Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '10

 
Kategori
Audio / Video
 

Ev sineması 3 (Home Cinema 3)

Ev sineması 3 (Home Cinema 3)
 

Ev sinemasının önceki yazılarımızda nasıl ve ne şekilde hayatımıza sızdıklarını anlatmaya çalıştım. Gelelim, evimize bu sistemi kurmaya karar verdikten sonra neler yapmamız gerektiğine;  

Önce cebimizden bu sistem için kaç para harcayabileceğimiz konusunda bir tutar belirlemek çıtamızı buna göre ayarlamamız şart. Bu iş pazardan domates almaya benzemeyeceği için, ne almak istediğinizin farkında olmanız açısından ayıracağınız bütçenin bilinçli olarak tespit edilmiş bir tutar olması gerekiyor. Ev sineması sistemine sahip olmaya hevesli ve bir o kadar meraklı olmamız, ilerideki adımlarda sizi bezdirmeyecek en önemli unsur. Azami mutluluğu gerçek anlamda hiçbir sistemle yakalamak pek mümkün olmadığı için, ayırdığımız bu bütçeyi son kuruşuna kadar harcamak hatta üzerine biraz daha ekleyebilme cesaretine sahip olmalıyız.  

Bir anda ben bu işten vazgeçiyorum diyenleri duyar gibiyim. Eğer ciddi anlamda bir sisteme sahip olmayı istiyorsak, önceki makalelerde açıklamaya çalıştığım dipsiz bir kuyuya dalıp içinden boğulmadan bir an önce çıkmamız adına kararlılıkla hareket etmemiz önem taşıyor. Sonradan pişman olacağınız bir sistem almak sizi bu işe bir daha girişmekten alıkoyduğu gibi harcadığınız paraların geri dönülmez bir batağa saplanması ise işten bile değil. Bu durumda aşağıdaki konulara dikkat etmememiz gerekir.  

  1. Alacağınız sistem ne derece güçlü olmalı ve kullanacağımız mekana uygun mu?
  2. Hoparlörler, sinema amfisi, gösterici medya ve televizyon birbirleri ile uyumlu mu?
  3. Sinema amfisi, medya gösterici ve televizyon kabul görmüş ve yerleşmiş teknoloji formatlarını destekliyor mu?
  4. Satın aldığınız cihazların satın alma sonrası garanti ve servis ağı mevcut mu?

Şimdi bu kriterleri ve gerekliliklerini inceleyelim:  

a) Piyasada adına ev sineması denilen merdiven altı ürünler tabir edebileceğimiz en küçük marketlerde bile satılan teknoloji zengini fakat gerçek amacına ulaşamayan çok vasat ve sorunlu cihazlar olmamalı. Bu tür cihazlar konu hakkında hiçbir fikri olmayanlar tarafından sistemin bu olabileceği düşünülerek alınıyor. Yaklaşık 5 x 50 Watt ya da 7 x 50 Watt gücünde tercih edebileceğiniz ciddi bir cihaz apartman ortamında iki alt iki üst komşularınızla aranızda soğuk rüzgarlar estirebilecek bir güç anlamına geliyor. Daha yüksek Watt değerine sahip sinema amfisi ve hoparlör takımı almanızın elbetteki önünde bir sınır yoktur. Bu iki ekipman grubunu olabildiğince iyi seçebilirsek diğerleri bu sistemi desteklemeleri kaydıyla aksesuar niteliğinde sistem parçalarıdır. Ana yapı ne kadar nitelikli kaliteli seçilirse sitemden alacağınız performansta ona paralel olarak sizi memnun edecektir.  

