Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '14

 
Kategori
Kitap
 

Extinction Point, Paul Antony Jones

Extinction Point, Paul Antony Jones
 

Uzun süredir kitap okumuyordum. O yüzden eve kitap girip çıkmıyor.. Ben de her zamanki tembelliğimden olsa gerek yeni kitaplar araştırmıyorum. Sonuçta da elimi bir kitaba sürmeden haftalar geçirebiliyorum..
 
Geçenlerde eşim elinde Kindle'ı ile geldi: " Al şen bu kitabı seversin." Benim her şeye muhalefet bünyem anında ağzını açtı: "Neden?" Kitabın konusunu öğrenince fazla itiraz etmeyi bırakıp, okumaya başladım. Başladığım gibi de elimden bırakmadan bitirdim.
 
Extinction point (maalesef henüz Türkçe'ye çevrilmedi, Extinction, Neslin tükenmesi anlamına geliyor) Paul Antony Jones'un ikinci bilim kurgu romanı. Mart 2012'de e-kitap olarak yayınlanmış. Basılı kopyasının yayınlanması ise Ocak 2013'ü bulmuş. Jones, web sitesinin takipçileri ile zaman zaman kitaplarını ücretsiz olarak paylaşıyor. O yüzden biz de aile olarak kendisini destekliyor ve takip ediyoruz. Yanlış anlaşılmasın, beleşçiliğimizden değil, e-kitapları ve kitap paylaşımını desteklediğimiz, üstelik yeni kitap basılmasını elimizden geldiğince protesto ettiğimiz için.
 
Jones, İngiltere doğumlu gazeteci ve yazar. Şu anda Nevada'da eşi, kedi ve köpekleri ile yaşıyor. Nevada'nın iklimine alışamamış olsa gerek, evine girip çıkan örümceklerden şikayet ediyor, kendini tanıtırken.
 
Extinction Point, apokaliptik bilim kurgu alanının sürükleyici örneklerinden. Kitabın fikri gerçekten çok çarpıcı. Beni öylesine heyecanlandırdı ki, etkisinden çıkamadan kitabı bitirdim, aynı heyacanla da ikinci kitabı indirdim. Extinction Point'in kahramanı Emily Baxter, yirmili yaşlarında New York da yalnız başına yaşayan bir gazeteci. Sıradan bir iş gününde, doktor randevusunu beklerken, Avrupa'da kırmızı bir yağmur yağdığını izliyor televizyonda. Profesyonel dejenerasyondan olsa gerek, doktorun ofisinden ayrılınca, bilgi toplayarak eve gidiyor. Yolda da kırmızı yağmura yakalanıyor. Kısa süre sonra da bildiği, içinde yaşadığı dünyanın dönüşmesine tanıklık ediyor.
 
Kitap bittikten sonra ise eksikliklerini ve bana tuhaf gelen yerlerini farketmeye başladım. Örneğin, Emily denen kişi, tanıdığı sevdiği herkesin ölümüne tanıklık ederken, bir iki bağırıyor, sonra da anında bisiklet ile dünya turu planları kuruyor. Üstelik Emily güya Amerika'nın bozkırlarında büyümüş, çiftçi bir ailenin kızı ve araba kullanmayı bilmiyor. İnanın bana büyük şehirler haricinde kuzey Amerika'da araba kullanmamak, okuma yazma bilmemek gibi bir eksiklik.. Özellikle de bozkırlardan kaçmak isteyen gençliğin tek çıkış yolu arabasına atlayıp uzaklaşmak. Bu faktörü Emily'nin New York'ta biten hayat hikayesi ile birleştirince ana karakterimiz tüm inanılırlığını yitiriyor. Çevresindeki gelişmeleri-bildiğimiz dünyanın sona erişini- bizlere ruhsuz bir tonda haber bildirir gibi aktarması ise, okuyucunun Emily ile bağ kurmasına engel oluyor. Tüm iyimserliğimle bunun da profesyonel dejenerasyon olduğuna inanmak istesemde, kitap öyle bir noktaya geliyor ki, Jones bile sanki Emily'nin ruhsuzluğu için bahaneler uydurmaya çalışıyor. Kitabın sonunda Emily, elinde kalan son yemeğini de yeni arkadaşı ile paylaşıp, kendisi iki tane bisküvi ile akşam yemeği yiyince de kafanızdaki ruhsuz Emily imajı yerle bir oluyor.. Hem zaten o nasıl bir karakter ki, kurtlar sofrası New York'ta daha otuzuna gelmeden en iyi yayın kurumlarından birinde muhabir olabiliyor???
 
Ayrıca ne demek Alaska'ya bisikletle gitmek? Kaç ay sürer o yolculuk? Birisi Jones'a Alaska'nın bayağı kuzeyde olduğunu söylesin lütfen..
 
Serinin ikinci kitabını okumak için sabırsızlandığım şu günlerde, bu bisiklet hikayesinin fazla uzamamasını umuyorum. Yoksa kitabın fikrinin etkileyiciliği beni daha ne kadar kendisine bağlayacak bilemiyorum.
 
 
Toplam blog
: 55
: 1472
Kayıt tarihi
: 15.06.14
 
 

Ceyhun Kirimli lisans egitimini Bogazici Universitesi Molekuler Biyoloji ve Genetik Bolumunde tam..