Fenerbahçe Güney Kıbrıs'ta galip..

Fenerbahçe bu  bayram gününde çok iyi oynamadığı maçta Rum takımı, AEL'i 1-0 yenerek, rakibinin evindeki yenilmezliğine son verdi. Ayrıca aldığı 3 puanla ülke puanına büyük katkı yaptı, diğer takımımız balon gibi şişirmelerine rağmen Avrupa da sadece 1 puanla şimdilik bu kadar katkı yapmış oldu. Ondan da ülke puanına puanlar beklerken, TT Arena dediler, şöyle stad, böyle stad, malesef bir yağmurda on kişi kalan rakiple nerdeyse yağan yağmurda boğuluyorlardı. Hatta maç sonrası yağmurun niye o saatte stada yağdığına bile sitem etti, teknik ekip. Olacak şey değil.

Neyse biz Fenerin maçına dönecek olursak belki de ilk defa Alex’in gittiğinden beri bu kadar Alex varmış gibi oynadılar. Hayret!!!

Alex olduğunda; ağır kalan, pas hataları yapan, rakibe her alanda oynama hakkı veren oyunla, sanki Alex’in ruhu sahadaymış gibiydiler. Bu da Fenerbahçe yi sıradan bir takım yaptı, sıradan bir Rum takımı karşısında, sadece tecrübesi ile oynayan birde kaleci Volkan farkı, işte o kadar. Ama Volkan farkı deyip te geçmeyin, kurtardığı gollerle bence geceye damgasını vurdu. Yoksa Fenerin değil zayıf rakibi karşısında galip gelmesi, berabere kalması bile mucize olurdu. Şimdi düşünüyorum da Formda hali Milli maçlara yansımış olsaydı Volka’nın, ne Trabzonlular, ne de diğer basın alınan puan ve puanlarla ağızlarını bıcak açmayacak, kuyruklarını kıstırdıkları gibi arkalarına bakmadan çekip gideceklerdi.

Maçta daha önce denildiği gibi bayrak filan götürmeyin, yaygarasına rağmen stadda şanlı Türk bayrağını dalgalandırdı Fenerbahçe tarftarı, helal olsun onlara.. Yine AEL başkanının sağ duyulu yaklaşımı ve açıklamalarıda maçın sadece bir futbol maçı olduğunu, yenmek kadar yenilmekte maçın üç neticesinden biri olduğunu Rum taraftarlara ve o maçtan nemalanmak isteyenlere anlatmıştı..

Dediğim gibi üç pauan şahane ama oynanan futbola  şahane demek çok zordu bu akşam,  Aykut hoca Selçuğu ön liberoda oynatırken, belki iyi niyetli bir Selçuk vardı, ama kaptrdığı toplar, kaybettiği ikili mücadeleler, yaptığı faullerle, artık Fenerbahçe de miladının dolduğu ve yerine genç ve ilerisi için Fenerbahçe'ye yararlı olacak bir isim monte etmek gerektiğini bu gece de bas bas bağırıyordu..

Genelde Fenerbahçe ikinci bölgece rakibin basmadığı, kendi alanına çekildiği zamanlarda geriye oynayarak uyutma taktiği yaptı resmen, taki, Baroni'nin nefis kornerine şahane kafa çakan Egemen'in kafasına kadar. O Egemen ki ikinci kafa vuruşunuda az farkla auta çıkması ikinci kafa golünü atmaması içten bile değildi.

Avrupa'da alınan yedinci pauna ile artık guruptan çıkmak cocuk oyuncağı, ama daha ileri gitmek bir bilmece olmaktan kurtulmalı, Aykut hoca gerekli önlemlerle Avrupa kupasına göz kırpan bir Fenerbahçe ortaya çıkarması için gerekli hamleleri yapmalı, ona göre…