- Kategori
- Şiir
Eylül gelince

Sevgili eşim, seni ne çok seviyorum:)
Abbas şiirinde hüznü yeniyorum.
“ABBAS
Haydi, Abbas vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
(Cahit Sıtkı Tarancı)
Geri dönüş olası olsa neler yapmazdı bu insanoğlu!
Özellikle ben!
Bugünlerde biraz fazla hüzünlüyüm.
Dönemiyorum ama çok bakıyorum geriye Eylül gelince…
Hüzün ve anılar, alıp götürüyorlar beni…
Şikâyet etmiyorum, Eylül'ü böyle seviyorum.
Aklıma esiyor sesleniyorum içimden geldiğince;
Çoğu kez bir şiir olup dökülüyor dilimden hüzün!
Örneğin:
"UNUTAMAM
Bugün hüzün yüklüyüm yine
Terk edip giderken nasılsam
Aynen öyleyim işte
Gidişini anlayamadım ya
Unutamayışım ondandır
Ne zaman
Dönüp baksam geriye
Gülümseyen bakışla
El sallayıp gidişin gelir
Gözümün önüne
Ve
Bakıp kalışım ardından
Dalıp giderim yeniden
O karanlık dehlize
Ondandır bu hüzünlü halim
Sensiz bu dünya bir hiç bana
Hiç, hiç
Bilemiyorum
Nasıl anlatacağım bunu sana
Unutamam"
(Halil Güven-Şiirlerim-Söke)
***
İşte böyle…