Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '14

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe, Mersin İdmanyurdu’nu da geçti; yine “erken lider”...

Fenerbahçe, Mersin İdmanyurdu’nu da geçti; yine “erken lider”...
 

Son Durum

Fenerbahçe, yine “haftanın erken lideri”...

Geçen iki hafta, cuma günleri, maç fazlasıyla “erken lider”ken, bu kez de cumartesi günü “lider” oldu. Galatasaray, cuma günü Ankara’da Gençlerbirliği'ne takılınca, maç fazlasıyla “liderlik”ten olmuştu.

“Erken liderlik” yerini “gerçek liderlik”e bırakır mı bırakmaz mı?

Bu, Beşiktaş’ın Konya’da ne alacağına/ alamayacağına bağlı.

Fenerbahçe, kötü oynuyor ama kazanıyor, oyunu tat vermiyor, dendi durdu. Saptama doğruydu. Mersin İdmanyurdu karşısındaki oyun, bu tat vermenin yerleşeceği umudunu verdi.

Bu sezon, “kötü”, “iyi” takımdan çok, “kötü”, “iyi” maçlar var. Fenerbahçe-Mersin İdmanyurdu maçı da, Fenerbahçe açısından “iyi” maçlardan biriydi.

Zaman öldürmeye, böyle olunca da rakibin toparlanmasına olanak hazırlayan “yan paslar” yerine “dikine dikine” gidişler, Fenerbahçe’nin havasını değiştirdi.

Alper Potuk, şimdiye kadar oynamadığı kadar etkili oynadı. Topu ne zaman ayağına aldıysa, aralardan kaleye yöneldi durdu. Böyle giderse, onu durdurmak da zorlaşacak. Sow, girdiği pozisyonlara bakınca, gol atamamasına karşın, oldukça hareketliydi.

“Kanat”lar ise eski durumu pek aratmadı.

Fenerbahçe’de o kadar aksayan yoktu desek, yerinde olur. Mersin İdmanyurdu gibi, hele geçen hafta TT Arena’da “duman” attıran, futbolu çirkinleştirmeden oynayan bir takımla oynamak gerçekten zor, aynı zamanda zevkli.

*****

İstanbul Seferinde Eli Boş Dönmek

Rıza Çalımbay da, geçen hafta oynanan Galatasaray maçından hemen sonra ve hafta içinde de “moda”ya uydu.

Neydi o?

“Fenerbahçe’den çekinmiyoruz, hakemden çekiniyoruz.”

Rıza Çalımbay da tepki çekmişti.

Anlaşıldı ki, Rıza Çalımbay, üzgündü; pişmanlık duymuştu. O konuda bir daha konuşmayacağını, hakemin iyi maç yönettiğini söyledi. Ancak, hakem, Bülent Yıldırım, yine de söylenenlerden etkilenmişti.

Ya Mersin İdmanyurdu nasıl oynadı?

En iyisini Rıza Çalımbay diyeceğine göre, öyleyse, onun söylediklerinden bir  “seçme” yapalım:

“Biz iyi oynamadık, kötü oynadık. Ben bile şaşırdım, şok oldum. Özellikle orta sahada pas yapamadık, oyun kuramadık. Bu sefer mağlubiyeti hak ettik. Galatasaray maçında bulduğumuz pozisyonları bulamadık. Aldığımız topları iyi kullanamadık, ileride çoğalamadık.”

Kısacası Rıza Çalımbay’ın “Fenerbahçe’ye oyun kurdurmama” planı tutmamıştı:

Mersin İdmanyurdu, Rıza Çalımbay’ın belirttiği gibi, iyi oynamadı ama, oyunu da çirkinleştirmedi. Akıllarda kalan bir pozisyonları vardı. O da ilk yarıda Murat Ceylan’ın güzel vuruşu ve Volkan Demirel’in aynı güzellikteki kurtarışı.

Görüldü ki, Mersin İdmanyurdu, bütün enerjisini Galatasaray maçında harcamış. Puan alacağı maçta, aynı zamanda üç puana yakın olmasına karşın yenildi. Böylece İstanbul seferinin iki durağında da hüsrana uğradı.

Mersin İdmanyurdu, ikinci yarıda Sinan Kaloğlu’nun oyuna girmesiyle, canlanır gibi oldu. Hoş, Galatasaray maçında “duman” attıran Nakoulma, ilk yarının başlarında bir parladı, “hepsi o kadar”da kaldı.

Sonuç?

Mersin İdmanyurdu, Mersin’e eli boş dönüyor.

*****

Kaçan Bir Penaltı ki, Kimi “Hedef Tahtası”na Koyardı?

Verilen penaltıyı seyircinin isteğine uyarak Diego, Emre’nin karar vermesiyle kullandı.

Penaltıyı kullanma öncesi, “kriz masası”  kuruldu sanki... Volkan Demirel bile, kalesini bırakıp geldi, "müdahil" oldu.

(Tek gol atılmış, ikincisini atarak işi sağlama almak varken penaltı atışı “boşa” gidiyor. Hani, fark çok olsa, seyirci de istese, attır penaltıyı kaleci Volkan Demirel’e.

Kaçar kaçsın, kaç yazar?)


Diego, dolayısıyla Emre, dua etsin ki, Mersin İdmanyurdu, az kalan dakikalarda bir gol atamadı. Yoksa bir “kaza golü”, Fenerbahçe’de deprem etkisi yaratırdı.

(“Bizim takımımızın penaltıcısı Emre'dir, Emre yoksa, Kuyt'tır. Bugün Emre sahadaydı,ancak eğer Emre penaltıyı başkasının atmasını istediyse onun dediği olmuştur.", İsmail Kartal)

*****

İsmail Kartal’ın Özgür Yankaya’ya Selamı Var

İsmail Kartal, Mehmet Topal’ın vuruşundan önce, kendisi vuracakmış gibi, sağ ayağıyla topa hamle yaptı, gol olunca, alkışlamaya başladı. Öne geçmenin, rahatlamanın alkışıydı bu. Aynı zamanda, hakem Özgür Yankaya’nin Gaziantep’te, Burak Yılmaz’ın gol atmasından önce yaptığı hareketin benzeriydi. Hani, eski MHK Başkanı Zekeriya Alp’in hakemi savunduğu, istemdışı dediği, olağan saydığı hareket vardı ya, işte onun benzeri.

Farkı?

İsmail Kartal taraftı; Özgür Yankaya ise değil...

*****

Yine mi Penaltı?

Artık, Fenerbahçe maçlarında, leyhte penaltı pozisyonlarının olması olağan işlerden sayılacak. Hakem/ler, nasıl olsa, birini atlasa öbürünü atlamayacak. Bunu dün de gördük.

Son söz:

“Aklımın yettiğince faydalı olmak istiyorum.” (İsmail Kartal)

 

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..