Evetçi "Bakan"lara kapıları kapatan Hollanda, Hayırcı "muhalif"lere neden açıyor!

Hollandayla Türkiye arasında yaşanan diplomatik krizin aslında daha derin temellere dayandığını dünkü yazımda da belirtmiştim.

http://blog.milliyet.com.tr/hollanda-nin-bu--laleligi--neden-/Blog/?BlogNo=555972

Yani, Hollanda yetkililerinin ifade ettiği gibi mesele, Türkiyedeki siyasi havanın ülkelerine geçmesini engellemek falan değil, referandum sürecinde hayır cephesinde yer almak!

Hollanda (aslında Almanyanın başını çektiği tüm Avrupa) neden Türkiyedeki referanduma bu kadar müdahil oldu bunu da dün yazmıştım... Bu referandum artık Türkiye'nin iç meselesi değil Türkiye ile Avrupa arasında bir "egemenlik" meselesidir.

Bunun böyle olduğu Hollanda'nın "Hayır" propagandası yapmak için ülkelerine gelen Türkiyeli muhaliflere kucak açmasından belli oluyor... Bu Hollanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bakanlarını, tüm diplomatik kurallara karşı durmak pahasına, sınırdışı ederken, Hayır propagandası yapmak için "muhalif"leri büyük bir memnuniyetle "sınıriçi" ediyor.

Milliyet.com.tr'nin haberine göre, bu "sınıriçi" yapılan Türkiyeli muhalifler, Barolar Birliği başkanı Metin Feyzioğlu, AK Parti'nin amansız muhalif Abdüllatif Şener, Devletin hakkında yakalama kararı çıkardığı HDP'li Tuğba Hezer...

Bu üç isim aslında Hollanda ve tüm Batının Türkiye üzerindeki tarihsel emelleri anlamında sembolik isimler...Şöyle ki:

1- Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiyedeki Batılılaştırılmış aydın'ın prototipi olarak karşımızda duruyor... Bu "aydın" tipi, Batılılaşmayı hedef olarak belirlemiş, Batı'nın tüm değerlerine hayran, Medeni Hukuk dahil tüm "medenileşme"yi Batı'da gören anlayıştır.

Kısacası, bugün Hollanda'nın buyur ettiği ve konuşmalarını da Hollanda devlet televizyonundan canlı yayınladığı Metin Feyzioğlu, Batı'nın Osmanlının son dönemlerinden itibaren Türkiyede oluşturduğu Batı hayranı aydın kitlesinin temsilcisi olarak bulunuyor...

2-Siyasete AK Parti saflarında katılsa bile, sonradan yollarını ayıran ve bugün en büyük Hükumet karşıtı olan Abdüllatif Şener, Türkiyedeki "hayır" cephesinin FETÖ benzeri, siyasi ikbal ve bir tür kıskançlık grubunun temsilcisi olarak Hollanda'nın iltifatına mazhar oluyor...

Yani, mevcut iktidara ve tabii Tayyip Erdoğan'a muhalif ol da, başka ne olursan ol gel, diyen bir Avrupa'nın ikinci yüzü olarak orada bulunuyor Abdüllatif Şener!

3-HDP'li vekil Tuğba Hezeri ise, son elli yıldır Batının başımıza bela ettiği "Bölücü Terör" ün siyasi ayağında duran biri olarak Hollanda bağrına basıyor... PKK terörünü her türlü silah ve lojistikle destekleyen Batı'nın bugün bu terörü ininde boğmaya azmetmiş Türkiye Cumhuriyeti Devletine muhalif herkese kucak açabildiğinin tipik örneğidir bu.

Aslında, Milliyet.com.tr'de okuduğum bu haber, Türkiye'nin Batıyla olan geçmişini ve bugününü yansıtmak bakımından son derece dikkat çekicidir.

16 Nisan'da gerçekleşecek olan referandumun ne anlama geldiğinin de çok açık bir göstergesidir bu üçlünün Hollanda nezdinde gördüğü itibar!!

Evet/Hayır referandumunun sanılanın aksine çok derin bir anlamı olduğu, tarihi bir hesaplaşmanın ve kaçınılmaz bir döngünün kırılma noktası olacağı açıkça görülüyor.

Batılıların ve Batıcıların "eksen kayması" dediği bu durum aslında, Türkiye'nin kaydırılmış ekseninin yeniden olması gereken yörüngesine oturtulma mücadelesidir.

Türk Milleti, 16 Nisan'da, EVET diyerek, son iki yüz yıllık Batı emperyalizminin üzerimizdeki tasallutana "hayır" demiş olacak!

Görmek isteyenler için herşey ayan beyan ortada!!