Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '16

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe değerlendirmesi

Fenerbahçe değerlendirmesi
 

Görsel www.fenerbahce.org adresinden alınmıştır.


Fenerbahçe’nin UEFA’dan aldığı iki yıllık cezanın bitiminden dolayı Şampiyonlar Ligi’ni düşünerek kadrosunu büyük oranda revize etmesi aslında sezon başında beklenen bir gelişmeydi. Nitekim de öyle oldu.

Sarı- lacivertliler ilk olarak ünlü bir ismi, Giuliano Terraneo’yu sportif direktörlüğe getirdiler. Ardından da transferler başladı. Sarı- lacivertliler, Nani, Van Persie, Fernandao, Ozan Tufan, Şener, Volkan Şen, Markovic gibi önemli transferler yaptılar. Bu arada takımın yükünü uzun zamandır çeken pek çok futbolcuyla da yollarını ayırdılar. Bunlar içerisinde en dikkat çeken şüphesiz kaleci Mert Günok’tu. Çünkü milli kaleci Fenerbahçe’nin ilerideki kalecisi olarak görülüyordu. Ancak Fenerbahçe, takımda tuttuğu Volkan Demirel’in yanına Fabiano’yu transfer etti. Üçüncü kaleci ise yine yetenekleri tartışılmaz olan Ertuğrul oldu.

Merakla beklenen Teknik Direktörlüğe ise Portekizli Vitor Pereira getirildi. Bu isim bazı çevreler tarafından tartışıldı.

Bu kısa hatırlatmadan sonra değerlendirmemize geçelim. Pereira, sezon başında oldukça fazla hücumu düşünen bir takım yaratacağını söyledi. Nitekim hazırlık maçları ve ligin başlarında bunu izledik. Fakat bu futbolun getirdiği defansif zafiyetler ve de en önemlisi Sow’un satılması Pereira’nın planlarını değiştirdi.

Gerçekten de Portekizli teknik adam, bir anda tek santrafora dönerken orta saha güvenliğini ön plana aldı. Pek çok yorumcu Pereira’nın ligimizi tanıdıktan sonra böyle bir karar verdiğini ve garanti oyunu seçtiğini düşünüyorlar. Oysa Pereira, bunun en büyük nedeninin Sow’un satılması olduğunu söyledi. Çünkü Pereira’nın oyun sisteminde sahada mutlaka iki santrafor olmalıydı ve her ihtimale karşı bir alternatif santrafor da daima kulübede oturmalıydı. Fakat Sow’un gidişinde sonra bu şansı kalmadı ve o da mecburen ilk on birde tek santrafora yer verip, diğerini kulübede oturtmak zorunda kaldı.

Bu anlamda Fenerbahçe yönetimi Sow’u satmakla Pereira’nın bütün oyun planlarını bozmuş oldu. Ancak bu satış sırasında mutlaka Portekizli teknik adam bilgilendirilmiştir. Ayrıca Fenerbahçe kulübü Sow için önerilen rakam karşısında kayıtsız kalamadı.

Pereira’nın on birdeki tercihini Fernandao’dan yana kullanması teknik direktör ile Van Persie’nin aralarının açılmasına neden oldu. Şampiyonlar Ligi’ne ön elemede veda etmek de daha başlangıçta moralleri bozdu.

Fenerbahçe zaman içerisinde futbolunu ve sistemini rayına oturttu. Fakat kanımca her şeye rağmen Pereira, elindeki kadronun hakkını veremedi.

Gerçekten de şu anda ligdeki en iyi kadronun Fenerbahçe’nin elinde olduğunu düşünüyorum. Fakat Pereira’nın sistem ve oyuncu tercihleri bazındaki kararları bazen sarı- lacivertlilerin önünü kesiyor. Örneğin, orta sahada ısrarla Mehmet Topal ve Souza’nın birlikte oynatılması bence çok doğru değil. Souza her ne kadar futbolunu her geçen gün geliştirse de sonuçta Mehmet Topal ile benzer özelliklerde bir futbolcu. Ben o nedenle Souza’nın yerine Fenerbahçe’nin geleceği olarak gördüğüm Ozan Tufan’ın oynatılmasından yanayım.