Sistemin yerleştirileceği mekan büyüklüğüne ve şekline göre amfi gücünü seçmek tamamıyla size kalmış bir şeydir. Genel olarak sistemin, bas (subwoofer) hoparlör haricinde kafanıza göre değişiklik yapamayacağınız hoparlör yerleşim düzeni vardır. Çünkü dinleme mekanı dış ortamdan tamamıyla izole edilmemiş ise yukarıda belirttiğim güç fazlasıyla yeterli bir güçtür. Yine yukarıda belirttiğim 5 ve 7 hoparlör olarak tabir edilen sistem ( 5+1 / 7+1) Merkez (center), Ön (front), Surround Front-Rear (sağ, sol ve arkadan saran ses), Subwoofer ( bas ses ) olarak adlandırılan 6 ya da 8 adet hoparlör grubundan meydana gelen hoparlör sistemidir. Merkez (center) hoparlör ekranın altına yada üstüne yerleştirilen, görüntüye bakış yönü olarak karşıdan gelen ve en önemli işlevi konuşma, çarpma, patlama, ufuktaki sesler ve ekranda yukarı hareket eden nesnelerden gelen ses frekanslarını iletir. Ön hoparlörler (front) ev ortamında, iyi bir performans ve stereo algılama için ekranın sağ ve soluna birbirinden en fazla 2, 5 - 3 metre aralıklı zemine yerleştirilen konuşma, çarpma, patlama, ufuk sesleri, ekranda sağa ya da sola hareket eden nesnelerden gelen her türlü frekansta sesi ve bas sesleri iletir. Çevreleyen-saran ses hoparlörleri (surround) ekran karşısında oturduğumuz yerin sağ ve soluna yaklaşık 1 metre öne ya da arkaya, 7+1 sisteminde ise ek olarak oturulan yerin tam arkasına, yine iyi bir performans için 2, 5 – 3 metre aralıklı olarak yerleştirilen konuşma, patlama, çarpma, ufuk sesleri gibi ses frekanslarını iletirler. Bas (subwoofer) hoparlör ise pratikte sağa ya da sola ön hoparlörler ile saran ses (surround) hoparlörlerin arasına veya ekran ile ön hoparlör arasına bir yere duvara çok fazla yaklaştırmamak kaydıyla yerleştirilen, en alt frekanslarda vurmalı çalgıların bas sesleri diğer bas sesler, patlama, çarpma gibi seslerin fiziksel olarak ta hissedebileceğimiz ses frekanslarını iletirler. Bas hoparlörün yerleştirileceği yer diğerleri gibi bir kurala tabi olmayıp, nereye koyduğunuz çok da önemli değildir. Dinleme odasının optimum ortamlarda yukarıda belirttiğim gibi yerleştirilmesinin dışında, arzu edilen ve bas seslerin diğer hoparlörlerle çakışma yapmayacağı bir şekilde odanın herhangi bir yerine yerleştirilmesi de mümkündür.  

b-c) Sistemin tümü günümüz teknolojisinde ya da benzeş format özelliklerinde (Dolby Prologic II, Dolby Prologic IIx, Dolby Surround, Dolby Digital, Dolby Digital EX, Dolby TrueHD, DTS, DTS-ES, THX Ultra 2 , HDCD, Audyssey MultEQ XT, HDMI vb.) olması gerekir. Satın alma öncesi katalog ve broşürlerin teknik özelliklerinin incelenmesi ve bundan sonra kafanızda oluşan sanal sistem bilgisi ile alışverişe çıkmanız karar vermenizde yardımcı olacaktır. Belirlediğiniz kriterlere göre cihaz satın alırken satıcının sizi yönlendirmesi gayet doğaldır, ancak satıcının sizin yerinize karar vermesini sağlamanız ise bir o kadar yanlış olacaktır. Son kararı hiçbir etki altında kalmadan (çünkü para sizin cebinizden çıkacak) sizin kulaklarınız ve gözleriniz vermelidir. Marka belirleyerek yola çıksanız bile eğer diğer seçenekleri de deneme imkanı varsa mutlaka onları da denemenizi öneririm. Günümüzde, kabul görmüş ev sineması görüntü ve ses formatları çok vasat kabul edilen basit Çin üretimi cihazlarda bile mevcut olup diğer tüm cihazlarda bulunmakta ve bulundurulmak zorundadır.  

d) Bilinen ciddi markalardan model beğenerek satın aldınız. Bu cihazlar çok çok nadir olarak ülkemizde üretilmekte olup, yüzde yüze yakın bir bölümü kesinlikle yurt dışında üretilmektedir. Bu sebeple sonradan üzülmemek için, satın aldığınız mağaza ya da firmayı da çok iyi seçmeniz servis ve garanti konusunda edinebileceğiniz her şeyi yazılı ve kaşeli olarak edinmeniz çok önemli. Hele hele, sinema amfisi ve gösterici çalıcı gibi ürünlerde cihazın sıfır ambalaj olmasına hatta bu işte tecrübeli iseniz kutusunun altından açılmış ve tekrar kapatılmış bir cihaz olmamasına azami dikkat gösterin. Büyük teknoloji mağazaları bile bu yolla açılmış bir ürünü müşteri bilgisi olmadan gayet pişkin bir şekilde satabiliyor. Bilginiz dahilinde açılmış bir ürün almanız konusunda bir teklif gelirse, test edebildiğiniz her yerini test ettikten sonra bu ürünün tüm garanti ve servis hizmetleri varsa satın almayı kabul edin ya da baştan kabul etmeyin. Bazen en üst model milyarlık ev sinema ve gösterici-çalıcı cihazlarda bile sorunlar çıkabilmektedir. Hal böyle iken, ne bir garanti ne bir servis güvencesi olmamasına rağmen 10-15 yıla yakın kullandığım ve hala ilk gün performansını alabildiğim deck tipi hi-fi cihazlar kullanmaktayım. Bu sizin elektronik şansınızdır.  

