Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '10

 
Kategori
İnançlar
 

Felix Culpa

Felix Culpa
 

Felix Culpa.

Latincedir ve dilimizdeki karşılığı "mutlu hata"dır.

Hristiyan literatüründe kullanılmaktadır daha çok.

Peki ne demektir mutlu hata?

Tanrı'nın cehennemde bulunan Adem - Havva'nın, şeytanın ve de cennetten kovulmuş meleklerin, planlarının hepsini bilip, görüp de hür iradeye karışmayıp göz yummasına ve Tanrı'nın eğer istese tüm bu planlara müdahele edecek güçte olmasına rağmen, karışmayıp bir nevi merhamet göstermesine kısaca Felix Culpa deniliyor.

Katolik kilisesi tarafından 1960'lı yılların başına kadar kullanılmış bir cümle. Uzantısı tam olarak şudur;

"O felix culpa quae talem et tantum meruit habere redemptorum"

"O ne mutlu bir hatadır ki karşılığında armağan olarak bu kadar büyük ve iyi bir kurtarıcıyı getirmiştir",

Burada kurtarıcı İsa'dır.

Konuyu araştırırken, Yaşar Nuri Öztürk'ün Hürriyet Gazetesinde 30.04.1999 tarihinde yayınlanmış bir yazısı dikkatimi çekti, bazı bölümleri alıntı yapıyorum.

" Bin beş yüz yıla yakın bir geçmişin sahibi olan İslam dünyası, son birkaç yüzyıldır ölümsüzlük dosyasına girecek hemen hemen hiçbir şey üretmedi. Çünkü hayatının tümünü bir duaya dönüştürebilen benliklerden yoksun yaşıyor. Büyük rüyalar gören benliklere sahip bulunmuyor.

Büyük oluşlar, büyük rüyalar görebilenlerin nasibidir. Büyük rüyalar göremeyenler, büyük dualar edemezler. Ve İslam dünyası, yüzyıllardır büyük rüya görebilen gözlerden yoksun bulunuyor. Ekmek ve su vadisinde oyalanıp tatmin bulan yığınlar, büyük rüyaların çağırdığı çileli yollara dayanacak güçten yoksun durumda. Bu yüzden, hayatın bağrını ısıtan sevda, ölümsüzlük serüvenine atılmaya hazır başka áşıklara açtı kollarını.

Tüm hayatı bir büyük duaya çevirmenin açık prospektüsü verilmiyor insanlara, sadece ipuçları gösteriliyor. İşte bir tanesi, ‘‘Tüm yeryüzü benim ümmetime bir mábet yapılmıştır’’ diyor muazzez Peygamber. Bu ipucunun açık ifadesi şu:

Tüm hayatı bir dua haline getirin. O Resul, tüm hayatı bir duaya, tüm dünyayı bir mabede çevirdiği içindir ki tüm hayatı boyunca sadece iki tane mescit inşa etti.

Bugün İslam'ı, üç yıllık gecekondu semtinde, otuz cami inşa eden ama bir tek okuma salonu inşa etmeyen veya edemeyen yığınlar temsil ediyor. Böyle bir dünyada tüm hayatı bir duaya çeviren benlikler nasıl yetişsin?! Onlara ‘‘Peygamber'den bile çok cami yapmış olmak’’ yetiyor. Kuran'ın vicdan adamlarından biri olan Muhammed İkbal'in ‘‘Benim niyazım iki rekat namaza sığmaz’’ diyen sözündeki erdirici haykırışı anlamak bugünkü Müslüman kitleler için çok zor.

İslam dünyası, tüm hayatı bir duaya, yani bir kesiksiz ve eksiksiz yaratıcı faaliyete dönüştürebilen ruhlara muhtaç! Bu ruhların, uyutan ve avutan mescitlerle vücut bulmayacağı anlaşılmıştır.

İslam dünyası, ‘‘bir başına bir ümmet’’ yüreğine sahip İbrahim'lere (bk. Nahl suresi, 120) muhtaçtır. O İbrahim'ler, tüm hayatlarını bir büyük dua haline getirerek bizzat varoluşun duasına dönüşen erlerdir.

Acaba o erlerin ortaya çıkması için, Latinlerin felix culpa dedikleri erdirici günaha mı ihtiyaç var? Unutulmasın ki, ‘‘bir ümmete bedel Hz. İbrahim'in, Hak tarafından övgü için kullanılmış sıfatı olan ‘‘hanıf’’, o günkü yığınların dilinde ‘‘eskiye, atalar dinine karşı çıkmış zındık’’ anlamına geliyordu. Hz. İbrahim bir felix culpa failidir. Aslında tüm nebiler öyledir.

Bütün hayatını bir büyük dua olarak yaşayacak ölümsüz ruhun oturduğu çizginin uçlarında şu iki zıt sıfat geçerlidir. Eskiyi ilahlaştıran halk ucunda ‘‘günah işlemiş zındık’’, erdirici değerler üretmeyi ödüllendiren Hak ucunda ‘‘tüm hayatını bir dua haline getirebilmiş, felix culpa faili sonsuzluk dostu.’’

Selam, felix culpa faili sonsuzluk erlerine; selam ‘‘bir ümmete bedel’’ İbrahim yürekli fikir ve aksiyon devine!.. Ve selam, bu sırrın farkında olanlara!....."

 
Toplam blog
: 563
: 8587
Kayıt tarihi
: 30.03.10
 
 

Kişisel gelişim uzmanıyım. Yaşam Koçu, İlişki Koçu, NLP Uzmanı ve Eğitmeni, Kuantum Yaşam Koç..