Takımdaki bazı sıkıntılar ligin ikinci yarısında daha büyük sorunlar yaratabilirler. Örneğin Pereira ile Van Persie arasındaki anlaşmazlığa Fernandao da dahil oldu. Fernandao’nun skorun 0-0 olmasına rağmen Başakşehir maçında oyundan ağır hareketlerle çıkması, Van Persie ile bırakın tokalaşmayı göz göze bile gelmek istememesi ve doğrudan soyunma odasına gitmesi taraftarların bile tepkisini çekmişti. Buna rağmen Başakşehir karşılaşmasından sonraki ilk maç olan Gençlerbirliği maçında Fernandao’nun yine ilk on birde başlaması Pereira için bir eksiydi.

Pereira devre arasında öncelikle bu soruna odaklanmalı. Elbette kim hazırsa formayı o almalı. Fakat şu aşamada Fenerbahçe’nin bir santrafor transferine daha ihtiyacı olduğu bir gerçek. İşte o zaman Pereira çift santraforlu oyunu oynama şansına da sahip olur, kulübesine de daha fazla güvenir. Sarı- lacivertlilerin Sivasspor maçında kulübede bir tane bile santraforunun olmadığını hepimiz hatırlıyoruz.

Fenerbahçe kulübü de UEFA’nın Finansal Fair Play kurallarına takılmış durumda. Sarı- lacivertlilerin de durumları Şubat’ta belli olacak. Ancak Fenerbahçe, UEFA’dan bir transfer yasağı alsa bile bundan Galatasaray kadar etkileneceğini düşünmüyorum. Fenerbahçe büyük bir ihtimalle bir ya da en fazla iki sene içerisinde mali tablosunu UEFA’nın istediği seviyeye getirebilir. Çünkü öncelikle Fenerbahçe camiası Galatasaray ile kıyaslandığında kulübüne karşı daha fazla aidiyet duygusuyla bağlı. O nedenle taraftarlar kulübe gelir sağlayacak her organizasyonun içerisinde olacaklardır. Ayrıca gerek Aziz Yıldırım, gerekse de veliahtı Ali Koç, bu işlerden çok iyi anlayan yaratıcı insanlar. Açılacak tazminat davaları da ayrı bir konu.

Kısaca Fenerbahçe’nin ligin ikinci yarısı ve UEFA Avrupa Ligi açısından öncelikle alternatif olabilecek bir santrafora daha ihtiyacı var. Ardından Pereira elindeki kadroyu daha verimli kullanmalı. Örneğin Van Persie, öyle bir kalemde kulübeye tıkılacak bir futbolcu değil.

Açıkçası stoperlerin beklediğimden başarılı olduklarını söyleyebilirim. Alves ile Kjaer sezon başını saymazsak özellikle son haftalarda beklentilerimin üzerinde bir performans gösterdiler. Ancak bu başarıdaki en büyük faktör de şüphesiz önlerindeki Mehmet Topal. Bu istikrarın ligin ikinci yarısında da sürüp süremeyeceği merak ettiğim diğer bir konu.

Diğer taraftan Fenerbahçeli futbolcuların neden bu kadar çok sakatlandıkları da masaya yatırılmalı. Eğer bu, antrenman tekniklerinden kaynaklanıyorsa gerekli önlemler alınmalı.

Sonuç olarak Fenerbahçe, her ne kadar elindeki kadronun hakkını veremiyorsa da ilk yarıyı lider Beşiktaş’ın sadece bir puan gerisindae kapattı. UEFA Avrupa Ligi’nde de yoluna devam ediyor. Çok büyük bir sürpriz olmazsa şampiyonluk yarışı bu iki takım arasında geçecek gibi gözüküyor. Büyük ihtimalle de bu iki takımdan az hata yapan ve stres yükünü daha iyi taşıyabilen şampiyon olacak.

tolgaersari@hotmail.com

https://twitter.com/tolgaersari

https://www.facebook.com/tolgaersari
 

 
Toplam blog
: 1042
: 299
Kayıt tarihi
: 02.03.08
 
 

Yazmak benim için bir tutku, bir yaşam kaynağı. Sadece basit bir hobi olarak açıklanamaz yani. Be..