Evet, Asker kaçağıyım!

Posta kutusu her zamanki gibi ağzına kadar dolmuş. Ay sonuna yaklaştıkça kredi kartı, telefon, internet ve bilimum fatura posta kutusunun içerisinde uzanacak ellerimizi bekliyorlar.

Neyse ki mektup yazma, tebrik kartı yollama alışkanlığım varda; benim mektup, tebrik kartı yolladığım arkadaşlarım utana sıkıla el yazılarıyla cevap yazıyorlar. El yazısı ile süslenmiş bir zarfı posta kutusunda görmek ayrı bir keyif hele bir de üstünde pul ve damga varsa.

Apartmandan içeriye girdikten sonra rutinleşen posta kutusu kontrolünde 3 adet banka kredi kartı hesap özeti ile beraber Milli Savunma Bakanlığı, Konak Askerlik Şubesi Başkanlığı göndericili dosya kâğıdından yapılma zarfı görünce neye uğradığımı şaşırıyorum. Evdeki erkek nüfusunun babam ve benimle beraber iki olduğunu ve babamın 30 sene önce askerliğini yapmış olduğunu düşününce bu zarf ancak bana gelebilir. Üstünde ismimi ve adresimi görünce yanılmadığımı anlıyorum.

Bana hitaben yazılmış yazının en üstünde gönderen askerlik şubesi başkanlığının adı, dosya numarası, “askerlik işleminiz” ibareli konu, adım, soyadım, adresim ve yazının yazıldığı gün olan 1 Kasım 2008 yazıyor. Üçe katlanan dosya kâğıdı tam ortasından zımbalanarak zarf haline getirilmiş.

Vuruş özellikli eski tip yazıcıdan çıktığı her halinden anlaşılan yazının kâğıdı da o, tarih olmuş bilgisayar kâğıtlarından; ince, yanlarında delikli şerit olanlarından hani…

1 Kasım 2008’in hemen üstünde 65 Kuruşluk resmi posta pulu. Postaya verildiği gün ise 23 Ocak 2009. PTT damgasından tarih açıkça okunabiliyor. Askerlik şubesi kendi içindeki yazışmayı 3 aya yakın bir sürede tamamlayıp postaya vermiş olmalı.

Ortadaki zımba telini kâğıda zarar vermeden çıkartabilmek mümkün değil. En az kayıpla atlatarak söküyorum. Üçe katlanmış kâğıdı açıp okumaya başlıyorum.

<ı>Sayın: Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

<ı>1. <ı>Askerlik çağına girmenize rağmen son yoklamanızı yaptırmamanız nedeniyle yoklama kaçağı durumuna düşmüş bulunmaktasınız.

<ı>

<ı>2. <ı>Askeri Ceza Kanununun 63. Maddesi gereğince son yoklamasını üç ay içerisinde yaptırmayanlar ağır hapis cezası ile cezalandırılmaktadırlar. Bu ceza para cezasına da çevrilmemektedir. Bu şekilde mahkûm edilenler seçme seçilme haklarını kaybetmekte ve kamu hizmetlerinden yararlanamamaktadırlar.

<ı>

<ı>3. <ı>Bilgi eksikliği nedeniyle, ileride üzücü ve olumsuz durumlarla karşılaşmamanız için; öğrenci, hapis veya hastanede bulunuyor iseniz, yurtdışında işçi, işveren statüsünde çalışıyor iseniz durumunuzu belgeleyen evraklarınızı askerlik şubesine göndermeniz; aksi takdirde son yoklamanızı yaptırmak üzere en kısa zamanda ikametinize en yakın askerlik şubesine aşağıda belirtilen belgelerle birlikte başvurmanız gerekmektedir.

<ı>

<ı>Rica Ederim.

Özellikle ikinci maddesiyle askerlik görevini yerine getirmeyenlerin nelerle karşılaşacağı konusundaki yazılı yaptırımlar her Türk gencinin askere koşa koşa gitmesi konusunda yeteri kadar açıklayıcı görünüyor.

Askerlik şubem bu yazıyı benim ikamet adresime gönderebiliyor ise benim üniversitede okuduğumu da bilebilir diye düşünüyorum kendi kendime.

Korkutan bu bildirimle karşılaştıktan sonra, askerlik öncesi süreçle ilgili hiçbir şey bilmeyen ben koşa koşa okuluma gidip öğrenci belgemi alacağım.

Yaklaşık 55 bin öğrencisi bulunan bir üniversitede okuyorum. Öğrencilerden yaklaşık yarısının erkek olduğu gibi bir varsayımla; 25 bin erkek öğrencinin okuduğu üniversiteden öğrenci belgelerini alıp askerlik şubelerine göndermeleri yerine; askerlik şubelerinin üniversitelerden erkek öğrencilerin listesini alması daha kolay bir uygulama olmaz mı?

Kaç öğrenci askerlik yoklamasını takip edip bir dizi işlem yapacağını biliyor?

Kaldı ki Türkiye’deki üniversite ve okuyan öğrenci sayıları düşününce ne rakamlar çıkıyor ortaya…

Askerlik yoklama kaçağı durumuna düşmüş durumda olan birinin psikolojisiyle yazdım bu yazıyı; umarım korkutmamışımdır sizleri.

Ahmet Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com