Ey AP, kendine gel! Kimin için çalışıyorsun?

Karnımızdaki bebeğe, kursağımızdaki ekmeğe,

masamızdaki meye, midemizdeki mezeye,

gönlümüzdeki lidere

laf çaktın…

Kars'taki heykele, dizideki kadehe,

Uludere'deki merkebe, ölmüş madenciye,

acılı anneye

kulp taktın…

Suriye'de Esed'e, Mısır'daki Sisi'ye,

İngiltere'deki kraliçeye, Amerikan Biden'e

kolu kopmuş gaziye

savaş açtın…

Sırtımızdaki cüppeye, omzumuzdaki rütbeye,

Çankaya'daki tarihe, yaptığımız greve,

piyasadaki faize

çengel attın…

Giydiğimiz eteğe, içtiğimiz yemine,

kolumuzdaki sevgiliye, parktaki üniversiteliye,

yardıma koşan hekime

hınç duydun…

Köşedeki polise, yandaşın gazeteye,

sınıftaki öğretmene, okuldaki müdüre,

mahkemedeki hakime

talimat verdin…

Tam konuşman gerekirken sustun

tıssss…

Yani herkese, her şeye ve her yere yetiştin de, en önemli olay hakkında laf çakamadın, savaş açamadın, talimat vermeyi bırak hıncını bile söylemedin.

Sen konuşmayınca veya işaret etmeyince yazamayan, göremeyen, duyamayan basının da, yazamadı, göremedi, duyamadı.

Dolayısıyla halkımız da okuyamadı, öğrenemedi, duyamadı:

Üç gün önce (12 Mart 2015) Avrupa Parlamentosu (AP) Avrupa Birliği'ne üye tüm devletlere "Ermeni soykırımını" tanıma çağrısında bulundu. 

AP tarafından oy çoğunluğuyla kabul edilen "Dünyada İnsan Haklarının Durumu ve AB'nin Bu Konudaki Politikası" başlıklı raporun karar metninde, AB devletlerinden "Ermeni soykırımı”nı hukuksal planda tanımaları istendi.

Kararda, AB devletleri ve AB kurumlarına "Ermeni soykırımının tanınmasına katkı sağlamaları" çağrısı da yer aldı.

Bekledim çıkıp iki laf edersin, 'van minit' falan dersin diye, ama boşuna beklemişim. Doğumdan ölüme her şeyimize karışıp hayatımızı düzenliyorsun da, bu konuda konuşmadın.

Neden?

Ben söyleyeyim: Nasıl Süleyman Şah'ımızı paketleyip ecdat toprağını terk edişimiz Ortadoğu politikanın sonuysa, bu karar da yürüttüğün Avrupa Birliği politikasının sonunun ilanı da ondan.

Yine de, senin yerine ben sesleneyim:

Ey AP, kendine gel! Sen kimin adamısın?

İZMİR, 15 Mart 2015.