Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Eylül '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Eylül hüznü

Eylül hüznü
 

Eylüldü, zaman rengi atmış eski bir pazen gibi solup suya karışıyordu ve su artık hiçbir şeyi temizlemek için kullanılmıyordu. Eylüldü ve tüm ayların hüznü kırılıverdi eylülün ortasında.

Kaburgaları çatlamış bir toprağın can çekişmesi gibi acıyordu geçmişim, bir dokunsan belki, belki diyordum... Bir dokunsan biraz ışık biraz ses.

Ah bir halkın suskunluğu, bir halkın sessizliği; ey halk çığlığın nerede? Bir halatın ucunda mı ya da soğuk bir işkencehanede, mahpusluk mu bu yoksa özgürlük mü beni koyduğun yer?

Eylüldü, deniz yırtılıyordu müdahale edemiyordum zamana, incecik bir boyun kırılıveriyodu şafak vakti, ilk defa kimsesiz kalıyordu analar, analar öksüz kalır mı? Benim ülkemde çok ana kaldı, çok anı kaldı.

Mevsimler üstüme üstüme geliyordu ve Eylül patlamasıydı bilincimdeki, hala sencileyin kanıyorsa yaram ve hala ayarı bozuk bir saatin sarkacına takılı kaldıysa gözüm idamımı uzaklaştırabilmek için kendimden ya da intihar süsü verebilmek için ölümüme, Eylül gelme üstüme üstüme Haziranın hiç mi suçu yok?

Kanbur bir dilenci kadın tutmuş köşe başını, diğer köşe başını ise jandarma. Hangi köşe benim, yazılmamış bir duvar kaldı mı? Elimde bir kutu kızıl boya, yazıyorum boydan boya '' al jandarma vur beni de o yarin kollarında''

Eylüldü, ve hayat tekerrürden ibaretti, bir gestapo resim sanatıyla uğraşıyor bir şair ansızın faili meçhulleşiyordu oysa, oysa ben Ağutos uyuşukluğuyla kuruyan bir suya bırakmıştım adını bir ihtilal değil bir devrim yaratsın diye Eylüldü ve geç kalınan bir hastanın can çekimesi gibi kıvranıyordu geçmişim.

Eylüldü, Ekimde zaten ben doğmuşum.

 
Toplam blog
: 46
: 1591
Kayıt tarihi
: 08.07.07
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik mezunuyum. Şu anda özel bir telekomünikasyon şi..