi Ley" parçasıyla da beklediğimiz ülkelerden beklediğimiz puanları almıştık. Ayrıca Türkiye yaptığı oylama sonuçlarını açıkladıktan sonra "Yuh" sesleriyle uğurlandı. Hak edip hak etmediğini sizlere bırakıyorum...

Kenan Doğulu için yarışmaya gitmeden önce söylenen bütün kötü sözler bırakılıp son günlerde “ülkemizin gurur kaynağı” haline getirilmesi de ayrı bir konudur. Keşke, ne olursa olsun yarışmaya katılan sanatçılarımıza daha fazla destek olabilsek…

Ayrıca ülkemizde bu kadar dans yarışması yapılırken hala Eurovision da ki dansçılarımızı İngiltere’den getirmemiz içler acısı bir durum. Türkiye’de hem dans edip hem de vokal yapabilen birilerini bulmak bu kadar zor olmasa gerek.

TRT’nin yarışmaya bağlanmadan önce oylamaya yardım edecek jüri üyelerini tanıtış şekli bir hayli ilginçti. Profesyonel ve amatör olarak iki gruba ayrılan jüri üyelerinin içerisinde müzik ile uğraşmayan kişilere “Amatör” denmesi ortaya “Amatör/Tekstilci, Amatör/İşadamı” gibi cümleleri çıkardı.

Yarışma biter bitmez cep telefonlarına gelen “Şeker yazın 8060’a gönderin, arayanlar Kenan Doğulu Eurovision hiti Shake It Up Sekerim i dinlesin” mesajları çok duygulandırıcıydı…

Bence bu sene Eurovision a katılan sanatçıların cinsiyetlerinin anlaşılamaması da dikkat edilecek başka bir konudur. Meğerse asıl dikkat edilmesi gereken sözlerin İngilizce mi yoksa Türkçe mi olması değil başka şeylermiş. Sanıyorum seneye Eurovision da birinci olmak istiyorsak ülkemizi “Fatih Ürek” ya da “Bülent Ersoy” temsil etmeli.

Kısaca Kenan Doğulu ülkemizi en güzel şekilde temsil etti. Dördüncü olmanın gururunu yaşıyoruz...