Bu dört ana öğeyi inceledikten sonra sistemin seçilmesi konusunda hem ayaklarınız hem de kafanızın oldukça yorulacağını, iyi bir sistem kurmanız halinde ise bunları keyifle kullanırken tüm yorgunluğunuzu atacağınızı unutmayın. Ev sineması kurulumunda iki ana unsur sinema amfisi ve hoparlör takımını paranızın el verdiği ölçüde en mükemmelini alabilmek hedefiniz olmalıdır. Çünkü bu iki unsuru bir arabanın motoru ile yürüyen aksam grubuna benzetebiliriz. Şasesi, koltukları, göstergeleri ya da herhangi başka bir aksamı arabayı özel kılar ama hareket etmesinde ve yolu kavramasında sadece konfor sağlar. Önemli olan ürünün işlevini tam anlamıyla yerine getirmesidir. Diğer grup olarak nitelendireceğimiz gösterici-çalıcı DVD, Blu-Ray, ekran LCD, Plazma, LED TV veya analog tüplü TV olsun vasatından en mükemmeline, detaycı ve teknik olarak kusursuz mükemmellik arayan biri değilseniz uçurumsal gibi görünen farklar gözünüze batmayacaktır. Ancak detaylar konusunda belirli farklar mutlaka söz konusu olacaktır. Bunların birbirleri ile iletişimini sağlayan kablolarda da aynı durum geçerlidir. Altınından gümüşüne, yüksek oranda oksijenden arındırılmış saf bakırına, hiç bir şeyden arındırılmamış standart kablosuna kadar hepsinden de bir şekilde sonuç alabileceğiniz bolca para tuzağı sizin tatminsizlikleriniz için sırada bekliyor. Gösterici-çalıcının her tür formata cevap verebilen 75 TL. den başlayıp 1.500 TL.lere kadar olanlarını, ev sinemasında ideal bir boy olan 106 cm Plazma-LCD TV-LED TV’ lerin 1.000 TL.den başlayıp 10.000 TL. kadar olanlarını tercih etmek, cebinizden çıkaracağınız paranın satın alabileceği keyfe keder seçimler olacaktır.  

Beğendiğiniz model ve markayı görsel işitsel olarak sizde test ettikten sonra satın almaya karar verdiyseniz biraz daha mı araştırsam acaba demenize hiç gerek yok. İnanın ülkemiz elektronik eşya piyasasında son teknoloji kaliteli ve iyi fiyatlı bir cihazı biraz daha fazla gezmekle bulabilmeniz tamamıyla tesadüf eseridir. Ülkemizde markalı olarak satılan modeller, ciddi distribütörler dışında o kadar tesadüfi ve bilinçsiz olarak ithal edilmektedir ki bulabildiğiniz cihazı iki gün sonra bile tekrar arasanız bırakın aynı modelini benzer bir modelini bile bulmanız zordur. Bu tür cihaz alımlarında fiyat performans ölçüsünü kullanarak satın almak ülkemizde en akıllıca yöntem gibi görünüyor. Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde bu tür cihazlar aynı kategorideki diğer cihazlara göre fiyat, yapısal kalite, test performansı, diğer cihazlara göre puanlama sırası gibi kriterlerle değerlendirilir. Bu nedenle elinizde beğendiğiniz cihazların audio-video dergilerindeki test değerlendirme sonuçları varsa kendi testiniz öncelikli olmak kaydıyla yapılan bu testlere göre bir cihaz satın almanız gayet uygun olacaktır. Kendi testinizde çelişki yaşarsanız, bu testlere güvenebilirsiniz. Çünkü, bu test sonuçları işinde ehil ve uzman kişilerce size göre en az yüz kat daha fazla cihaz üzerinde test uygulamış ve bu değerlendirmeleri yapmışlardır.
 

Bu işin pazardan domates almaya ya da giysi almaya hiç benzemediğinden bahsetmiştim. Onları da seçersiniz ama, beğenmezseniz birini atabilir diğerini giydirebilecek birini bulabilirsiniz. Unutmayın satın alacağınız sistemin en iyi test edicisi sizin kulaklarınız ve gözleriniz olmalıdır. Bazılarının paraları ile satın alabildikleri sistemlerin ses ve görüntü olarak bir benzerini, bu şekilde hem de cebinize en uygununu satın almanız pekala mümkündür. Mutlu kalın, mutlu olduğunuz sürece sisteminizle de mutlu olursunuz.  

-SON-  

Emin ORTA
 

 
Toplam blog
: 28
: 920
Kayıt tarihi
: 16.06.10
 
 

Merhaba ben 1965 doğumlu Nedim ORTA oğlu Emin ORTA. Milliyet Blog' a yıllar önce birşeyler yazmaya..