Ey dünya yetti gari

O muhteşem güzelliğinle, albeninle, Afrodit kıskandıracak, Hera-yı hırslandıracak, Eros-un sadağından yürekler nişangâh senin uğruna olacak, Pandora-nın o kışkırtan albenisi ile umudu tek geçerek bana ulaşıyorsun.

NEDEN?

Ardından “sadece ben olmalıyım yaşamında, bir beni okşa altı duyunla…” diyorsun.

Oysa ben şu fani dünyada gökle yerin farkındayım. Ve arşı önce yaratanın gücünü fark edenlerden olup, ondan sakınır, onu tüm kâinatta görmeye çalışırım.

Kısacası ben her ne kadar senin o muhteşem varlığına kapılsam dahi, senin albeninin geçici olduğunu bilenlerdenim.

Sen bir han ben bir yolcuyum. Sende konakladığım şu son günlerde neden yüzün asık, neden gülmüyorsun, neden çok endişeli görmekteyim seni?

Sende ebet değilim, bunu sende çok iyi biliyorsun, ama beni zaman zaman kandırsan da, o cazibenle kendine çeksen de senin o gülüşünün ve sevinin yapay olduğunun da bilincindeyim.

İşte bu nedenle kollarına koşamıyor, sana tam kanmıyorum.
Çünkü sende benim gibi geçicisin.

Bir gün sende ben gibi yok olacaksın.

Pandora-nın kutusundaki umut al senin olsun. Zira bana sendeki kibirden önce hoşgörü yüreğime, SEVGİ de ruhuma çok önceden üflenmişti.

Ey Dünya Yetti Gari, Hadi Topla Pılını Pırtını da Çek Git Başımdan!

Emine Pişiren/Edremit-Akçay

08.06.2010